Hizmet mi zor, biz mi

Evde cemaatle namaz ve tesbihattan sonra namaz dersinde 'Hizmet Rehberi'ni takip ediyoruz. En son sabah namazında okuduğumuz bölümde, "Hizmette netice düşünülmez; kemiyet değil, gayret ve keyfiyet önemlidir." başlığı vardı.Konuyu sabahın o dinç saatinde eşimle birlikte mütalaa ederken, sadece hizmet etmek, netice ile uğraşmamak, vazife yaparken 'şöyle olsaydı, böyle olsaydı' gibi düşüncelere girmemek, yani sönük kafa fenerini şahs-ı manevinin önüne koymamak, hizmet ederken kimkimler vardı, kaç kişi idiler gibi kişiyi yoran yorumlara düşmemek, düşük ahlak olarak ifade edilen dünya hayatını her cihetle ahiret hayatına tercih ettirmeye sevk eden sebeplere tevessül etmemek..." gibi düsturlar, tam da hizmet elemanını yoran, fütur veren, şevk kıran, kul olarak da haddini aşan noktalar dikkatlere sunuluyordu. 'Vazifeni yap, vazife-i İlahiyeye karışma' güzel bir düsturdur. Kırılacak şişe hükmündeki dünya işlerini elmas gibi ahiret işlerine tercih etmemek, kendini her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellef bilmek, bütün kuvvetiyle asayişin teminine çalışmak ve her türlü görüş ve düşüncesini, isteklerini, şikayetlerini, hayallerini, itirazlarını, şahs-ı manevi havuzundaki ilgili meşveret mekanizmalarında