Şengör: İstanbul çökerse Afganistan'dan bin beter oluruz

Çarşamba akşamı bazı televizyon kanallarındaki haber programlarına bakınca Salı gecesi saat 4.08'de Düzce'de olan ve İstanbul ve diğer çevre illerde de çoğumuzu uykumuzdan uyandıran 5.9 şiddetindeki depremi bile fazla umursamadığımız anlaşılıyordu. Hangi hayati olayı yeterince umursuyor ve tepki veriyoruz ki buna vereceğiz diyeceğim ama durum her konudan daha ciddi görünüyor. Türkiye bir uçtan öbür uca fay hatları üzerinde, o nedenle birçok bölgemiz, birçok ilimiz risk altında. İstanbul da bu illerimizden biri ama orada durum daha farklı, İstanbul'dan geçen Marmara fay hattı 250 yılda bir 7'den büyük bir depremle kırılıyor, 1766'daki büyük depremden hesaplarsak 2016 yılından bu yana "çok risk taşıyan" bir periyodun içindeyiz. Deprem uzmanlarının, jeologların yıllardan beri yaptıkları uyarılar yönetenler tarafından umursanmadığı için de yalnız İstanbul değil birçok il ve milyonlarca insan hayati tehlike altında. Bu konularda en doğru, en güvenilir açıklamaları almak üzere deprem konusunda Türkiye'nin dünya çapında başarıya, üne ve ödüllere sahip iki bilim adamıyla konuştum; Prof. Dr. Sayın Celal Şengör ve Prof. Dr. Sayın Naci Görür'le...Prof. Dr. Sayın Celal Şengör? Siz ulusal ve uluslararası birçok ödüle sahip bir bilim insanısınız. Şu anda da 'en büyük jeoloji madalyasını" almak üzere bulunduğunuz Avusturya'dan konuşuyoruz. Salı gecesi çevre illerde de şiddetle hissedilen Düzce depremi sonrasında söylediklerinizle hepimizi çok korkuttunuz.Ben de çok korktum çünkü.? Prof. Dr. Naci Görür'le birlikte çalıştınız, o da endişeli ama sizin kadar çok ürkütmüyor. Siz "İstanbul'dan kaçın" diyorsunuz ama 15 milyonluk şehirden kaç kişi kaçabilir kiKaçamaz tabii, bakın ben size bir şey söyleyeyim mi; İstanbul kaybedilmiştir. İstanbul'da 7.2'den de büyük bir deprem olabilir.İSTANBUL'DA RİSK ARTTI, HALA KİMSE DURUMUN CİDDİYETİNİ ANLAMIYOR!? Bununla Bolu-Düzce hattındaki fayda enerjinin bir kısmı açığa çıktığına göre İstanbul depreminin daha hafif olması neden mümkün değilNereye gitti o enerji 1939'dan beri Kuzey Anadolu fayı üzerinde depremler Batı'ya doğru sürekli ileriyi yüklüyor, demek ki İstanbul şimdi daha çok yüklendi, risk arttı.. O kadar büyük bir cehaletle mücadele ediyoruz ki hala kimse durumun ciddiyetini anlamıyor."PANİK KORKUNÇ OLACAK, DEPREMİN ZARAR VERMEDİĞİ YERE PANİK ZARAR VERECEK"? Deprem sonrası bu bölgelere gittiğinizde binalarda üst katların alttaki katların üstüne çöktüğünü ve yan yattığını görüyorsunuz. "Çök-kapan-tutun" diye deprem provası yapıldı, büyük bir depremde bunun faydasının olmadığı, buzdolaplarının bile ezildiği bilinmiyor muO tatbikat bile doğru dürüst yapılamadı, gayrı ciddi bir iş yaptılar. Benim derdim şu; panik korkunç olacak, yani depremin çok zarar vermediği yere panik zarar verecek. Bana millet kızıyormuş "niye bir şey söylemedi" diye, yahu yıllardır söylüyorum, söyleyecek yeni bir şey yok, artık bir şey yapılacağına dair ümidim de yok.HALK TOPLANMA ALANLARI ELDEN GİDERKEN DE SUSTU, TEPKİ VERMEDİ!? Şimdi depremde toplanma alanları da neredeyse kalmadığına, hemen hepsine AVM ve bina yapıldığına göre insanlar kendileri