Çocuklarımızın matematikte başarılı olması için neler yapmalıyız

"Matematik becerilerinin gelişmesi hem günlük yaşamda hem de karşımıza çıkan problemleri çözmede bizlere önemli avantajlar sağlar. İyi matematik bilmeyen toplumlarda adalet yoktur. Demokratik bir toplumun ve demokratik bir bireyin var olabilmesi bile asgari bir matematiğe dayanıyor.""Merkezi sınavlarda bile biz öğrencilerimizin ne bildiğini değil de ne bilmediğini ölçmeye çalışıyoruz. 2021 yılı LGS Sınavında 180 bin 714 öğrenci sıfır aldı. 2021 YKS Sınavına giren adaylardan 217 bin 504'ü matematikte ve 312 bini de fende sıfır net yaptı."Matematik dünya tarihinde pek çok şeye kadirdir. Keza Filozof Platon'un akademisinin girişinde "Matematik bilmeyen giremez" yazar. Matematik işte bu kadar köklü ve bütün bilimlerin anasıdır. Dünyaya baktığımızda güçlü ülkeler, "matematik bilmeyen giremez" diyecek kadar matematiğe önem veren ülkelerdir. Ve biz de Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Atatürk'ün bizzat geometri kitabı yazarak matematik bilimini yabancı dillerin etkisinden kurtardığı, matematiğin dilini sadeleştirdiği bir kültürden geliyoruzBugün Türkiye'nin sayılı matematik eğitimi profesörlerinden, doktora eğitimini Amerika'da almış, bu konuda ulusal ve uluslararası pek çok projede görev almış, Amerika'dan Haymana'ya Mamak'a farklı yerlerde çalışmalar yapmış, matematik öğretiminin önemli ismi, bu konuda 35 yıllık deneyimi ile Prof. Dr. Sinan Olkun ile matematiği, önemini ve çocuklarımızın matematikte başarılı olması için neler yapmalıyızı konuştukSinan hocam matematik neden önemli Neden çocuklarımızın matematik öğrenmesini istiyoruzMatematik öğrenmek için aslında iki ana nedenimiz var: Bunlardan birincisi; eğitim hayatımızı olabildiğince ileriye devam ettirebilmek; ikincisi ise modern toplumdaki günlük yaşantımızı matematikle daha kolay, daha yaşanılır hale getirmek. Örneğin, ilkokulda gördüğümüz matematik ortaokulun altyapısını, ortaokul lisenin altyapısını sağlar, bugün öğrendiğimiz matematik yarınkinin altyapısını oluşturur, yani bir süreklilik vardır. Günlük yaşantımızda ise para, zaman, enerji gibi kaynaklarımızı verimli bir şekilde kullanmak ve bunlardan en yüksek faydayı sağlamak için matematiği kullanırız. Bilinmeyeni, ilerideki muhtemel belirsizlikleri önceden hesap ederek tahmin etmeye, kestirmeye çalışırız. Özetle; matematik becerilerinin gelişmesi hem günlük yaşamda hem de karşımıza çıkan problemleri çözmede bizlere önemli avantajlar sağlar. Örneğin, verilerden yola çıkarak sebep sonuç ilişkisi kurabilen bir birey hiç şüphe yok ki sadece duygularıyla hareket edenlere göre daha doğru kararlar alabiliyor ve belki de yaşam onları daha az üzüyor.Bu söylediklerinizden hareketle herkes matematik öğrenmeli miİyi matematik bilmeyen toplumlarda adalet yoktur.Nobel ödüllü ünlü matematikçi John Nash şöyle diyor: "İyi matematik bilmeyen toplumlarda adalet yoktur." Çağdaş bir demokraside hesap vermek ve hesap sormak vardır. Hesap sorabilmek için de, hesap vermek için de hesap bilmek gerekir. Demek ki demokratik bir toplumun ve demokratik bir bireyin var olabilmesi bile asgari bir matematiğe dayanıyor. Tıpkı ilkel insanın kışı çıkaracak kadar yeterli olacak gıdayı hesaplamak için matematiğe ihtiyacı olduğu gibi. Dolayısıyla temel eğitimi bitiren herkesin modern toplumdaki hak ve sorumluluklarını yerine getirebilmek için matematikte asgari bir ortak dil oluşturmuş olması gerekiyor. Bilimin ve teknolojinin geldiği bu noktada, bu nimetlerden yararlanarak toplumsal ve bireysel katma değer elde edebilmek için gerçek yaşamla barışık bir matematik içeriğimiz ve bunu öğretmek için çağdaş yöntemlerimiz olmalı. Diğer bir nokta da matematiğin öğrencilerdeki merakı geliştirmesi. Daha küçük yaşlarda merakı besleyen en önemli derslerden biri de matematiktir. Bu merakı oluşturmak elbette kolay iş değil. Gelişen bu merakla çocuklarımız üst düzey düşünme becerilerini aktif hale getirebiliyor. Bu becerileri kullanan ve aktif tutan bir bireyin hiç kuşkusuz gelecekte üreten ve toplumuna katkı sağlayan biri olma olasılığı daha fazladır."