Yalvarırım kayıtlarınızı başka kentlere almayın

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, SÖZCÜ aracılığıyla depremzedelere bu çağrıyı yaptı:Seçim güvenliğine ilişkin kaygıları değerlendiren Veli Ağbaba, "Deprem bölgesinden ayrılanlar gelsinler kendi illerinde oylarını kullansınlar. Biz onların geliş gidişlerini mutlaka ayarlayacağız. Gelmezlerse AK Parti'nin devlet arkasında, her imkanı kullanacak. Bizim de imkanımız halkımız, bize destek çıksınlar" dedi.Deprem felaketinde kaybettiğimiz on binlerce insanımıza üzülüp geride kalanların yaralarını sarmaya çalışırken bu kez Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya'daki sel felaketiyle sarsıldık ve 16 vatandaşımız hayatını kaybetti. Aynen deprem uzmanlarının yıllardır dinlenmeyen uyarılarının benzeri deprem yaşayan bu illerimiz için günler öncesinden "şiddetli yağış" uyarılarında da yaşandı. Önlem filan alınmadığı gibi deprem çadırları sel tehlikesinin açık ve net olduğu kanal, nehir kenarlarına yapıldı. Depremzedeler çadırlarında yaşamaya çalışırken bu kez sel sularının içinde kaldı, çoluk çocuk bir kez daha perişan oldular. Bugün, sel felaketinden hemen sonra Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş'la beraber Malatya'da durum tespiti yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Veli Ağbaba ile sel, deprem ve siyaset konusundaki izlenimlerini, deprem ve sel felaketinin yaşandığı bölgeden konuştum.İNSANLARIN YATAKLARI, DÖŞEKLERİ SULAR İÇİNDE!? Depremden sonra sel felaketi. Bölgedesiniz, gördüğünüz durum nedirDeprem yoğun kış günlerinde meydana geldi, soğuk ve kar yağışı çok devam etti. Ardından bölgede bir hava yumuşaması oldu, bahara yakın bir hava oldu, o nedenle insanlar çadırlarda idare ediyordu ama başlayan yağmur adeta yeni bir deprem yarattı, insanların çadırlarını su bastı. Yastık, yorgan, döşek, her şeyleri su içinde kalmış. Kızılay'ın depremler sonrası insanlara verdiği çadırlar yazlık.KONTEYNER VE ÇADIR YOK, VATANDAŞ YAĞMUR ALTINDA BEKLİYOR!? Peki vatandaşlar ne yapacak, nerede kalacaklarİnsanlar kaderine terk edilmiş, zaten yeteri kadar konteyner ve çadır yoktu, yağmur altında ıslanarak sobanın başında bekliyorlar. Ani bir sel baskını olunca herkes çaresiz kaldı.? Çadırlar kışlık çadır olsaydı yine aynı şey mi olacaktıKışlık çadırlar üstten su almıyor ama onlar da alttan su almışlar. Yağışın da cumartesi gününe kadar devam edeceği söyleniyor. İnsanlar depremden sonra bir de sel felaketi yaşıyorlar.AFETLERDEN DERS ALMIYOR, GEÇİŞTİRİYORLAR, HALA ÖNLEM YOK!? Bundan sonra başkalarının hayatını kaybetmemesi için bir önlem alınabiliyor muValla alınmıyor. Biraz önce Adıyaman Tut'ta bir olay gördük, suyun geçtiği bir menfeze güvenlik nedeniyle demir çubuklar örülmüş. Sel olunca da kütükler, ağaçlar gelmiş, demir tutmuş onları, menfez tıkanmış ve taşmış. Bilimin olmadığı, afetlerden ders alınmadığı sürece bunları kader olarak Allah'tan geliyor diyerek geçiştirmeye çalışıyorlar. Siz dere yatağına ev yaparsanız, dere yatağını küçültürseniz yağmur yağdığında sel felaketi olacak. Tarım arazisine sondaj yapmadan bina dikerseniz, binalar yıkılacak deprem olduğunda. Deprem bölgesi fay hattına inşaat ruhsatı verdiğinizde bu felaketler yaşanmaya devam edecek. Ağır hasarlı binaları az hasarlıya çevirdiğiniz sürece bu yaşananları maalesef görmeye devam edeceğiz.KANAL TAŞINCA ÇADIRLARI SEL BASMIŞ!? Sel basan illerde dere yataklarına mı yapılmış evlerÖrneğin Adıyaman'da dere yatağına yapılan ev yok ama çadırlar yağmur düşünülmeden yerleştirilmiş, kanalın yanına çadır kurulmuş, kanal taşınca çadırları sel basmış. Çadırları daha yüksek yere kurmaları lazım, zeminin doğru olması lazım, alelacele hiçbir güvenliği düşünmeden çadır kurmuşlar. Zaten koşullar çok kötü, bir çadırda 10-15 kişi yaşıyor.KIZILAY ŞİRKETE DÖNÜŞTÜ!? AFAD ve Kızılay mı yapıyor bu çadırlarıAFAD'ın çadırlarında çok sorun yok ama Kızılay elinde