nasıl bir önlem alsınlarHalkın da bu olaylar olurken yeterli tepkiyi vermesi gerekirdi, sustular. Yıllardır "deprem olacak" diye yırtınıyoruz, halktan en ufak bir talep, bir baskı yok, "kendi evimi nasıl kurtarırım" onun peşindeler, olmaya devam etsinler. Ben bir yazı yazdım; "Tabiat geldiği zaman sen AKP'li misin, CHP'li misin diye sormuyor" dedim, bu işin siyasetle ilgisi yok, yönetenleri göreve çağırmaları gerekiyordu, yapmadılar. Yıllardır muhalefet partilerini de uyardık, kimse bu konuya eğilmedi.? Acaba siyasetçiler Ankara'da oldukları için mi korkmuyorlar ve bu konuya sıra gelmiyorHayır, bu korkma meselesi değil, İstanbul çöktükten sonra Türkiye Afganistan'dan beter olur, İstanbul'u alın Türkiye'den, oldu size Afganistan. Ülke yönetenlerin bilimden biraz anlamaları önemlidir, örneğin Süleyman Demirel birinci sınıf mühendisti, 17 Ağustos 1999 depreminde cumhurbaşkanıydı, depremden sonra beni çağırdı, anlatmamı istedi. Ben kağıda Marmara Denizi'ni ve fayı çizdim, "Sayın Cumhurbaşkanım, izin verirseniz fay çözümlerini koyayım" dedim, "Bırak onları, ivmeleri yaz" dedi. Bakın, bu ne demek; bu adam bunu biliyor demek. Ben ivmeleri yazmaya başladım, 3'üncüyü yazarken "İşte bu fena" dedi, ben de "Evet, hakikaten fena" dedim. Eviniz depremden fazla etkilenmeyecek bir konumda olsa bile deprem anında nerede olacağınız belli değil."KİMSE FELAKETİN BÜYÜKLÜĞÜNÜN FARKINDA DEĞİL"? İnsanların çocukları okulda, kendileri iş yerinde olabilir.Evet felaketi düşünün, kimse felaketin büyüklüğünün farkında değil, umursamıyor, söyleyene de hemen "felaket tellallığı yapıyor" diye saldırıyorlar, ben de yapmıyorum işte, sık sık hatırlatmak ve uyarmak için ağzımı açmıyorum.? Son 5.9 büyüklüğündeki Düzce depreminin İstanbul'da olacak depremi tetiklemiş olacağını düşünüyor musunuzTetiklemiş değil, ihtimalini arttırmış olacağını düşünüyorum. İzmit Körfezi'nden Şarköy'e kadar olan alanı, özellikle sahilleri ciddi şekilde etkileyecek bir deprem olacaktır. İstanbul'da kalabalık ve dar sokakların olduğu semtler için gaz patlaması tehlikesi de unutulmamalı.KANAL İSTANBUL YAPILACAK OLURSA DEPREM "KANALI VE ÇEVRESİNİ" DARMADAĞIN EDER!? 7.2'den büyük bir deprem Tsunami getirecek mi beraberindeO belli olmaz, yer kayması olursa getirir. Adamlar tutturmuş "Kanal İstanbul yapacağım" diye, düşünün Allah aşkına, böyle bir deprem oldu mu o kanalı ve çevresini darmadağın eder, tam bir facia olur İstanbul. Bu konu inat götürecek bir konu değildir.MARMARA'DA MÜTHİŞ ARAŞTIRMALAR YAPTIK, TÜRKİYE BİR KURUŞ VERMEDİ!? Merkezi Marmara Denizi'nde olacaksa Adalar'ı nasıl bir tehlike altında bırakırBüyük bir ihtimalle Silivri-Kumburgaz arasında olacak, adaların altı sağlamdır ama çok sallayacak, ev sağlam değilse, çok sallantıya gelemiyorsa dayanamaz. Biz Marmara'da muazzam araştırmalar yaptık, Marmara en iyi bilinen iç deniz haline geldi. İstemez miydiniz ki sizin devletinizde 3-5 kuruş olsun bu araştırmalarda. 