Eğitimde erken çocukluk dönemi

Alfa kuşağının erken çocukluk döneminde ilgi ve yeteneklerinin fark edilmesi, öz benliği yüksek bireyler olma yolculuklarında ailelere ve kurumlara düşen büyük sorumluluklar var. Teknolojinin pozitif yönde ilerlemesiyle hayatlarımıza giren zamandan ve mekândan bağımsız öğrenme vb. yaklaşımlar çocukların yeni dünya insanı olma yolculuğunda oldukça önemli bir yer kaplıyor. Erken çocukluk gelişiminin önemine vurgu yapılan bu dönemde bahsettiğim bu başlıkların çocukların hayatına ne şekilde entegre edilmesi gerektiği, bir tartışma ve merak konusu olarak karşımıza çıkıyor. Bu yüzden, hepimizin sorguladığı, "Erken çocukluk döneminde çocuklara öz benlik gelişimi ve farkındalık kazandırarak dünya insanı olmak nasıl öğretilmelidir" sorusu eğitim camiasında gündemden düşmeyecek çok önemli bir araştırma ve tartışma konusu. Bu konuyu Girne Amerikan Üniversitesi kuruluşu olan Girne Koleji CEO'su Dilek Cambazoğlu ile değerlendirdik. Dilek hoca, erken çocukluk döneminde edinilen davranışların büyük bir kısmının, bireyin yetişkinlik dönemindeki kişilik yapısını, tavır, alışkanlık, değer yargılarını oluşturduğunu belirtiyor. Çocukların gelişim hızı ve öğrenme kapasitesinin en yüksek olduğu bu dönemi şekillendiren en önemli ana bileşenler aile ve okuldur. 0-3 yaş gelişim dönemi daha çok aile desteği ile ilerlerken 3 yaştan itibaren gelişiminin sağlıklı ilerlemesi ve evde verilen eğitimin desteklenmesi için bir okula ihtiyaç var. Bu okullarında, çocuğun çok yönlü gelişimini hedefleyen plan ve programlara sahip olması gerekir. Tematik eğitim, yaşam becerileri, ilham istasyonları, yabancı dil, sosyal duygusal öğrenme programları bu plan ve programlardan bazıları. PROGRAM VE ÖĞRENME ÇEŞİTLERİ Tematik eğitim programları ile çocuklar duygusal, sosyal, bilişsel, estetik, fiziksel olarak güçlü kılan ve