Sinemaya adım attığı ilk günden bugüne memleket insanının sevgisini kazandı. Yaşamına 200'ün üstünde sinema filmi ve dizi sığdırdı. Canlandırdığı her rolle toplumun sesi oldu. Emekçinin, ezilenin ve halkın yanında olan bir sanatçıydı... Fatma Girik'in yaşam öyküsü, kariyeri, siyasi çalışmaları ve özel yaşamı kapsamlı bir çalışmayla kitap haline getirildi. İşte raflardaki yerini alan "Fatma Girik" kitabından öne çıkan bölümler...Mutlu bir çocuklukFatma Girik, aslen Kafkasyalı bir baba ile Batum'dan göç eden Beyaz Rus köklere dayanan bir annenin çocuğu olarak 1943'te dünyaya geldi. Ailesi ile birlikte Sultanahmet semtinde ikamet etti.Sultanahmet, Osmanlı'nın en mutena semtlerinden biridir. Hanların, konakların, cumbalı ahşap evlerin eksik olmadığı bölge, Cumhuriyet'le birlikte bir sessizliğe bürünür. Eski başkent İstanbul'un önemli devlet binaları Eminönü, Sirkeci, Gülhane, Sultanahmet, Şehzadebaşı hattından Fatih'e kadarki yerleşim yerlerinde bulunurken, başkentin Ankara'ya taşınmasıyla birlikte binalar da boşalmaya, binaların etrafında kümelenen önemli insanlardan oluşan yerleşim yerleri de değişmeye başlar. Dönemin önemli bürokratlarının, Babıali eşrafının ve entelektüellerin uğrak yeri olan Şehzadebaşı'nın sessizliğe bürünmesi bölgenin de başına geleceklerin bir habercisidir. Sessizlik evresinden sonra Osmanlı'nın son görkemli yerleşim yerleri yeni konuklarına ev sahipliği yapmaya başlayacaktır.Haberin Devamı Anadolu'dan İstanbul'a göç eden, çocuklu geniş ailelerin ilk yerleştirileceği yerler çoğu zaman birden fazla aileye ev sahipliği yapacak olan bu bölgedeki eski konutlar olur. İstanbul, yeni bir hayata başlayacak insanlar için bir çıkış noktasıdır. Sultanahmet'in ev sahipliği yaptığı ailelerden biri de Girik Ailesi'dir. Aile, iki katlı eski ve köhnemiş bir evde tek göz odada yaşar. Evin her odasında ayrı bir aile bulunur; toplamda dört odada dört ayrı hayat vardır. Fatma Girik o dönemi tüm yoksunluklarına rağmen "mutlu bir çocukluk" dönemi olarak anlatır.O dönemde Girik derslerinden kalan vakitlerini küçük kardeşinin bakımı, yemek yapma gibi rutinlerle geçirir. Boş vakitlerinde annesiyle sinemaya gider.Haberin Devamı'Erkek Fato'luktan 'kadın Fatma'lığa"Ben Bir Sokak Kadınıyım" filmi, Fatma Girik'in 1966 yılında çektiği en tartışmalı filmlerden olur. Filmin tartışmaların odağı olması, Fatma Girik'in o dönemin koşullarını zorlayarak alışılmış olanın dışına çıkıp starlar içinde farkını ortaya koyuşu, cinselliğini cesaretle sergileyişinden kaynaklanır. Girik'in bu çıkışı "Erkek Fato" imajından kopup "Kadın Fatma"lığa yönelmesi olarak değerlendirilir. Ünlü sanatçı bu kadarla kalmaz, aynı günlerde dönemin en popüler sinemamagazin dergilerine verdiği "yarı çıplak" ya da dönem başlıklarına yansıyan "sere serpe" pozlarıyla "Kadın Fatma"lığını "Ben açılıp saçılsam da seyircim beni kabulleniyor" diyerek ilan eder.Haberin Devamı1970'li yıllar: Nitelikli yapımlara doğruFatma Girik'in sinemada hem nitelik hem nicelik olarak altın dönemi 60'lı yıllar olur. Girik'in hiç kimsenin yadsıyamayacağı aurası, komediden drama her tür anlatıya denk düşen yeteneği, oynadığı film sayısından da gözlenen verimliliği ve tüm bunlara ilave olarak yapımcı-yönetmen Memduh Ün'le iş ve yaşam ortaklığı onun sinemada izlediği politikanın başarılı olmasında rol oynar.Sinema, 60'lı yıllarda olduğu gibi 70'lerin ilk yarısında da halkın en ucuz eğlence araçlarından biri olma özelliğini korur. Bu dönem kapalı (kışlık) ve açık (yazlık) sinemaların giderek artması, sinema sektöründeki film verimliliğinin artmasını da sağlar. İster yazlıkbahçe, ister kapalıkışlık olsun sinemalar, yalnızca film izlenen mekânlar değil, aynı zamanda bireylerin kamusal alandaki sosyal yaşamlarının da vazgeçilmezi haline gelip en çok keyif aldıkları