Evlat da, ebeveyn de imtihandadır

Tarafıma gelen bir okuyucu mailinde (C.Ö.), ebeveyn olarak vazifemizi yapmışsak, yine evladımızda beklediğimiz davranışlar gelişmiyorsa, 'bu çocuğa neler oluyor' demeyecek miyiz' diyor.Aynı zamanda sohbetlere katılan gençlerde istenen heyecanın oluşmamasında pek çok sebebe dikkat çekilerek, 'Sohbetlerin kalitesi, dershanelerdeki vazifelilerin tavırları, sorulara tatminkâr cevaplar verilemeyişi, internet, telefon...' gibi sebepler sayılıyor. Bir de 'vazifenizi yaptıktan sonra vazife-i İlahiyeye karışmamak' noktasına dikkat çekiliyor. Ayrıca, hizmetin ve hizmet elemanlarının kendilerini güncellememesine dikkat çekilerek, 'Zamanın getirdiği şartlara da uyamadık. Sohbetler otuz sene önce nasılsa hâlâ öyle. Dershanelerin fizikî şartları çok iyi, ders kalitemiz ilgilenme kalitemiz o kadar iyi değil. Pek çok işimizin içinde sohbet de bir iş gibi kaldı. Çocuklar ne yapsın, veliler ne yapsın, müdebbirler ne yapsın' deniliyor. Ayrıca mailde peygamberlerden örnekler verilerek, 'Lut'un (as) hanımı, Nuh'un (a.s.) oğlu, Peygamberimizin amcası... Peygamberler neyi eksik yaptılar da resul olduklarını anlatamadılar.' diyerek soru soruluyor. Tabiki burada peygamberlerin örnek verilmesi ibretlidir, çünkü onlar peygamberdir ve tebliğ görevlerini bihakkın yerine getirmişlerdir. Bu neticeye binaen Cenab-ı Hak