Kur'an Nizamı, Adil Düzen ve Mustafa Kutlu-2

Kaldığımız yerden devam ediyor, meramımızın daha iyi anlaşılıp istifade edilmesi için bu yazımızın özellikle önceki yazımızla birlikte okunmasını tavsiye ediyoruz Önceki yazımızın en sonunda ne demiştik "Bitmedi, "Bu böyledir" başlıklı bu önemli yazıyı değerlendirmeye devam edeceğiz." Kaldığımız yerden devam edelim "Ben elimi taşın altına koydum, "Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş, 2020 Dergâh Yayınları" ile "Akıntıya Karşı, 2021 Dergâh Yayınları" adlarında iki kitap yayımladım. Ben ne filozof, ne akademisyen ne de doktrin sahibi bir ilim adamıyım. Altı üstü bir hikâye yazarı. Lakin ümmi de olsa "sanatçı sezgisi"ni yabana atmayın. Görüşlerim romantik, ütopist, tatbiki nâkabil olabilir. Aslında böyle olması gerekir. Bize öncelikle bir "kızıl elma" gerekmiyor mu Bize bir iktidardan (yani günümüzde genel kabul gören liberal demokrasi ve serbest ekonominin iktidarı gibi) ziyade ilhamını İslâm'dan alan bir fikir, dünyaya teklif edeceğimiz bir "sistem" gerekmiyor mu Dünyaya söyleyecek bir sözümüz olmalı. Sonra söyleyeceklerimi önce söylemek âdetimdir. Özet olarak zikrediyorum. Bütün bunların kısa sürede gerçekleşeceğini sanmak safdillik olur. Hani kahve ağzıyla söylersek "Bana verin altı ayda düzelteyim" der gibi. Sayılan hususlar üzerinde akl-ı selim ve bilgi donanımı ile düşünmek, fikir üretmek gerekiyor. pushfn('ads'); - Evvelâ paradigmayı değiştirmeliyiz. (İlerleyen satırlarda ve yazılarda bunu açacağım.) - Ekonominin önüne ahlâkı koymalıyız. - Tarımı sanayinin önüne geçirmeliyiz. Dünyaya teklif edeceğimiz iktisadî düzen "Kanaat Ekonomisi" olmalıdır. İslâm'ın en güçlü ve anlaşılır görüşü bu ilkeye dayanır. Pek tabii olarak bu nizamın bir siyaset anlayışı "hukuku, eğitimi, sanatı" vb. olmalıdır. Bir "sistem"den bahsediyorsak bütün bu unsurların birbirleri ile âhenkli-uyumlu münasebeti bulunmalıdır. Oysa günümüzün dünyasında geçerli olan paradigma şudur: Tüm devletler kalkınmacı-ilerlemeci-gelişmeci-büyümeci-zenginleşmeci bir refah ve konfor peşindedir. Düşünürler, devlet adamları, bilim adamları, askerler, aydınlar, yazarlar yıllar süren savaşlar, icatlar, devrimler, soykırımlar sonucu rakipsiz bir ideolojiye erişti. Bunun adı "kapitalizm"dir. Teknolojik-dijital donanımı ile bu ideoloji karşı konulmaz bir "hayat tarzı"nı tüm insanlığa dayatmış ve "tüketim toplumu"nu kurmuştur. Kapitalizmin yumuşak karnı nefs-i emmareye hitap eden "tüketim"dir. "Kanaat" bu zehrin panzehiridir. Liberal kapitalizm, devlet kapitalizmi, neoliberal