Büyük bir millet olmanın haklı tezahürü budur

Büyük Kahramanmaraş depremi, hepimizin yüreğini yaktı. Bu dinmeyen yürek acısını derinden hisseden ve yaşayanlardan olduk. 38 günü geride bırakıyoruz, bu acının izlerini millet olarak hiçbirimiz silemeyeceğiz. Acıların hafiflemesi adına yardımlaşmayla hepimiz bir şekilde insanımıza omuz vererek yüklerini azaltmak, acılarını paylaşmak, ortak olmak istedik. Bu yapılan insani ve vicdani davranış, insanımız adına umudun yolculuğu olacaktır. Bu noktada Anadolu Yayıncılar Derneği ve İletişim Başkanlığı da önemli bir misyon üstlendi. Güzel bir hizmete vesile oldular. İletişim Başkanlığı, yerel ve ulusal basın mensuplarından oluşan 70 kişilik bir heyeti bölgeye götürdü. Bilgilendirme faaliyetleri için önemli bir misyon üstlenen İletişim Başkanlığı, ne yazık ki böyle acı bir süreçte bile dezenformasyonla mücadele etmek zorunda bırakıldı. Nedenini soracak olursanız, birçok gerekçe sıralayabilirim. Deprem sonrası hükümeti yıpratma adına yapılan bilgi kirliliği, STK'lara karşı imaj karalama operasyonu, devletin yardım ve organizasyon kurumlarına iftiralar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yıpratılması, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yapılan haksızlık ve daha niceleri Ülkemizde bazı kriminal oluşumların barındığı ayrılıkçı unsurların devleti kirletmediği gibi var olan akıl zekaları kirlettiğini görmekteyiz. Her kalemden deprem analiz uzmanlarının türediği ve her blok tiplemelerin ekran başında uzmanlaşmış(!) bir yapının çoğaldığı bir dönemde İletişim Başkanlığı, zorlu bir misyon üstlendi. Bu anlamda gazetecilerin yerinde inceleme yapabilmesi adına hayırlı bir hizmete vesile