Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 55'le seçimi kazanacaktır!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nihayet 6'lı Masa'nın, 6 muhalefet partisinin cumhurbaşkanı adayı olarak topluma açıklandı, partisine veda konuşmasını yaptı ama İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in masadan ayrılıp bir şartla geri dönmesinin tartışmaları bitmedi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş ile ne konuştu, bu sürecin aktörleri arasında neler geçti, bu çekişmenin özü neydi, Akşener krizinde kim kazandı, kim kaybetti, Meral Akşener neden başka bir partinin belediye başkanları üzerinde bu kadar durdu gibi soruların, kısacası 72 saatlik krizin perde arkasında neler olduğunun tartışmaları devam ediyor. Ediyor, çünkü ülkenin çok önemli bir döneminde yaşanan bu olaylar tarihe yazılacak ve doğru yazılması gerekiyor, ancak yeni depremler olmaya devam ederken yaşadığımız büyük deprem felaketinin arka plana itilmemesi de gerekiyor. Bugün, ben de bu konuları ve eski Ülkü Ocakları Başkanı Alaaddin Aldemir'in "suikast" iddiasını, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı olan Sayın Cemal Enginyurt ile konuştum. İlgiyle okuyacağınızı düşünüyorum.Cemal Enginyurt, Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü mezunudur. Henüz lise öğrencisiyken 12 Eylül 1980 darbesinde 3 yıl hapiste kalmış, daha sonra 1984'te Ordu'da Ülkü Ocakları faaliyetini ilk başlatandır. 1993'te MHP MYK üyesi, 1994'te MHP Ordu İl Başkanı seçilen Enginyurt 1997'de tekrar İl Başkanı seçilmiş, 99 yılında ise MHP Ordu Milletvekili olmuştur. 24 Haziran 2018 seçiminde 27'inci dönemde de MHP'den aday olarak seçimi kazanmış, 2020 Temmuz ayında ise MHP'den ihraç edilmiş ve Demokrat Parti'ye geçmiştir. Halen DP Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı'dır.ERDOĞAN "İSTANBUL'U KAYBEDEN TÜRKİYE'Yİ KAYBEDER" DİYORSA BELEDİYE BAŞKANI GÖREVİNDE KALMALIDIR! Sayın Enginyurt, son olayları siz nasıl değerlendirdiniz Çok merak edilen bir soru var; madem ki sorun "Anketlerde oyu en yüksek çıkan aday ismi" idi, çok deneyimli bir siyasetçi olarak sizce neden sadece Mansur Yavaş'tan söz etmek yerine CHP'nin iki belediye başkanı her zaman birlikte gündeme getirildiÖncelikle biz Demokrat Parti olarak "kazanacak aday" formülünü kabul etmiyoruz. Karşıda "kazanamayacak" Recep Tayyip Erdoğan varken Millet İttifakı'ndan çıkacak her aday kazanacak adaydır. Dolayısıyla böyle bir ayırım bana göre, Demokrat Parti'ye göre ismi geçenlere haksızlık olur. Buradan çıkacak adayın kazanacak aday olduğuna inandığımız için buna "Millet Masası" dedik. İkincisi, biz Demokrat Parti olarak şu noktadayız; her iki belediye başkanı da Cumhuriyet Halk Partisi'nin belediye başkanıdır, dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal kimliği ortada dururken ve bu partinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu varken bizim CHP'nin belediye başkanlarını aday göstermemizin şık olmadığını düşündük. Orada, Cumhuriyet Halk Partisi'nin belediye başkanlarını aday gösterecek kurumsal kimliğin başı Kemal Kılıçdaroğlu'dur, ona yakışır. Burada ısrarla "şu aday olursa kazanır, bu aday olursa kazanır" derken düşünülmesi gereken bir başka önemli konu vardı, burada adaydan ziyade