Türkiye iyi yönetilmiyor mu

Bugün 2023 yılının ilk günü. Aslında takvim yaprağında 2023 yazmasının ötesinde değişen bir şey yok.Değişen bir şey yok ama takvim insanlığın hayatını düzenleyen önemli bir misyona sahip. Senenin değişmesi kendimizi ve zamanla ilgili her şeyi değerlendirmemizi beraberinde getirdiği için yapabilenler için hesaplaşma sebebi olabilir.Mesela, geçen yılda dünyada, ülkemizde ve kendi hayatımızda neler olduğunu gözden geçirebiliriz. Eğer geçmişten ders çıkarabilirsek ne âlâ yoksa yeni yılın gelişi takvimdeki rakam değişikliğinden ibaret kalır.Benim şahsen yeni yıla bakışım dünya hayatının faniliğini hatırlatması açısından önem arz ediyor. Ömürden bir yaş daha aldık. Nerede ne zaman bitecek bilmiyoruz. Ama kesinlikle görüyoruz ki yaşayanlar vadesi gelince ölüyor ve dünya kimseye kalmıyor. Dünyalıklar da kişinin kendisiyle gitmiyor öteki tarafa. Nice mal mülk sahibi makam mevki sahibi her şeyi dünyada bırakarak göçüp gitmiş.Öteki tarafa gidecek olan güzel amel, iyilikler, güzellikler, hayır, hasenat .Cenneti de cehennemi de öteki tarafa insan yaptıklarıyla götürüyor. Dünya ahiretin tarlası burada ne ekilirse orada o biçilecek.Bu gözle bakıp geçen senenin muhasebesini yapmak yeni yıla da yön verebilir.Kişiler gibi kurumların hükümetlerin, uluslararası kuruluşların da geçen bir yılı değerlendirip geleceği planlamaları profesyonelliğin gereğidir.Geçmişi görmezden gelenler geleceğe sağlıklı bir şekilde bakamazlar.Bu bağlamda dünyaya nazar ettiğimizde manzara çok iç açıcı görünmüyor maalesef.Geçen yılın en önemli olayı şüphesiz Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısıyla başlayıp devam eden savaştır.Onca beşeri kayba ekonomik hasara sebep olduğu krizlere rağmen savaşın devam edeceği anlaşılıyor. ABD savaşı körüklüyor, güdümündeki BM etkisiz eleman pozisyonunda.ABD Rusya rekabetinin bir tarafta, ABD Çin rekabetinin öteki tarafta sertleşmesi önümüzdeki sene için pek sevindirici öngörülere gebe gibi durmuyor.Sadece kimi dünya devletlerinin üçüncü bir yolu tercih etmeleri biraz umut veriyor gibi.Artık başta Türkiye'nin öncülüğünü üstlendiği bağımsız politikayı önceleyen devletlerin sayısının arttığını görüyoruz.Türkiye Rusya Ukrayna savaşında ne Rusya'ya teslim oldu ne de ABD'ye. Dengeli bir politika sürdürdü. Rusya'ya yönelik yaptırılmalara katılmayan Asya, Afrika, Latin Amerika ve Ortadoğu ülkeleri de Türkiye gibi bağımsız politikayı tercih ediyorlar ve ne Batı-Rusya çatışmasında ne de ABD-Çin çekişmesinde taraf olmak istiyorlar.Türkiye'nin BM'nin misyonunu üstlenerek savaşan tarafları bir araya getirmesi, tahıl koridorunun tesisi ve esir takası gibi küresel başarılarının altını kalın çizgilerle çizmek gerekir.Bu bağlamda Türkiye'nin 2022 yılı içindeki dış politikada attığı önemli adımları özetle zikretmek gerekirse şunları söyleyebiliriz:Türkiye 1 Ocak 2022 de Ermenistan'a uygulanan ambargoyu kaldırarak başlattığı sorunlu ülkelerle normalleşme trafiği, İsrail, BAE, Suudi Arabistan devam etti. Nihayet Mısır ile cumhurbaşkanları düzeyinde ve Suriye ile savunma bakanları düzeyinde buluşma gerçekleşti.Türk devletleri konseyinin Türk Devletleri Teşkilatı'na dönüşmesi, Kıbrıs'ın gözlemci olarak katılması da bu senenin önemli adımlarındandır.Türkiye; Burhaneddin Duran hocanın ifadesiyle, "Karadeniz, Kafkaslar, Balkanlar ve Kuzey Afrika'da istikrar ve güvenlik sağlayan bir ülke konumuna yerleşti."Ana muhalefet liderinin normalleşme istikametinde atılan adımları 'yalvarıyor!' diyerek küçümsemesi en hafif ifadeyle ciddiyetsizliktir. Bir taraftan bölge ülkeleriyle ilişkileri normalleştirirken öte yandan takip ettiği denge politikası sayesinde hem Rusya hem Türkmenistan gazının geçiş güzergahı olma çalışmalarıyla Türkiye enerji merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.Ana muhalefet lideri Türkiye düşmanı batılı emperyalistlerin ağzıyla Türkiye'nin dış politikada yalnız kaldığını söyleyedursun, Türkiye Başkan Erdoğan'ın liderliğinde tartışmasız bölgesel güç olmuş kimi alanlarda da küresel güç olmuş, Finlandiya ve İsveç'le yaptığı anlaşma ile terörle mücadelede batı