Jesus'u da yenerler

İlk yarı sonunda yazıyı yazmaya başladım, son düdükle birlikte noktayı koyacağım... Maç başladı, biz de başlayalım... Trabzonspor takımında çok uzun bir sakatlıktan çıkan Edin Visca yerine, son maçların gözde ve golcü adamı Naci'yi beklerdim. Elbette Edin Visca adı Naci'yi ezer geçer ama, son maçlarda Naci'nin rakip savunmaları ezip geçtiğini herkes gördü. Trabzonspor orta alanında iki merkez adam Abdülkadir ile Siopis'ti. Siopis her büyük maçta rakibi iyi durduran, genellikle sahadan attıran özelliklere sahip... Bu yönleriyle öne çıkamadı. Abdülkadir çok etkisiz kaldı. Maçın her dakikası Hamsik'i çağırdı. Fenerbahçe, üç stoperinin önüne, daha doğrusu kenarlarına, Osayi Samuel ve Ferdi'yi koyarak hem defans anlamında, hem hücum anlamında kalabalık kalmaya çalıştı. Hücumda Batshuayi, Joshua King ikilisiyle cüretkar bir başlangıç yaptı. Fenerbahçe de, bu akıllı başlangıca rağmen darbeyi orta sahasından aldı. Crespo en etkisiz, en kötü maçını oynadı. İrfan Can vaziyeti idare etti. O zaman koca bir orta alan Arao'ya kaldı ve elbette yetmedi. Aslında ilk yarının ilk yarım saati Fenerbahçe'nin istediği gibi gitti. Kalan bölüm, 7 dakikalık uzatması ile birlikte Trabzonspor'a döndü. Buna rağmen Trabzonspor "ah-vah" denecek bir pozisyona giremedi. İlk yarının akılda kalan tek görüntüsü, Joshua King'in üst direkte patlayan şutuydu. Batshuayi, Joshua King'e asla ayak uyduramadı, aşırı top ezip kaybetti. Kim ne der bilemem ama ilk yarının en iyisi, hakem Halil Umut Meler'di. Batshuayi'ye neden sarı kart gösterdi anlamadım ama, diğer kararlarının tamamına yakını doğruydu. İlk yarı böyle, ikinci yarıda buluşalım. Devre arası bitti, hakem Meler düdüğü çaldı, ikinci yarı başladı. Hemen başlangıçta Batshuayi bir topu daha ezmese, Fenerbahçe öne geçebilirdi. Ardından Edin Visca mutlak bir golü kaçırdı. İyi vursa Altay'ın işi zordu. Yeteri kadar darbeli vuramadı, Altay çeldi, Maxi Gomez'in önüne gelmekte olan topu Szalai müthiş çalıp uzaklaştırdı. Ve kader ağlarını ördü. Fenerbahçe son Trabzonspor maçlarında olduğu gibi gene 10 kişi kaldı. Hakem Halil Umut Meler'e kimse kızmasın. Crespo'nun hareketi sarıyı gerektiriyordu ve ikinci sarıdan kırmızı kart ile gitti. Aslında zaten kötü oynayan, bir de sarı kartı olan Crespo ile ikinci yarıya başlamak Jorge Jesus'un yanlışıydı. İyi oynar kıyamazsınız, sahanın