Kitabın ortasından konuşacak olursak, manzara-i umumiye, açık ve net şuncağızdan ibarettir: Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olmak için HDP'nin önüne gitti, Diyarbakır anneleri ise çocukları dağdan dönsün diye!.. CHP İttifakı için bütün mesele işte bu manzarayı yeri geldiğinde gizlemek, yeri geldiğinde aşikâr etmektir. Tuhaf ama oyun budur! HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağını ilan etmekle, Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğini aşikâr etmiş oldu. PKK'nın Kandil şeflerinden Cemil Bayık, Mustafa Karasu ve Duran Kalkan da CHP İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'nu hiçbir tartışmaya meydan vermeyecek şekilde desteklediklerini ortaya koydu. Uzun lafın kısası: PKK'nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'dur. Tıpkı Pensilvanya'nın adayının Kılıçdaroğlu olduğu gibi. PKK ve FETÖ, Kılıçdaroğlu ortak paydasında buluştular. Esas ortak paydaları, "Kara ordumuz" dediği PKK'nın Suriye kanadına binlerce TIR silah yardımı yapan ve FETÖ elebaşına yataklık yapmaya devam eden küreselci emperyalistlerdir. Bütün ortak paydaları da zaten bu ortak paydanın doğal sonucudur. ABD Başkanı Biden'ın desteklediği CHP İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'nun yegâne görevi, "Gizli ve Aşikâr" oyununu hakkıyla oynamaktır. Mesela, Karadeniz'de PKK'nın siyasi kolu HDP ile ortaklığını gizlemeli, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde özellikle aşikâr etmelidir. Tam tersini yaparsa, her iki bölgeden de oy alamaz. Bu konuda sakarlık yapacağını sanmam. Lakin, "Trakya'nın en güzel ilçelerinden illerini, illerini ilçelerini barındıran bir Trakya'ya en güzel ilçelerinden illerinden birisi..." şeklindeki konuşması aklıma gelince, kendisi adına endişelenmiyor değilim. Takdir edersiniz ki... Konya'da muhafazakâr, İzmir'de "laikçi" olmaktan veya Tunceli'de Seyid Rıza, Ankara'da Atatürk demekten biraz