MEVSİMLİK MİLLİYETÇİLİK!..

İmralı'da hapishane kapısı kırılıp mahkûm salınacaktı. Edirne Cezaevindeki mahkûm, aynı şekilde serbest bırakılacaktı. Kanun Hükmünde Kararnamelerle işine son verilmiş FETÖ ve PKK yanlıları yerlerine iade edileceklerdi. Hazineden yapılan yardımları teröristlere aktardığı için yerlerinden alınıp buralara kaymakamların tayin edildiği beledilerde eski başkanlar, makamlarına döndürülecekti. AB Mutabakatı kılıfıyla doğu ve güneydoğunun hemen tamamına özerklik verilecek ve böylece, Türk bayrağının yanına önce bir bez parçası asılacak, sonra Türk bayrağı yok olacak, vergileri bu otonom idareler toplayacak, buralarda ideolojik mahkemeler kurulacak, adalet tevzii devletten koparılacak ilerleyen zaman içinde devletin mahkemeleri kapanacak ve günü gelince federasyon pazarlıkları başlayacaktı. Türkçenin yanı sıra Kürtçenin de resmî dil olması için her türlü tehdit kullanılacak, Türk ibaresi Anayasadan çıkarılacaktı. İstiklal Marşı okunamayacaktı... Ülkeyi parçalamanın, hâkimiyet iradesini zayıflatmanın başlangıcı olan bu ve daha birçok dile gelmiş veya gelmemiş istekler, Millet İttifakı'nın 14 Mayıs seçimlerinde mağlubiyete uğramasıyla çöktü. Kandil'deki teröristbaşları, Pensilvanya'daki teröristler ağır hüsrana uğradılar. Cumhur İttifakı, açık ara TBMM çoğunluğunu kazandı. Bu zafer, Millet İttifakı ve terör elebaşlarının dünyasını allak bullak etti, psikolojileri bozuldu. Şimdi önlerinde bir tek mum ışığı kaldı. O da söndü-sönecek. Buna imkân yok ama Kemal Kılıçdaroğlu CB olsa bile Meclis, Cumhur İttifakı partilerinde olduğu için Çankaya'da mı oturacak, her nereyi tercih edecekse yerinde rahat olamayacak, aralarında terörle iltisaklı kişilerin de Bakan olarak bulunduğu Hükûmet rahat çalışamayacaktır. Sn. Kılıçdaroğlu -faraza- kazansa ve terör merkezleriyle de uyumlu böyle bir Hükûmet kursa bile tasarrufları, Meclis'te sürekli hırpalanan bu Hükûmetin yaşaması mümkün değildir. En geç 18 ay içinde erken seçime gidilir. Hele hele Mavi Vatan'dan, Fırat Kalkanı Bölgesinden, Karabağ'dan vs. askerlerimiz çekilir, her rengiyle teröristlerin ülkeye dolmalarına yol açılır, hiçbir göçmen siyaseti gütmeden bütün muhacirler kazınıp gönderilirse Hükûmet buhranı daha da erken çıkar. Millet İttifakı, bunları görmüyor değil. Şu var ki çifte mağlubiyet yaşamamak için her şeye rağmen Kemal Kılıçdaroğlu CB seçilsin diye hırsla, öfkeyle ve dün ne dediklerine aldırmadan bugün yeni bir sayfa açma gayretiyle koşturmaktalar. Bizim güzel bir deyimimiz şöyledir:- Sen, herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın Millet İttifakı mensupları, 14 Mayıs'ta seçimi kaybedince vaatlerini gerçekleştirmelerinin mümkün olmayacağını gördüler. Böylece de canhıraş bir şekilde bu tarafa yöneldiler. Bunu yaparken de milleti kör, seçmeni sersem yerine korcasına tarihte bir daha görülmez kabilinden nasıl da gıpta edilecek milliyetçiler olduklarını sayıp dökmeye başladılar. Seçimi kazanınca teröristlerle dost, Batı'nın vesâyetine razı, yerli savunma ve her türlü sanayie muhalif, misafir veya hak kazanmış unsurlara düşman... fakat seçimi kaybedince de parlak milliyetçilik nutukları atan kurnaz