O gün İçişleri Bakanlığı'nda kıyamet koptu

Hizbullah "Allahın Partisi" anlamına geliyor. Bu isimle parti kurulamayacağı için "Hüda Partisi" dediler. Millet İttifakı HDP ile görüşeceği için eleştirilirken, Cumhur İttifakı'na Hizbullah örgütünün Hüda Partisi de katılıyor. Türkiye, Hizbullah örgütünü "Mezar evler", "Domuz bağı", önce sorgulayıp sonra öldürüp üzerine beton dökülenlerle tanıdı. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ı ve 5 koruma polisini de onlar şehit etti. Onlarca kanlı eylemi gerçekleştiren bu örgütün mensuplarının çoğu ceza almadan kurtuldu.Yargılamaların uzun sürmesi, tutuklulukta geçen sürenin uzunluğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürülüyor, Türkiye mahkum ediliyordu. Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda 2005 yılında değişiklik yapıldı. Buna göre asliye cezalık davalarda tutukluluk süresinin 2 yılı, terör örgütleriyle ilgili davaların görüldüğü ağır ceza mahkemelerinde ise tutuklulukta geçen sürenin 10 yılı aşmaması öngörüldü.BÖYLE SERBEST KALDILARHizbullah örgütüyle ilgili ilk dava Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) dönemin DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından açılmıştı. (Söz Yüksel'den açılmışken sağlık durumunun çok kötü olduğunu ve uzun süredir de hastanede yattığını belirtelim.) Örgüt davalarıyla ilgili yerel mahkemeler zamanında karar veriyor, ancak Yargıtay'a gittiğinde davanın bozulması durumunda yeniden yargılamanın yapılması süreci uzatıyordu.Haklarında ağırlaştırılmış hapis cezaları istenenler, 10 yılda cezaları Yargıtay tarafından onanmadığı için serbest kaldılar. Bu olayı SÖZCÜ gündeme getirmiş, serbest bırakılanların yeniden tutuklanmaları istenmişti. Serbest kalanlar, daha sonra ağır cezalar aldı ama artık izlerini kaybettirmişlerdi. Bu arada İran'ın devreye girmesiyle Hizbullah-PKK çatışması da durmuştu.O GÜN GELEN İHBARGizliliğe çok büyük önem veren, hücre sistemiyle çalışan ülkemizdeki "Hizbullah" adlı örgütün varlığı, tamamen bir tesadüf sonucu ortaya çıkarılmıştı. 1991 yılında, Diyarbakır Emniyet Müdürü Ramazan Er'e bir ihbar ulaşmıştı. İhbarda, Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde bir evde çok sayıda silah bulunduğu belirtilmişti.Bu silahların PKK'lılara ait olduğu düşünüldü. Operasyon hazırlıkları tamamlandı ve eve baskın yapıldı. İhbarda belirtildiği gibi evde silahlar vardı. Ama ele geçirilen diğer malzemelere, Arapça "Allah" yazılı yeşil bantlara o güne kadar hiç rastlanmamıştı. Konu farklı bir yöne kaymaya başladı. Gözaltına alınan 8 kişinin sorgusu devam ettikçe, bu kişilerin "Türk Hizbullah"ı olduğu ortaya çıktı.1.500 FAİLİ MEÇHUL CİNAYETGüneydoğu'da, özellikle kepenk indirtme, kontak kapattırma eylemleri PKK'lıların isteği doğrultusunda yapılıyordu. Hizbullahçılar, PKK'nın emirlerine karşı çıkıyordu ancak etkili de olamıyorlardı. Hüseyin Velioğlu, Fidan Güngör ve Abdulvahap Ekinci, Hizbullah'ın önemli isimleriydi. Fidan Güngör, silahlı eyleme karşı çıkarken, Velioğlu, bir an önce eylemlerin başlamasını istiyordu. Görüş ayrılığına düşüldü, Hizbullah "İlim" ve "Menzil" diye ikiye ayrıldı. Başını Velioğlu'nun çektiği grup, diğer grubu etkisiz hale getirmek için ilk eylemi eski arkadaşlarına yaptı. Sonra, PKK'lılarla kıyasıya bir mücadele dönemi başladı. PKK ve Hizbullah'ın mücadelesi