Ahlakınız kaçıncı evrede

"Heinz ikilemi", psikolog Lawrence Kohlberg'in bireylerin ahlaki evresini saptamak için kullandığı ünlü hikayelerinden biridir. Hikayeye göre, Heinz'ın çok sevdiği eşi kanser hastalığına yakalanmıştır. Onu kurtarabilecek tek bir ilaç, yaşadıkları kasabada bir eczacı tarafından bulunan özel bir ilaçtır. Heinz, bu ilacı satın almak için eczacıyla görüştüğünde, ilacın fiyatının karşılayabileceği miktarın çok üzerinde olduğunu öğrenir. Bu fiyat, ilacın maliyetinin on katı fazlasıdır. Heinz, tanıdıklarının da yardımıyla bir miktar para toplayabilir. Ancak bu para, eczacının istediği miktarın sadece yarısını karşılar. Heinz, eczacıya eşinin durumunun çok ciddi olduğunu söyler. İlacı daha ucuza almayı ya da kalan yarısını daha sonra vermeyi teklif eder. Eczacı, ilaçtan daha fazla para kazanma derdindedir.

Eşini kaybetmek istemeyen Heinz, bir gece yarısı eczaneden ilacı çalar ve eşini kurtarır. Hikaye burada biter ancak bundan sonra Kohlberg'in soruları başlar: Heinz ilacı çalmakla doğru mu yapmıştır, Heinz eşini bu kadar sevmeseydi yine de o ilacı çalar mıydı, ölecek olan kişi onun eşi değil de başkası olsaydı yine de çalar mıydı, Heinz ilacı çalmasaydı ve eşi ölseydi bunun sorumlusu eczacı mı olurdu

Kohlberg, değişik yaş grupları ve sosyoekonomik düzeydeki bireylerin bu sorulara verdikleri yargılamaları ahlaki açıdan inceledi. Kohlberg'e göre bireylerin ahlak gelişimi 6 evreden oluşuyor. Her birey 6. evreye kadar çıkamayabilir, yetişkin bireylerin çoğu 4. evrede kalır.

1) İtaat ve Ceza Eğilimi: Çocukları konu edinmektedir fakat kimi yetişkinlerin de bu seviyedeki ahlak anlayışına sahip olduğu bilinir. Çocuklar kuralların dışına çıkılmasını imkansız olarak görürler, kurallar onlar için kesin ve katıdır. Bu evrede bulunan bireylere göre Heinz, hapse gireceği ve kötü bir insan olacağı için suçludur ve ilacı çalmamalıdır.

2) Saf Çıkarcılık: Bireylerin özgün olduğunun farkına varıldığı evredir. Kurallara uyulur fakat ön koşul, ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Bu evrede bulunan bireylere göre ise eşinin de Heinz o durumda olsaydı aynı şeyi yapacağını düşündükleri için Heinz suçsuzdur, ilacı çalmalıdır.

3) Kişilerarası Uyum Eğilimi: Otoritenin sorgulanmadan kabul edildiği bir evredir. Bu seviyede birey, başkalarının onu nasıl nitelendirdiğini önemsediği için yaşamını sürdürdüğü grubun kurallarını temel alır. Bu evrede bulunan bireylere göre Heinz iyi niyetlidir ve eşinin ölümünü izleyemez.