Nerede o eski köyüm

Siirt'te bağlı Kurtalan'ın Şenköy'ünde 1953 yılında dünyaya geldim. 1965'te ilkokuldan mezun oldum.Müteakiben üç sene klasik medrese tahsili, Kurtalan Ortaokulu, Siirt Ziraat Meslek Okulu, Eskişehir Tarım Meslek Yüksek Okulu ve işletme fakültesini okudum. 40 sene memuriyet hayatımdan sonra 65 yaşımda Şenköy'e dönüş yaptım. Adı üzerinde köyümüz şen köydü, köyün evleri hemen hemen hepsi bitişikti. Komşular arasında yardımlaşma, dayanışma birlik ve beraberlik vardı. Cuma akşamları vefat edenlerin hayrına komşular arasında yemek ikram edilirdi. Evin şefkat kahramanı anneler sabahın erken saatlerinde ocağı yakar sabah kahvaltısı için çorba pişirirdi. Aile bireyleri kimi çifte gider, kimi hayvanlara yem verir, ahır temizler, kimi sağım işleri yapar. Aralarında iş bölümü vardı, kimse kimseye itiraz etmezdi. Sonbaharda rençberlerin ayağında çarık, üstlerinde keçi kılından aba çifte giderlerdi. İlkbaharda koyun kırpma, ot biçme; yazın hasat işleri Ağustosun sonuna kadar devam ederdi. Harman işi bitince hububatın bir kısmı tohumluk, bir kısmı zahire, artanı ile kın kanaat bir senelik giyim ihtiyaçları temin edilirdi. Giyim sadeydi, bir kat elbise ile bir yıl idare edilirdi, yamasız elbise yoktu. İktisat vardı, kanaat ve şükür vardı... Eylül ayında bulgurluk buğdaylar kazanlarda pişirilir, güneşten kurutulduktan sonra köyün gençleri tarafından dövülürdü. Dövme işine müteakiben bayanlar küçük el değirmeni ile çekerdi. Bulgur pilavının tadı, rengi kokusu güzeldi, sanayi yağları yoktu, tamamen organik hayvansal yağlar kullanılırdı. Bulgur pilavına doyum olmazdı. Sonbaharda geleneksel haline getirilen mevlitler damlarda okutulur, etli bulgur pilavı ikram edilirdi. Bu arada varsa küskünler barıştırılarak senenin hasat sezonu kapatılırdı. Hububatın zekâtına Allah'ın malı diye köydeki fakirlere ve köy imamına verilirdi. Köyde zahirem yoktur