Sanatın açtığı kapıların ardına bakalım

Bir seri sergiden öte, farklı platformlarda bir buluşma alanı olarak tasarlanan İstanbul Bienali'nin bazı mekânları, sergilerden bile ilgi çekici. Ücretsiz olarak gezebileceğimiz bienal 20 Kasım'da sona eriyor. Çocukların ara tatiline denk gelen bu son haftada umarım siz de yazımı okuyup sanatın rehberliğinde şehri keşfetmenin benzersiz tadına varırsınız.Çok özel bir lisan bence sanat. İnsanlar arasında görünenin ötesinde bağlar kuran, ne olduğumuzu, nereden geldiğimizi sorgulatan, duyguları dalgalandıran, aslında farklılıklarımıza rağmen ne kadar benzer olduğumuzu hatırlatan bir yol. Mağara resimlerinden bu yana insan olmanın vazgeçilmez bir parçası. Canım İstanbul eylül ayından beri, ne mutlu ki sanatın istilası altında. Contemporary Istanbul'un 17'nci edisyonuyla aynı tarihte başlayan 17. İstanbul Bienali, yeni sezonda perdelerini açan tiyatrolar, operalar, baleler, müzikaller, bugünlerde devam eden 26. İstanbul Tiyatro Festivali ve dahası... İnsanların coşkusunu gördükçe, zor zamanların ardından ruhumuzun iyileşmek için sanata ne kadar ihtiyaç duyduğunu bir kez daha fark ediyorum.Neredeyse çini kalmadıHaberin DevamıBir seri sergiden öte farklı platformlarda bir buluşma alanı olarak tasarlanan İstanbul Bienali'nin bazı mekânlarını, yoğun programıma rağmen Ayrıcalıklı Rotalar programının çekimleri vesilesiyle gezme şansım oldu. Özellikle şehrin gizli hazinelerini bir süreliğine yeniden canlandırdıkları ve hafızalarımızı tazeledikleri için İstanbul Kültür Sanat Vakfı'na teşekkür ediyorum. Şimdi sizi de çok etkilendiğim birkaç mekânda ufak bir gezintiye çıkarayım.Çinili HamamPantokrator Manastırı ya da günümüzdeki adıyla Zeyrek Kilise Camisi, Zeyrek'in en ünlüsü olsa da The Çinili Hamam özellikle geçirdiği restorasyon sonrasında özel bir ilgiyi hak ediyor. Bu çifte hamam 15401546 arasında, Kaptanıderya Barbaros Hayrettin Paşa tarafından Mimar Sinan'a ısmarlanmış. Beşiktaş'ta dini eğitim veren bir okula maddi destek sağlamak amacıyla inşa edilen yapı, Sinan'ın bilinen en erken tarihli hamamları arasında ve Osmanlı hamam mimarisinin en önemli örneklerinden biri. Yapı aynı zamanda Ferzan Özpetek'in ünlü 'Hamam' filminin bazı bölümlerinin çekildiği yer.18'inci yüzyılda bölgede yaşanan depremler ve yangınlar sonrasında hamamın duvarlarını kaplayan ayırt edici mavi-beyaz İznik çinileri tahrip olmuş ve 1874'te Parisli bir antikacı tarafından satılarak Avrupa'nın en önemli müzelerinin koleksiyonlarında yerini almış. Yurtdışındaki çinileri görmek için maalesef VictoriaAlbert, Louvre veya British Museum'a gitmeniz gerek. Bu çinilerin bir kısmı hâlâ hamamın erkekler kısmının sıcaklık bölümünde görülebiliyor. 19'uncu yüzyılda bir İranlı tarafından bağışlanan mermer çeşme, gösterişli kemerler ve süslü kubbeler de dikkatli gözlerden kaçmayacaktır. Gürsel ailesinin özverili çabasıyla 2010'dan beri süregelen titiz restorasyon çalışmalarının ardından mekân, müze-hamam kompleksi olarak faaliyete geçecek. Bienal izleyicileri açıldığı tarihten neredeyse 500 yıl sonra, kadınlar ve erkekler bölümleriyle yeniden özgün işlevine kavuşmadan önce, mekânın hamam bölümlerini görme fırsatı buluyor.Haberin DevamıSiirt Pazarı'na geçinBu büyüleyici mekânı ilk gün sanatçı Jeff Koons ile gezdim. The Çinili Hamam'ın ardından hemen yakınındaki Siirt Pazarı'na gittik. Siz de öyle yapın. Halk arasında Küçük Siirt olarak bilinen pazarın farklı atmosferi İstanbul'daki kültür çeşitliliğinin en canlı örneklerinden. Oradan çıkıp Valens Su Kemerleri'nin altından geçin. 1.600 yıllık bir tarihin içinden geçmek çocuklar için oldukça sıradışı bir deneyim...Küçük Mustafa Paşa HamamıThe Çinili Hamam'dan yürüyerek bir başka bienal mekânına daha ulaşabilirsiniz; Küçük Mustafa Paşa Hamamı. Cibali'nin arka sokaklarında, Gül Camisi'ne komşu olan bu büyük ve güzel hamam şehirdeki en eskilerden biri.The Çinili HamamHaberin DevamıYapıyı, 1477'de, 2. Beyazıt'ın sadrazamı Bozoklu Mustafa Paşa yaptırmış. 1990'ların ortalarından bu yana kullanılmayan hamam ilk olarak 2015'te 14. İstanbul Bienali'ne ev sahipliği yapmıştı. 2018'de tamamlanan restorasyon çalışmalarından sonra da 'çok amaçlı etkinlik mekânı' olarak İstanbul'un kültür-sanat hayatına kazandırıldı ve bu işlevini sürdürüyor.Adını şehrin kurucusu Constantinos döneminde Forum Constantinos diye bilinen oval meydanın tam ortasına dikilen sütundan alan Çemberlitaş; hamamı, camisi ve külliyeleriyle farklı yüzyılları aynı