70 milyon dolar harcandı, Türkiye bir kuruş vermedi. Bu memlekette Atatürk öldü, 1946'da Amerika bir el attı Türkiye'ye, ondan beri belimizi doğrultamıyoruz. Türkiye cahillerin eline geçti.DOMİNO ETKİSİ GİBİ; BİR TANE VURUNCA HEPSİ DEVRİLİR!? Salı gecesi olan Düzce depreminin İstanbul depremini ne kadar tetikleyeceği veya stresi arttıracağı hesaplanamıyor muİTÜ Jeoloji'den benim eski öğrencim, şimdi meslektaşım olan Cengiz Zapçı'yla konuştum; "Çalışmamış faylar var, onlar tıkır tıkır gitmeye başladı" dedi. Domino etkisi gibi, bir tane vurunca hepsi devrilir. Bütün araştırmanın organizasyonu benimle başladı, ne olacağını bütün detaylarıyla anlattım, Naci Görür'ü genel koordinatör seçtik, gemilerin hepsini dışardan ben getirttim, paraları da biz bulduk.? Gemiler derken yabancılar için olan gemiler miEvet, başka gemi yok ki. Yalnız daha önce Naci MTA'nın gemisini yeniletti, Marmara'da bir sismik araştırma yaptırdı, bu çok faydalı oldu bize, bütün bunları yaptık ne oldu Siz bile duymadınız bunları. Cumhuriyet tarihinde benim kadar uluslararası alanda etki yapmış bir bilim adamı yok, benden haberiniz oluyor mu, hayır. Çünkü yaptığımız iş sansasyonel değil. Haberiniz olmadığı için de bizim dikkat çektiğimiz tehlikeleri, dikkat çektiğimiz ihtiyaçları duymuyorsunuz. Mesela siz şimdi heyelan, seller, kuraklık hakkında hiçbir şey sormuyorsunuz, oysa biz yıllar önce 2090 yılına kadar Türkiye'de iklim nasıl değişecek, nasıl kuraklaşacak bunları anlattık, hiç kimse bunları sormadı. Sonra da diyorlar ki "ne yapalım", bu umursamazlıkla ne yaparsanız yapın, artık çok geç olduğunda ne yapalım diye sormanın anlamı yoktur. Büyük bir deprem oluyor aynı gün saatlerce başka konuları tartışıyorlar, inanılır gibi değil.Einstein'ın lafını unutmayın; "İki şey sonsuzdur, evren ve aptallık. Ve evren konusunda çok emin değilim" diyor, çok doğru bir sözdür. Bunları yazın; birisi de çıksın desin ki "Bu aptallıkla biz bir yere varamayız". Adamlar eğitimi perişan ettiler, herkesin yazdığı öğretmen maaşları, öğretmenlerin ataması, tek sorun bu değil; çocuklarımıza ne öğretiyoruz Coğrafyayı seçmeli yaptılar, hatta bir Milli Eğitim bakanı "coğrafya ile tarih birlikte öğretilir" dedi, düşünebiliyor musunuz; jeomorfolojiyi tarihle öğreteceksiniz, jeomorfoloji bilmeyen adam depremle mücadele edemez. Sizin ülkenizde coğrafyacı yok, selle, heyelanla, depremle mücadele edemezsiniz.TELEFONLAR ÇALIŞMAYACAK, İSTANBUL'LA BAĞLANTI KOPACAK? İlgilenmeyen siyasetçilerin özel uçakları var, atlar giderler bir büyük afet anında nasılsa.Nah giderler, nereye gidiyorlar. O keşmekeşte nereye gidecekler. O andaki paniği düşünün, telefonlar çalışmayacak, hiçbir şey çalışmayacak, yangınlar çıkacak, İstanbul'la bağlantı kesilecek, o paniği düşünebiliyor musunuz İzmit depreminde Antalya'daydım, kimseyi arayamadık. O kaçanlar bir daha dünyada kaçacak yer bulamaz. Bana "ağzını açmıyor" diye küfredenlere selam söyleyin, 20 senedir konuşuyor bu adam hiçbir şey değişmedi deyin.Prof. Dr. Sayın Naci GörürNaci Görür: İnsanların cangüvenliği EYT'den daha mı önemsizDeprem bölgelerinde yaşayan milyonların can güvenliği konusunda talepkar olmamalarına bir anlam veremediği belirten Naci Görür "EYT için nasıl seslerini duyurdular. Peki ya deprem" dedi.? Sayın Görür, daha önceki açıklamanızda İstanbul'dan geçen fay hattında 250 yılda bir kırılma olduğunu ve şu anda riskli periyodun içinde olduğumuzu söylemiş ve uyarıda