bir de İstanbul ve Ankara gibi iki büyük ili kaybetmemeleri de gerekiyor. Recep Tayyip Erdoğan "İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder diyorsa, hakikaten böyle olacağı da apaçık ortadaysa Recep Tayyip Erdoğan böyle bir adaylık halinde İstanbul'u ele geçirip oradan devşireceği rant düzeniyle 16 milyona ulaşma imkanı bulacakken bunu durdurmanın yolu da belediye başkanının yoluna devam etmesidir.KEMAL KILIÇDAROĞLU "ANKARA VE İSTANBUL'U BIRAKAMAYIZ, BELEDİYE BAŞKANLARIM GÖREVİNİN BAŞINDADIR" DEMİŞTİ!Olması gereken budur, bunu da Kemal Kılıçdaroğlu aynen bu şekilde söyledi; "Belediye başkanlarım görevinin başındadır, Ankara ve İstanbul'u bırakamayız" dedi. Dolayısıyla Demokrat Parti olarak biz de Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmasını doğru bulduk, bize göre aday masadan çıkmalıydı ve aday olabilecek 2 isim Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'di, çünkü her ikisi lokomotif güç olarak bu ittifakın en önemli aktörleriydi. Ama Meral Hanım "Ben aday değilim" dediği için geriye Kemal Kılıçdaroğlu ismi kalmıştı, doğru olan Kılıçdaroğlu'ydu ve Millet Masası birleşerek doğru kararı vermiştir, Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı vatana, millete hayırlı olsun. Bu 6'lı Masa'da daha önce "Genel Başkanlardan biri aday olmalı" dendi değil mi daha önceGültekin Uysal söyledi. Bu durumda belediye başkanlarının adaylığı sizce neden devamlı gündemde tutuldu, bu kadar beklemeden Masa'nın Kılıçdaroğlu ismi üzerinde anlaşması gerekmez miydiSüreç bu şekilde işledi ama sonuçta doğru noktaya gelindi. Ben seçimler neticesinde bu tartışmaların çok anlamlı olmadığının görüleceğine inanıyorum, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 55'le seçimi kazanacaktır.AKŞENER'İN MASAYA DÖNMESİ MİLLETİN UMUDUNU ARTTIRDI VE BU MASANIN BİR DAHA DAĞILMAYACAĞI SÖZÜNÜ DE VERDİ! Tabii ki İYİ Parti'nin tekrar Masa'ya dönmesi toplumun büyük çoğunluğunu mutlu etti ancak bunun için CHP'nin iki belediye başkanının "cumhurbaşkanı yardımcısı olmaları" şartının konması da tartışılıyor. Siz bunu doğru buluyor musunuzHer iki belediye başkanının cumhurbaşkanı yardımcısı olmasını doğru bulurum ama Anayasa iki belediye başkanının cumhurbaşkanı yardımcısı olması için görevlerinden istifa etmesini gerektiriyorsa yine belediye başkanlıkları kaybedilmiş olur, artık o noktada takdir Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ındır. Meral Akşener'in Masa'ya dönmesi milletin umudunu, heyecanını daha da arttırmıştır, onun "Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağım, milletvekili adayı olmayacağım" diyerek baştan bu tarafa cumhurbaşkanı adayı olmayacağını söyleyerek yaptığı fedakarlığa bir fedakarlık daha eklemiş ve bu masanın artık dağılmayacak bir masa olduğunu göstermiştir. Sayın Akşener yaşananları kendisi de ifade etmiştir, İnşallah milletimiz böyle bir dağınıklığı asla görmek istemediği gibi Sayın Akşener de ekranda bunun bir daha olmayacağına dair söz vererek Türk milletine doğru yolu göstermiştir.EĞER TARTIŞMA YAPMADAN HEDEFE KİLİTLENİR, MİLLETE GİDERSEK BU SEÇİMLERİ MİLLET İTTİFAKI KAZANACAKTIR! Altılı Masa'nın seçimi kazanması yüzde 100 garantiymiş gibi konuştunuz, "karşıda kaybedecek Recep Tayyip Erdoğan varken" dediniz. Sizce bu kadar rahat bir havaya girmek doğru muBiz eğer aramızda herhangi bir tartışmaya mahal vermeksizin hedefe kilitlenir, millete gidersek, Anadolu'yu karış karış gezersek ve Türkiye'nin en büyük 20 vilayetinde 6 liderin katılımıyla, büyük mitinglerle halka moral verir, heyecanı, coşkuyu arttırırsak bu seçimleri kazanan Millet İttifakı olacaktır.TAYYİP ERDOĞAN'IN TEK DERDİ KENDİSİNİ VE AİLESİNİ KURTARMAK, 5 YIL DAHA HÜKÜMDARLIĞINI SÜRDÜRMEK! 