"Kulakları çınlasın"

Büyüklüğün özelliği o kelimelerin de gizlidir.Bediüzzaman hazretleri, dilindeki nezaket ve zarafet ifadeleri ile insanlara seslendi. Haksızlıkların ve zalimlerin karşısında susmadı. Yaşadığı hayat safhaları ile, yazdığı risalelerde, mahkemedeki müdafaalarında, neşrettiği mektuplarında hep hakikatleri ve istikameti gösterdi. En şedit düşmanlarına dahi, hep "kulakları çınlasın" diye mukabelelerde bulundu. Bu ifadeler muhataplarında değişik yankılar yaptı. Çünkü, o Rahmet Peygamberinin (asm) bu asırdaki vekili idi. Bu manada bir çok insan "kulakları çınlasın" sözüne muhatap olmuşlardı. En zalim ve vicdansızlara dahi hak ve hakikati haykırmaktan geri durmadı. Kendisi ve talebeleri, kendi işleri ve vazifeleri ile meşgul oldular. "Risale-i Nuru anlamıyorlar veya anlamak istemiyorlar" diyerek sitemini dile getiriyordu. Mesajının ulaşmadığı yer ve zaman kalmamıştı. Korkmadı, yılmadı ve hiçbir zaman kendisini gizlemedi. "Kulakları çınlasın" derken bunda aslında mesaj gizli idi. "Beni kasaba kasaba dolaştıranlara, zindanlara atanlara hakkımı helal ediyorum" diyerek bükük bir kadirşinaslık gösteriyordu... Bütün mesele; nurların kalpler de ve gönüllerde makes bulması idi. "Onlar bilmeyerek,