Venedik'te bir masal

Venedik Bienali'nde Türkiye'yi temsil eden Füsun Onur'un "Evvel Zaman İçinde "adlı projesi, gezegenimizin sorunlarına odaklanıyorBu yıl 59. kez düzenlenen Venedik Bienali'ni takip etmek için İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) davetlisi olarak Venedik'e geldim. Bütün dünyayı sarsan pandemiden dolayı bir yıl gecikmeli gerçekleşen bienalin ilk günleri pandeminin bittiğini işaret ediyordu. Tüm dünyadan sanat profesyonelleri ve sanat gazetecileri bir aradaydı. Uzun zamandır görüşülemeyen arkadaşlarla buluşmak, hasret gidermek son iki yıldır yaşadığımız sıkıntılı günlerin aslında ne kadar problematik olduğunun, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin insanların yüz yüzegelmeye ihtiyaç duyduğunun adeta bir göstergesiydi benim için.Venedik Bienali Türkiye Pavyonu bu yıl bir ilke ev sahipliği yaptı. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı tarafından açıldı. Bakan Mehmet Nuri Ersoy'un Venedik Bienali'ne gelmiş olması bence son derece önemli. Sanat dünyasının olimpiyatları olarak addedilen Venedik Bienali'nin büyüklüğünü ve önemini anlamanın en önemli yolu burada bu havayı teneffüs etmekten geçiyor.Bakan Mehmet Nuri Ersoy'la açılış sonrası ayaküstü sohbet etme imkânı buldum. Bu etkinliği görmenin kimin, nasıl desteklenecebileceği açısından önemli olduğunu belirtti. Hem İKSV, hem de Saha'nın Venedik Türkiye Pavyonu için yaptığı katkının önemli olduğunu ilerleyen yıllarda da bu işbirliğinin devam edeceğini belirtti. 28 Mayıs -12 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek Beyoğlu Kültür Yolu projesine eş zamanlı olarakAnkara'da da Başkent Kültür Yolu projesinin olacağını ve önümüzdeki yıl ise bu şehirlere İzmir ile Diyarbakır'ın katılacağının müjdesini verdi. Beyoğlu Kültür Yolu hiç şüphesiz İstanbul'un marka değerine önemli katkılarda bulunacak ve dünya sanat haritasında İstanbul'un yerinin daha belirgin olmasını sağlayacak. Uluslararasıbilinirlik için Turizm Geliştirme Ajansı'yla bu yıldan itibaren yurt dışından kültür-sanat gazetecilerinin sanat eleştirmenlerinin gelecek olması bakanlığın bu alanda gösterdiği çabanın önemli bir göstergesi.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6742762;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6742762;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarsamed-karagozvenedikte-bir-masal-6742762' });Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un Venedik Bienaliüzerineizlenimlerini sorduğumda ise sanatçıların gelecekle ilgili bakış açılarını beğendiğini; her şeyin önce hayalle başlayıp sanata dönüştüğünü sonra da diğer kreatif endüstrilerin bunu takip ettiğini söyledi.Az malzeme büyük yapıtBu yıl Venedik Bienali Türkiye Pavyonu'nda kavramsal sanatın Türkiye'deki ilk isimlerinden Füsun Onur'un "Evvel Zaman İçinde "başlıklı eseri yer alıyor. 1938 yılında dünyaya gelen Füsun Onur çalışmalarında biçim ve içeriği değiştirerek, Türk sanat ortamında yeni tartışmalar yaratmaya çok erken tarihlerde başlamış bir sanatçı. Klasik heykel eğitimi almış olmasına rağmen bu sınırları aşan eserlerortaya koyuyor. 1970'lerin başlarında ilk sergilerinde boşluk-doluluk konuları üzerine yoğunlaşıp geometrik planlı mekânlar oluşturuyor. 1970'lerin sonlarında ise anılarla ve değerlerle yoğun bir şekilde ilgileniyor; gündelik hayatta nesneleri eserlerinin merkezine yerleştiriyor. 1980'lerde günlük hayatımızın bir parçası olan 'kumaş'a odaklanıyor.1990'lardaki eserlerinde müzik ön plana çıkıyor ve disiplinlearası bir yolculuğun kapılarını aralıyor.Venedik Bienali Türkiye Pavyonu'nda yer alan "Evvel Zaman İçinde" ise bir sanatçının çok az malzeme kullanarak ortaya hâlâ, büyük bir yapıt koyabileceğinin ispatı.Füsun Onur bu eserinde adından da anlaşılacağı üzere bir masal anlatıyor. Masal kitaplarında resimler çoktur ama metin çok azdır. Füsun Onur'un bu eserinde de benzer bir yaklaşım söz konusu; az figürle etkili bir anlatı ortaya konuluyor. Mekânın tamamında sanatçının minimalist yaklaşımı,