Trabzonspor'un geçen hafta derbide Beşiktaş'ı 3-0 gibi net bir skorla yenmesinden sonra Hatayspor karşısında göstereceği performans ileriki haftalar için önemliydi. Çünkü Beşiktaş maçında topu rakibe bırakan ama Hatayspor maçında da topa sahip olarak oynayacak bir Trabzonspor olacaktı. Bordo-mavililer, oyunun genelinde topu ve rakibi koşturan değil, topun ve rakibin peşinden koşan bir görüntü verdi. Sahaya çıkan 11 önlem alınabileceği gibi kontrol edilebilecek oyuncu tiplemelerinden oluşuyordu. Stoper ve bekler oyun kuramıyor, orta saha merkezindeki üç oyuncu profili birbirini tamamlamıyordu. Bu yüzden de pas organizasyonu ve ritim yakalanamıyordu. Böyle direkt hücum edilecek oyunlarda Trezeguet'nin hücumda sol çizgide oynaması gerekir. Bardhi ancak onun yaması olur. Onuachu her zaman istekli, coşkulu. Arkadaşlarına ilk goldeki gibi fizik kalitesini de ortaya koyarak pozisyon da yaratıyor, pozisyona girip gol de yapıyor. Visca da ne oynadığını bilerek, hücumda zekasını ve kalitesini ortaya koyuyor. Bjelica'nın çok acil bir şeye karar vermesi gerekir. Üç tane 10 numarayla deplasmanda sahaya çıkmak, birini hücumda sol kenarda kullanmak, birini merkez ön libero gibi değerlendirmek hatalıydı. Kadro seçimindeki yanlışlığın sahaya yansıması da bunun sonucu net bir şekilde görülmüş oldu. Trabzonspor'un 2-0'dan sonra geriye çekilmesi rakibi oyuna ortak etti ve cesaretlendirdi. "Golü atıp geriye yaslan" düşüncesi çok yanlış olduğu gibi bir büyük takımın tarzına da uymuyor. Beşiktaş maçındaki oyun mekaniği dün sahada yoktu. Bjelica'nın tercihleri, yanlış oyuncu değişiklikleri ve hatalı kadro kurulumu dünkü sonucu getirdi. Trabzonspor 2-0'ı bulduğu Hatayspor maçında skoru koruyamadığı gibi 3 puan kaybetti. Bu yenilgi direkt Bjelica'ya yazar!