Usul İlmi ve Usulde Bulunması Gereken Özellikler

Şöyle başlayalım. Elinize bir mektup verdiler. Bu mektubu okuyup anlamanız için onun dilini bilmeniz gerekir. Dilini de dışarıdan öğrenmeniz gerekir. Mektup yazan size dilinizi mektupla öğretmez. Onu anlayabilmeniz için o dili bilmeniz gerekir. Kur'an Arapça inmiştir. Onu anlayabilmemiz için Arapçayı bilmemiz gerekmektedir. Kur'an Arapçayı öğretmez, Arapçayı siz kendiniz öğreneceksiniz. Usul anlama metodudur yani Kur'an'ın dilidir. Dilin içerdiği ilimleri bilmezsek, onun ne dediğini anlamamız mümkün değildir. Kur'an'da "deve" kelimesi geçiyorsa, deveyi dışarıda bilmemiz gerekir; Kur'an bize deveyi anlatmaz, biyoloji ilmi anlatır. Kur'an diyor ki; "Rahman; Kur'an'ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona beyanı da öğretti." (Rahman Suresi, 551-4) Usul ilmi özellik olarak def'îdir, da'vî değildir. Yani siz bir usul kabul edersiniz, onu bütün Kur'an'da uygularsınız. Sonuçları ile kontrol edersiniz. pushfn('ads'); Usulünüzü siz ispat etmezsiniz, karşı taraf usulünüzün yanlış olduğunu ispatlar. Bir iddiada ispat külfeti size aitse, o iddia da'vîdir. Karşı tarafa aitse, o iddia def'îdir. Fıkhın hükümleri da'vîdir ama usulün hükümleri def'îdir. İşte, farklı varsayımlarla işe başladığınız için farklı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu da mezheplerin doğmasına sebep olmakta, elde edilen hükümler de farklı olmaktadır. Halk bu mezheplerden istediğini seçmekle insanlara seçenek sağlanmaktadır. Bununla beraber usul sonuçları ile kontrol edilir. USULDE BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER a) Usulü uygulayarak elde edilen hükümler arasında mantıki çelişki olmamalı, hem var hem yok olmamalı, Kur'an'ın tüm cümlelerinin manaları arasında tam uyum olmalı. b) Usul icmalarla sabit olan hükümlere aykırı sonuçlara götürmemelidir yani kabul ettiğiniz kurallar Kur'an ile icma arasında çelişki oluşturmamalıdır. c) Usul ile elde edilen uygulamalı hükümler kişilere kaldırmayacakları yükler yüklememelidir. 'Senede bir aya gidilmelidir' gibi hüküm çıkarılmamalıdır. pushfn('ads'); d) Hülasa olarak; varılan sonuçlar yarayışlı olmalıdır, en iyisine götürmelidir. Mezhepler işte bu miyarla yani bu ölçüyle karşılaştırılır. Bir mezhepte de zamanın değişmesi ile hükümler değişir. Yani usul ile içtihat yaptığımız halde, bugünkü içtihatlarla bin sene önceki içtihatlar farklı olabilir. Yani Hanefi mezhebindeki usulle yer ve zamana göre farklı hükümler elde edilir. Bundan dolayıdır ki mezhep içinde içtihada devam edilecektir; nitekim tarihte de hep edilmiştir. Şeyhülislâmlar ve fetvalar her zaman var olmuştur. İçtihadı yani içtihat kapısını kapatanlar, Kur'an ve sünnet yerine mezhep imamlarını koymuşlar,