olmadığı için yazlık çadır dağıtmış, onlarda sorun var.? Elinde olanları da parayla satıyor zatenAynen öyle, Kızılay şirkete dönüştü.MALATYA'DA DEPREM OLMAMIŞ GİBİ DAVRANILIYOR? Bildiğim kadarıyla Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Yavaş'la Malatya'da beraberdinizEvet Malatya'yı birlikte gezdik. Size Malatya'yla ilgili bir bilgi vereyim, Malatya 3 deprem yaşadı, malum ilk deprem saat 04.17'de, diğeri 13.25'te, sonuncusu da 15 gün sonra yaşanan deprem. Malatyalıların serzenişini sizin aracılığınızla kamuoyuna duyurmak istiyorum; sanki Malatya'da deprem yaşanmamış gibi bir hava estiriliyor diyorlar. Oysa Malatya merkezinin ağır hasarlı veya yıkılan binalarının oranı yüzde 71. Şehir merkezinde ticaret merkezleri yok olmuş durumda. Bunu Ankara'nın Kızılay'ı veya İstanbul'un Taksim'i diye düşünürseniz, o bölge tamamen yok olmuş durumda. Ayrıca ikinci yani ilk gün saat 13.25'te olan depremde Malatya'nın en önemli ilçelerinden olan Doğanşehir merkez ve ona bağlı beldeler yok olmuş durumda. Köylerimizde ağır hasar var. Evler tek katlı, iki katlı olduğu için ölü sayısı biraz daha az. Tabii ki depremin Hatay ve Kahramanmaraş'taki etkisi çok daha fazla ama Adıyaman ve Malatya da büyük bir yıkımla karşı karşıya. Hala kentte hayatın normale döndüğü iddia edilemez, hala çadır sorunu devam ediyor.EVİ, ARABASI, DÜKKANI OLANLAR ŞU ANDA EKMEĞE MUHTAÇ!Çadır bölgelerinde, köylerde ve beldelerde aynı problemler devam ediyor, depremin üzerinden neredeyse 40 gün geçti sorunları aşabilmiş değiliz. Konteyner zaten hak getire, onu bulmak çok daha zor. Yani Malatya'da da diğer kentlere yakın şekilde oransal olarak binalar yıkılmış durumda. Esnafın hali perişan, dükkanlarını açabilmiş değiller, hem küçük, hem orta, hem de büyük esnafın durumu çok kötü. Eskiden evi, arabası, dükkanı olan insanlar şu anda ekmeğe muhtaç yaşamaya devam ediyorlar. Depremin özellikle ilk 10 günü bizim açımızdan çok zor geçti, ilk 2-3 gün insanlar karı eriterek su içti, ekmek bulamadı, su bulamadı. Sağ olsunlar birçok belediyemizin desteğiyle su yetiştirebildik. Şu anda ise su problemimiz yok ama çadır, tuvalet, banyo ve hijyen problemi devam ediyor. 25 gündür duş alamayan insanlarla karşılaşıyoruz. Malatya'nın genel durumu maalesef bu.? Yani insanlar "devlet depremde yoktu, selde de yok mu" diyorlarEvet devlet depremde de yoktu, selde de yoktu diyorlar. Örneğin Erkenek'e gidin, hala selden zarar görmüş insanlara ulaşılabilmiş değil, Doğanşehir'in bazı bölgelerine ulaşılabilmiş değil.? Depremden hemen sonra konteynerler gelmiş olsaydı, durum farklı olur muyduEvet, konteynerler gelmiş olsaydı, insanlar konteyner kentlerde bulunuyor olsaydı bütün bunlar yaşanmazdı. İnsanlar şimdi suyun içerisinde. Biraz önce terliğiyle bir kadın gördüm, "neden ayakkabı çorap giymiyorsun" dedim, "sudan çıkamıyoruz ki ayakkabı giyelim" diye cevap verdi.AĞIR HASARLI APARTMANA AZ HASARLI RAPORU VERDİLER, 89 KİŞİ ÖLDÜ!? Meclis Araştırma Komisyonu'nda CHP'nin "depremden sonra meydana gelen aksaklıklar", İyi Parti'nin "depremzedelere destek ödemeleri", HDP'nin "depremlere karşı alınması gereken tedbirler" konusunda araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önerileri reddedilmiş. Sizce neden istemiyorlarAçıkları ve eksikleri ortaya çıkacak, onun için istemiyorlar. Elazığ depreminden sonra bir deprem komisyonu kurulmuştu, orada yazılan raporlar okunmuş olsaydı bugün bunları yaşamamış olurduk. Malatya ile ilgili diğer illerden farklı olarak çok önemli bir olay var; Malatya depremde tecrübeli değil. Son yılların ilk depremini Elazığ Sivrice merkezli olarak 24 Ocak 2020'de yaşadı. O zaman Malatya'da bazı binalar yıkıldı, bazı binalarla ilgili hasar tespiti yapıldı. Örneğin; Malatya Hakim Bey Apartmanı'na önce "ağır hasarlı" raporu verildi binaya, sonra "az hasarlı"ya çevrildi, insanların itiraz etmesine rağmen bina "az hasarlı" olarak kayıt altına alındı ve bu depremde o ağır hasarlı bina yıkıldı, 89 kişi öldü. O zaman görevliler görevini yapmış olsaydı bugün o 89 kişi hayattaydı. Herkes müteahhiti, mühendisi suçluyor, hiç kimse yerel yönetimleri suçlamıyor, tarım arazisine imar verenleri suçlamıyor.YEREL YÖNETİMLERİN SORUMLULUĞUNUN ALTI ÇİZİLMELİ!Bir örnek vereyim; Bostanbaşı şu anda Malatya'nın en lüks semti, 2004'ten itibaren imara açıldı, yüzlerce kez basın toplantısı yaptık, eylem yaptık, "tarım arazisidir lütfen buraya bina yapmayın" dedik. 