Fethin mayası "adalet"tir

FETİHLERLE yoğrulmuş bir coğrafyada yaşıyoruz. Toplumu daima dinamik tutan manevi değerlerimiz var. Fetih, diğer insanlar için de fedakârlık yapma yöntemidir. Hak, hakikat, adalet, ilim, irfan, ıslah ve imar gibi güzellikleri insanlığa kazandırmayı amaçlar. Bu değerlere sahip bir toplum dünyaya "öncü" olur. Böyle değilse, toplum kendisini muhasebeye çekmeli; kaybettiği değerleri yeniden kazanmaya çalışmalıdır. Fetih, insanın mutluluğunun önündeki engelleri kaldırma gayretidir. İyiliğe giden yolları "açma" eylemidir. İnsanın insana emanet edildiği şuuruna ermek, kendisini "insanlığa adamak"tır. Selahaddin Eyyubiler, Yıldırımlar, Fatihler, Yavuzlar bu amaçla yaşadılar. Selahaddin Eyyubi, sırf bu amaçla atından inmedi. Ev ve saray düşünmedi. Allah'ın dini üstün gelsin, diye bir ömür cihat etti. Kötülüğün önündeki engelleri kaldırdı. pushfn('ads'); Anadolu coğrafyası da fetihlerle yoğruldu. Bu coğrafyadaki ilk fetihler Hz. Ömer (R.A.) döneminde yapıldı. Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz o dönemde El-Cezire bölgesi olarak anılıyordu. Bölgede çoğunlukla Hıristiyanlar vardı. Başkomutan Halid bin Velid (R.A.), İyas bin Ganem isimli komutanını bölgeye gönderdi. Bugün "il" statüsündeki Diyarbakır, Mardin, Urfa, Erzurum gibi 14 şehir o dönemde İslam topraklarına katıldı. Halid bin Velid'in (R.A.) oğlu Süleyman bu seferlerde şehit oldu. Diyarbakır Süleyman Camii'nin haziresinde 27 sahabe yatmaktadır. Diyarbakır'da 7 peygamber merkadı, 500 kadar sahabe mezarı vardır. MGV- AGD bölgenin manevi zenginliğinin bilinmesi için özel bir çaba harcamaktadır. PEYGAMBER MÜJDESİİstanbul (Konstantiniyye), 2. Mehmet öncesi 28 kere kuşatıldı. Dünyanın gözü, şehirler incisi İstanbul üzerindeydi. En güçlü kara ve deniz kalesiydi. Napolyon'un şu sözleri her şeyi anlatmaya yeter: "İstanbul'a sahip olan dünyaya egemen olur."; "Dünya tek devlet olsaydı, başşehri İstanbul olurdu." pushfn('ads'); Allah Resulü (S.A.V.) olaydan 8 asır önce İstanbul'un Müslümanlarca fethedileceğini müjdeledi: "Ne güzeldir o komutan ve askerleri" Fetih sevdalılarında hareketlilik başladı. 2. Mehmet daha şehzadeliği döneminde bu amaçla yetiştirilmeye başlandı. Hocaları ile daha çok Fetih Suresi'ni, Fetih hadisini müzakere ederlerdi. İstanbul, geceleri rüyalarına girer; oyunlarında fetih tatbikatı yapardı. "İnanmak"; kendini o inanca "adamak" demekti. Zafer, önce komutanın zihninde kazanılırdı. İnsan, ordulara hükmetmeden önce, içindeki "benliği" yenmeliydi. Kişinin kendisi ile mücadelesini kazanması zaferin başlangıç noktasıydı. 2. Mehmet aldığı eğitim ve azmi sonucu kendisini aştı. "Ya ben İstanbul'u alırım; ya da İstanbul beni!" kararlılığına ulaştı. 2. Mehmet 8 yabancı dil öğrendi. Ehliyet ve liyakate önem verdi. Çağının teknolojisini çok iyi kullandı. Rumeli Hisarı'nı yaptırdı. Macar Urban'a devrinin en gelişmiş, en büyük toplarını döktürdü. Manevi sebepler yanında maddi sebeplere de sarıldı. Konstantiniyye'nin kalelerini çökertecek hazırlıklar yaptı. Otağını, Topkapı ile Eğrikapı atasındaki Lykus deresinin geçtiği, kara surlarının tamamını görebilen bir tepenin üzerinde kurdu. Gemileri bir gecede Haliç'e indirdi. Yapılmayanı yaptı. Komutanlık dehasını gösterdi. GÖNÜLLERİN