İnsan sermayesi kuramı" iyi matematik bilmek ile yüksek ücretli işlere erişim arasında yüksek düzeyde ilişki olduğunu ileri sürmektedir. Bu iddiayı da, matematik derslerinin akıl yürütme, eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirdiği gerçeğine dayandırmaktadır.Peki, matematik başarısı ne demektir Global olarak tanımlanmış fen ve matematik başarısı var mıdırÖğrencilere çelme takmaya çalışır gibi sınavlarda testler hazırlayıp şıklarına çeldiriciler koymaya çalışıyoruz.İnsan çok yönlü bir varlık. Bu nedenle başarıyı çok basit bir kalıba sokmak, hem oldukça zor, hem de yanıltıcı olabilir. O nedenle şu anda neleri, nasıl ölçüyoruz ve bunu nasıl daha iyi yaparız diye bakmak daha yararlı olabilir. Tüm öğrencilerimize dönük yaptığımız merkezi sınavların dışında ülke olarak aslında pek de başarıyı ölçmeye çalıştığımız söylenemez. Hatta o merkezi sınavlarda bile biz öğrencilerimizin ne bildiğini değil de ne bilmediğini ölçmeye çalışıyoruz. Sanki öğrencilere çelme takmaya çalışır gibi sınavlarda testler hazırlayıp şıklarına çeldiriciler koymaya çalışıyoruz. Peki, bu ciddi iddiamı hangi verilere dayandırıyorum Liselere giriş sınavlarını ele alalım. Toplam lise sayısı: 13046, sınavla öğrenci alan okul sayısı: 1526, yani yaklaşık 10, öğrenci sayısı olarak baktığımızda da durum aynı, sınava giren öğrenci sayısı: 1 milyon 200 bin, sınavla bir okula yerleşen öğrenci sayısı: 139 bin 600. Bu sayılar bize bu işi sınava girenlerin sadece 10'u için yaptığımızı gösteriyor. Nitekim bu sınavlara ait bir başka veri de şudur:2021 yılı LGS Sınavında 36 farklı ilden toplam 97 öğrenci tüm soruları doğru yanıtlayarak 500 tam puan aldı. Ancak 180 bin 714 öğrenci sıfır aldı. Benzer şekilde 2021 YKS Sınavına giren adaylardan 217 bin 504'ü matematikte ve 312 bini de fende sıfır net yaptı. Ne yani, sınava girenlerin neredeyse 15'i hiç mi bir şey bilmiyor Bu öğrencilere için bu sınav hiçbir ölçüm yapmamıştır ve onlara hiçbir olumlu dönüt verememektedir. Buna bir kaç net yapanı da eklersek neredeyse sınava girenlerin yarısına hiç bir şey söyleyemedik. Peki, yüksek puan alanlara ayakları yere basan bir dönütümüz var mıdır Maalesef "şu okula yerleştin" demenin dışında farklı bir dönütümüz yok. Dolayısıyla tek başarı ölçütümüz öğrencinin hangi okulu kazandığından ibaret. Aslında başarının farklı uygulamalarda farklı şekilde tanımlandığının örneğini şöyle verebiliriz. TIMSS dördüncü ve sekizinci sınıf düzeylerindeki öğrencilerin neler öğrendiklerini tespit etmeyi hedefler. PISA ise 15 yaşındaki öğrencilerin öğrendikleri ile neler yapabildiklerini belirlemeye çalışır. Bu uygulamaların değerlendirdikleri boyutlar farklı olsa da ikisinin de ortak yaptığı, öğrencilerin matematik yeterliklerini tanımlamasıdır. Bu yeterlik tanımları ilgili yeterlik düzeyindeki öğrencilerin matematikte neleri yapabildiklerini ortaya koyar. Bu şekilde sağlanan anlamlı dönütler öğrencilerin gelişimlerine katkı sağlayan en önemli unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Hocam yukarıda sözünü ettiğiniz uluslararası çalışmalar (PISA, TIMSS) neden öğrencilerin matematik ve fen gibi derslerine odaklanıyorBelki de hayattaki ve toplumdaki karşılığı nedeniyle bu iki ders ön plana çıkıyor ama aslında sadece bu iki alana odaklanılmıyor. Örneğin PISA'da bunların yanında dil ve okuduğunu anlama ölçümleri de yapılıyor. Matematik ve Fen, hemen hemen bütün pozitif bilimlerin temelini oluşturuyor diyebiliriz. Malum temeli olmayan bir binayı yapamazsınız. Yine matematik ve fen sosyal bilimlerde de kullanım alanı buluyor. Örneğin tarihi bir araştırmada tarihi hesaplamada kullanılan