bulunmuştunuz, bu uyarılarınıza karşı size cevap geliyor muBen şu anda İstanbul Belediyesi'nin bir kuruluşu olan İSKİ'de danışmanım. İstanbul'u depreme hazırlama noktasında özellikle alt yapının depreme hazırlanmasında, içme suyu şebekesinin, kanalizasyon şebekesinin, barajların deprem güvenlik analizlerini yapıyorum, İstanbul'un alt yapısını depreme hazırlamaya çalışıyoruz. İSKİ'de olmam nedeniyle Belediye'nin desteğini bir yana bırakırsak diğer hiçbir kurum kuruluştan herhangi bir tepki almıyorum, neden olduğunu da bilmiyorum ama mesela TBMM'de bir deprem komisyonu kuruldu, birçok arkadaşımı çağırdıkları halde beni çağırmadılar.? NATO'nun Bilim Ödülü'nü almış, dünya çapında başarıya sahip ve Marmara Denizi araştırmalarında görev almış bir uzmanı neden çağırmıyorlar acaba, İBB'de danışman olmanız neden olmuş olabilir miHerhalde kendilerinin bir anlayışı olsa gerek, bir bilim adamı olarak ben bunu sadece yadırgarım çünkü bilimin siyasetle ilgisi yoktur, bilim adamının da bilimsel verileri tartışmada siyasetle ilgili hiçbir şeyi karıştırmaması lazım, bu bilim adamı etiğiyle de yakışmaz, ben insanlarımız için, ülkemin deprem güvenliği için bildiğim kadarıyla söylüyorum ama nedense resmi organlarla hiçbir şekilde ilgimiz olmadığı gibi bizi duyduklarından eminim ama görmediklerinden de eminim. Bunu başka zamanda söylemem ama dünyada en etkin bilim adamları listesinde yer alan bir bilim adamıyım, Bilim Akademisi Kurucu Üyesi'yim. Bu, Türkiye'deki mevcut profesörlerin yüzde 2'si arasına girmek demektir. Buna rağmen bugüne kadar hiçbir organdan tepki almıyoruz.DEPREM KUŞAĞINDA YAŞAYAN KENTLERİN VATANDAŞLARI PARTİLERE HAZIRLIK PLANLARINI SORMALIDIR!? Şu anda terör ve depremden daha önemli bir olay yok. Neden tepki vermiyorlar anlaşılır gibi değil.Siyasiler halkın isteklerine göre hareket ederler, yani halka hoş gözükmek için gerekeni yaparlar onun için ben halkımıza da tweetlerde ve televizyon konuşmalarımda "Hangi partiden olursanız olun deprem partiler üstü bir konudur, iktidara geleceklerin depremle ilgili plan ve programları nedir, buna yeterince hazırlıkları var mıdır, ekipman veya insan yönünden hazırlar mı bunları sorun, eğer böyle bir planları yoksa onlara oy vermeyin" diyorum. Şimdi seçim arifesi mesela, neden bizim halkımız talepkar olmuyor, ben "depremde can güvenliğinizi talep edin" diyorum. Burası bir deprem ülkesi, ben de deprem kuşağında yaşayan bir kentteyim, dolayısıyla bizi depreme hazırlamada nasıl bir planınız var diye sorun, neden demokratik anlamda baskı uygulamıyorsunuz diyorum.ELAZIĞ DEPREMİ İÇİN 2003'TE UYARMAYA BAŞLADIM DİNLEMEDİLERMeydanlarda toplanıldığında pankartlar kaldırılıyor, neden can güvenliği talep edilmiyor anlamakta zorluk çekiyorum. EYT çok önemli, bakın nasıl seslerini duyurdular, insanların can güvenliği EYT sorunundan daha mı ucuz ki bu konuda bir şey olmuyor. Bilim adamı olarak bilimsel sınırlar içerisinde kalan doğruları söyleriz ama benim de "insanımızın can güvenliği noktasında gerekeni yapalım" dediğimde moral bozukluğum oluyor. Ben Elazığlıyım, Elazığ depreminin geleceğini 2003 yılından itibaren Elazığ'da sürekli konferanslar vererek anlattım, Elazığ bir deprem