Bahçeşehir için kupa vakti

Her şey hayal kurmakla başlıyor ve o hayalin peşinden koşmakla devam ediyor. Bu hayatta da, eğitimde de, sporda da böyle. Bahçeşehir Koleji'nin 2017'de profesyonel basketbola girişinin altında yatan misyon da güzel bir hayalin ürünüydü. Türk basketboluna hizmetlerde bulunmak ve bunu yaparken de gençlere ilham vermek. Aradan geçen beş sene içerisinde takım, yola çıkış amacının altını hem ülke sınırlarında hem de kupanın bir kulpunu tuttuğu şu sıralarda Avrupa'da doldurmaya devam ediyor. Hiç gittiniz mi bilmiyorum ama ülkemizdeki stadyumların, basketbol salonlarının ciddi bölümünde toksik bir ortam var. İnsanlar, takımlarının kötü oynayabileceği, mağlup olabileceği düşüncesine bile katlanamıyor. Sahada istemedikleri bir görüntüyle karşılaşınca da hırslarını ya hakemden ya da rakip takımdan çıkarıyor. Bahçeşehir Koleji takımının maçlarında ise durum tam tersi. İnanması her ne kadar güç olsa da tribündeki izleyiciler, güzel bir hareket gördüklerinde rakiplerini bile alkışlıyor. Bu durum tabii ki parkede oynanan 40 dakikalık bir maçtan ibaret değil. Tribünleri dolduranların ekseriyeti öğrenci. Sporun hem bir eğlence aracı olduğunun hem de sağlıklı, düzenli bir hayat için hayati önem taşıdığının bilincindeler. GÖNÜLLERİMİZİN ŞAMPİYONU Bu öğrencilerin birçoğu kendi okullarının takımlarında oynuyor ve profesyonel ağabeylerinden gördüklerini sahaya yansıtmaya çalışıyor. Çoğu profesyonel olacak kadar yetenekli değil. Zaten aksi bir durum dünyanın hiçbir yerinde söz konusu değil. Bahçeşehir Koleji'ne göre bunun pek de bir önemi yok. Asıl önemli olan şey, sporu bu çocuklar için bir alışkanlık haline getirmek. Okullarında derslerine giriyor, ardından da oynadıkları takımda bir bütünün parçası olmayı, birlikte hareket etmeyi öğreniyorlar. Bahçeşehir Koleji'nin basketbola girişinin altında yatan sebeplerden biri de bu. Okul takımlarından, altyapılarından bekledikleri şey bu. Ve bunun