2004'te önce 5 kata izin verildi, arkasından 6, 7, 12 kata izin verildi. Bostanbaşı'nda şu anda ağır hasarlı olmayan bina yok. Siz tarım arazisine 12 kat imar izni verirseniz o bina çöker. Burada yerel yönetimlerin de, tarım arazisine imar izni verenlerin de mutlaka cezalandırılması lazım. sadece mimara, müteahhite bırakarak bu iş çözülmez. İmar iznini verene, o binayı denetlemeyen belediyeye bir şey demiyorsanız daha çok can kaybı yaşarız. Yerel yönetimlerin sorumluluğunun altının çizilmesi lazım, hangi partiden olursa olsun bu resmen cinayettir.YIKILAN BİNALARIN 98'İ ESKİ BİNA DİYORLAR, BU DOĞRU DEĞİL!Yerel yönetimler de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bunun hesabını vermelidir. "Ben TOKİ binasını sağlam yapıyorum" diyerek bu sorumluluktan kurtulamaz. Diyorlar ya yıkılanların yüzde 98'i, eski bina, bu da doğru değil, birçok yeni bina yıkıldı, yerel yönetimlerin verdiği keyfi izinlerle can kayıplarımızın dışında milli servet de yok olmuş durumda. Ucu kime dokunursa dokunsun mutlaka bunun hesabının verilmesi lazım. Yani 99'daki depremde Veli Göçer'e yaptıkları gibi suçu bir kişiye yükleyerek kurtulamazlar bu sorumluluktan. Yalova'da tarım arazisine imar izni verenler, kumdan bina yapanlar cezalandırılmış olabilseydi bugün bu rahatlık, bu hoyratlık belediye başkanları tarafından yapılamazdı. Önce tarım arazisini imara açıyorlar, sonra kat izni veriyorlar.KILIÇDAROĞLU KENDİ HALKINA SAHİP ÇIKIYOR!? Adıyaman'da Mimarlar Odası depremzedeler için yapılacak konutların 716 bin liraya mal edilip iki katına depremzedelere satılacağını söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu "biz TOKİ konutlarını ücretsiz vereceğiz" dedi. Kılıçdaroğlu verebilecekse bu hükümet neden veremiyorÇünkü Kılıçdaroğlu fakir fukaradan yana, kendi halkından yana tercih yapıyor. Şimdiki iktidar ise Suriye'ye ücretsiz konut yapıyor, Somali'de ücretsiz kentsel dönüşüm, ücretsiz konut yapıyor, ücretsiz konteyner gönderiyor. Kılıçdaroğlu askerliğini yapana, vergisini verene, fakirine sahip çıkıyor, onlar ise başka ülkelerin fakirine sahip çıkıyorlar. Devletin depremzededen para almaya hakkı yok, biz geldiğimiz zaman depremzedelere evleri ücretsiz teslim edeceğiz çünkü o evlerin sorumluluğu devlette. O devlet vatandaşa "bu bina sağlam, buradan daire alabilirsin" demiş, yerel yönetimiyle devletiyle fakir fukarayı kandırmış, biz buna izin vermeyeceğiz.? Az hasarlı binalara fahiş elektrik ve gaz faturaları gitmiş. Buna ne diyorsunuzBu depremde insanların hala doğalgaz parası, elektrik parası istenmesi sosyal devletin olmadığını, tamamen şirket mantığıyla yönetilen özelleştirmelerin sonucu olduğunu düşünüyorum. Şu anda bütün elektrik ve doğalgaz firmaları özelleştirilmiş durumda biliyorsunuz. Bunların mantığı "altta kalanın canı çıksın" diyorlar.MUHARREM İNCE DE ÜLKESİNİ SEVEN BİR İNSANDIR!? Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin Millet İttifakı yararına cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesi için CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol bir çağrı yaptı; "Parti mutfağından yetişmiştir, sağduyusuna güveniyoruz" dedi. Muharrem İnce "Telaşa gerek yok, daha 60 gün var" diyor. Sizin görüşünüz nedirŞimdi burada amaç 22 yıldan beri hem ahlaken, hem ekonomik ve sosyal olarak çökmesini sağlayan, Türkiye'nin başına mülteci meselesini bela eden, dış ve iç politikada