4-6 Mart arasında ORC Araştırma Şirketi bir araştırma yapmış; Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek Mart ayının başında yüzde 56.8, Cumhur İttifakı'nın adayı Erdoğan'a yüzde 43.2 diyor. Eğer anketler böyle çıkmaya devam ederse sizce Erdoğan başka birini aday gösterir mi, AKP'den sürpriz bir aday çıkabilir miKesinlikle çıkmaz. Recep Tayyip Erdoğan'ın tek derdi kendisini ve ailesini kurtarmak, bu seçimi bir kere daha kazanarak aile efradına karşı sorumluluğunu yerine getirip kendisinin bir 5 yıl daha hükümdarlığını sürmekten başka hiçbir derdi yoktur. Erdoğan bu ülkeyi sadece kendisinin yönetmesini istiyor, ülkeyi şahsının ülkesi olarak görüyor, bizi de kendi kulları olarak görüyor, dolayısıyla Tayyip Erdoğan hiç kimsenin adaylığını kabul etmez. Kendisinin kaybedeceği bütün anketlerde görülürse ne olurRecep Tayyip Erdoğan anketlere inanmaz, onun etrafındakiler Erdoğan'a "Sen büyüksün, sen paşasın, sen sultansın, açık ara götürüyorsun, anketlerin hiçbir anlamı yok" derler. Etrafındaki 5 adam ve A Haber mutluluk kanalı sürekli bunu pompaladığı için Erdoğan seçimi açık ara kazanacağına inanıyor.HALA SUYUN, ÇADIRIN OLMADIĞI, İNSANLARIN EŞİNİ, ÇOCUĞUNU KAYBETTİĞİ ORTAMDA KİMSE ONA HELALLİK VERMEZ, ERDOĞAN TRİBÜNLERE OYNUYOR! Depremde devletin geç hareket etmesi, bu nedenle can kaybının artması dış basında da çok yer aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da itiraf etti ama "kader planı" diyerek depremzedelerden helallik de istedi, buna ne diyorsunuz, bunu nasıl değerlendirmek lazımÜç gün boyunca devlet oraya ulaşmadığı için on binlerce insan hayatını kaybetmiştir, hayatını kaybeden insanların da helalleşmesi mümkün değildir. Kızılay'ın çadır satmasıyla, kan satmasıyla, çorba satmasıyla ortaya çıkmıştır ki devlet orada görevini yerine getirmediği gibi milletten topladığı yardımları satarak kendine milyonlarca liralık gelir elde eden bir Kızılay'a hizmet etmiştir. Kızılay'ın Başkanı Kerem Kınık'la Recep Tayyip Erdoğan fotoğraf çektirerek güllük gülistanlık bir ortam var havası yaratmıştır, helallik istediği yer Adıyaman'dır, Adıyamanlıdan helallik istemiştir, Maraşlıdan, Hataylıdan helallik istemediğine göre demek ki kendisi de yaptığı işin ve helalliğin doğru olduğuna inanmıyor. Artı; insanların helal etmek gibi bir düşüncesi olmaz, olamaz. Hala suyun olmadığı, çadırların olmadığı, konteyner kentlerin kurulmadığı, insanların soğukta titreyerek yaşamaya çalıştığı, insanların aşını, ekmeğini, binasını kaybettiği, çocuklarını eşlerini ana babalarını bulamadığı bir ortamda hiç kimse helallik vermeyecektir, dolayısıyla Erdoğan sadece tribünlere oynamaktadır."