Şampiyonlar Ligi gibi..

Maç öncesi göz yaşartıcıydı. Yerinde duramayan otuz sekiz bin kişi, 38 yılın hararetini dindiriyordu. (38 deyince Trabzonlular kızıyor ama ne yapalım resmî kayıtlar böyle.) Trabzonspor'u şampiyon yapan üç teknik adamın ve bugünkü mükemmel kadronun tekne ile stat turu koreografileri izlenmeye değerdi. Böyle maçlarda beklenen, ev sahibi takımın baskılı başlamasıdır ama misafir Beşiktaş daha hızlı girdi maça. Belki yeni teknik adam rüzgârı, belki hedefsiz kalmış olmanın rahatlığı, bilmiyorum. Bu dakikalardaki Beşiktaş tehlikelerini Dorukhan, kene Siopis, Puchacz ve Hüseyin'in kritik dokunuşlarıyla savuşturan Trabzonspor, maçta dengeyi kurmayı başardı. Şenol Güneş Spor Kompleksinde sıradan bir lig mücadelesi değil, Şampiyonlar Ligi maçı oynanıyordu âdeta... İki klas takımın futbol gösterisi golsüz de olsa keyif veriyordu. Abdullah Avcı, bu sezon en kötü maçını oynayan, koşmayan, top kaptıran Nwakaeme'yi ikinci yarıya çıkarmadı. Cornelius sahadaydı. Nitekim son yarım saate girerken o Cornelius "akıl almaz" bir gol attı. Kendi sahasında son adam