Nasıl paylaşacaklar

"Acil, hemen, şimdi" diyerek matine-suare "erken seçim" istiyorlardı, şimdi erken seçimden korkuyorlar! E tabii lafın düzünü ederek, "Erken seçimden korkuyoruz!" demiyorlar. Nasıl desinler; "AK Parti'nin oyları eridi, bitti, tükendi..." iddiasını dile getirmedikleri gün yoktu. Seçimin erkene alınmasına itiraz etmekle, kendi iddialarını kendi elleriyle çöpe atmış olacaklardı. "Oy yüzdesi bakımından dibi bulduğunu iddia ettiğiniz, adeta jantta gittiğini söylediğiniz AK Parti'yle erken seçimde yarışmaktan neden çekiniyorsunuz" sorusuna verecek cevap bulamazlardı. Çözümü, "erken seçim" yerine, "baskın seçim" demekte buldular. Lakin "kurnazlık" da bir yere kadar. Hayır yani, 6-7 ay sonra doğal sürecinde yapılacak seçimi, nasıl erkene alacaksınız da "baskın" olmamış olacak Bu saatten sonra ilan edilen seçim tarihi yeterince baskın zaten. Süre o kadar kısa ki herhangi bir şekilde erkene çekilmesi, sonuç itibarıyla "baskın" seçimden başka anlam taşımaz. En sonunda içlerinden biri (CHP'li Karayalçın) çıkıp, "erken seçimden" çekinme gerekçelerini açıkça dile getirdi. Özeti şu: "Millet İttifakı olarak birlikte aldığımız oyu kendi aramızda nasıl paylaşacağız!.." Keşke, diyorum, cumhurbaşkanı adaylarını neden hâlâ belirleyemedikleri konusunda da bu kadar açık sözlü olabilselerdi. Ne bileyim, "Aramızda anlaşamıyoruz!" deseler ve milletin bildiğini milletten saklama komikliğine düşmeselerdi. Zavallı Kılıçdaroğlu her defasında adaylığını açıklıyor; bu uğurda yurtdışına çıkıp para buluyor, dahası 8 saat hamburger yiyor, fakat masa sakinleri adaylığını görmezlikten gelmeyi ısrarla sürdürüyorlar. Anlaşmazlık değilse nedir bu Adam gibi "Anlaşamıyoruz" diyeceklerine, "Pışşşııık! Adayımızı açıklayalım da yıpratın deel mi, çakallar..." kıvamındaki komikliklerle topu taca atıyorlar!.. Masa sakinlerinden biri de birkaç gün evvel, "Erdoğan seçim tarihini açıklasın, biz de adayımızı açıklayalım" dedi, iyi mi! (Oysa seçim tarihi