İSTANBUL'DA DEPREME HAZIRIZ" DİYEN SÜLEYMAN SOYLU DEPREMDE 3 ŞEHİRE ULAŞAMADIYSA BUNUN HESABINI VERMELİDİR! Deprem öncesi ihmaller, deprem sonrasında gecikmeler, gönüllü ekipleri, araçları bekletmeler, yardımların geç ulaşması zararı, can kaybını kat kat arttırdı. Binalar denetlenmediği için en tarihi kentlerimiz yerle bir oldu. Bunun siyasi bedeli sadece sandıkta mı verilir sizceHayır, İçişleri Bakanı, Enerji Bakanı, Ulaştırma Bakanı ve Çevre Bakanı'nın derhal istifa etmesi gerekir. Kızılay Başkanı'nın, AFAD Başkanı'nın derhal istifa etmesi gerekir. Yetmez, bu işte sorumluluğu olan belediye başkanlarının, yapı denetimcilerinin, bu binalara ruhsat verenlerin hepsinin hesaba çekilmesi ve soruşturulması gerekir. Dolayısıyla, eğer bir ülkede yapılan bir havaalanı ilk depremde yıkılıyorsa o ulaştırma bakanı bunun hesabını vermelidir. Yollar patlıyor, sadece 10 cm asfalt ve altı toprak olarak ortaya çıkıyorsa bu ülkenin Ulaştırma Bakanı ve müteahhitler bunun hesabını vermelidir. 1.5 milyon konutu yıkılma tehlikesinde olan İstanbul'da "Depreme hazırız" diyen Süleyman Soylu 3 tane şehire kurtarma ekibi ulaştıramadıysa, bir Hatay'a giremediyse bunun hesabını vermelidir, bunun hesabı da şimdiden istifa etmektir. Ama bunların böyle bir utanma duygusu olmadığı için böyle bir şey beklemiyoruz.BİZ "DEVRİ SABIK YARATIP HESAP SORACAĞIZ" DİYORUZ, DEPREMDE YAŞANANLARIN DA HESABINI SORACAĞIZ! Türkiye'de "istifa etmiyoruz" deyince etmiyorlar ama başka ülkelerde istifa etmek zorunda bırakılıyorlar, kurulan sistem bunu zorunlu kılıyor.Evet, Yunanistan'da 36 insan öldü diye Ulaştırma Bakanı Karamanlis istifa etti, işte ona göre değerlendirelim. İnşallah, günü geldiğinde -biz Demokrat Parti olarak "devri sabık yaratıp hesap soracağız" diyoruz- biz bunun hesabını soracağız.ERDOĞAN "BİZ CAN DERDİNDEYİZ, ONLAR MAL DERDİNDE" DİYOR YA, ASIL MAL DERDİNDE OLAN KENDİSİDİR! Deprem uzmanları hala "bazı bölgelerde yeni depremler olacak, deprem bölgelerinde zemin incelemeleri olmadan inşaat yapmayın" diye bas bas bağırıyorlar ve depremler devam ediyor ama aynı sırada Uşak'ta göz önünde betona su kattıkları ortaya çıkıyor ve deprem kentlerinde inşaat başlatılıyor. Buna ne diyorsunuzErdoğan tekrar cumhurbaşkanı olmak istiyor, hani diyor ya "Biz can derdindeyiz, onlar mal derdinde" diye, esas mal derdinde olan Recep Tayyip Erdoğan'dır, zemin etüdü yapılmadan, jeoloji araştırmaları yapılmadan, fay hatlarının yerleri belirlenmeden 1800 konutun temelini atarak inşaata alelacele başlayıp bir yılda oradaki enkazın bile kaldırılması mümkün değilken "Ben yaptım oldu" anlayışıyla bunu gerçekleştirmeye çalışmak esas seçimlere malzeme etmek budur, onun tek derdi deprem üzerinden algı yaratarak yeniden iktidar olabilir miyim endişesiyle, telaşıyla bu işlere giriyor. Ve bir de TOKİ'de yandaşlara ihaleler şu anda dağıtılmaya başlandı, etrafta ihaleleri alanlara bakıyoruz hep kendi adamları, hatta ihaleler kimseye haber verilmeden bile yapılıyor, TOKİ Dağıtmaya başladı, yine rant işi, yine "benim etrafımdakilere ballı kaymak" anlayışı devam ediyor. Dolayısıyla, bu düzen İnşallah bu seçimde son bulacak.TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN ÇALINAN HAKKINIKURUŞ KURUŞ TAHSİL EDECEĞİZ! Siz ekonomi uzmanısınız, Şubat ayında Hazine'de 171,5 liralık rekor bir açık olmuş, Ocak'taki açıkla toplam 225.8 milyar açık var. İktidar değişse