Şark ve Garbıyla dünyanın muhtelif şehirlerinde ve çok kere de hükûmetlerine rağmen Filistinli mazlum ve mağdurlara destek vermek için canhıraş bir şekilde protestolar yaparak İsrail'i lânetleyen, bu Beyaz Vicdan Hareketleriyle de mazlum ve kimsesizlere ses olan vicdanlı insanların hepsi, teşekkür ve duaya layıktır. Allah, onların hepsinden râzı olsun...
Sirkte eğlence seyreder gibi kılını kıpırdatmadan Filistin'de soykırım izleyen bugünkü istatistikçi çağdaş dünyada AB, ABD'yle topyekûn batıda hükûmetlerle ülke vatandaşları anlayış çatışması içindeler. İdareler, pervasızca zalim Netanyahu'nun yanındalar. Bu yönetimler, halklarını temsil etmiyorlar. Ömürlü olmazlar. Bu gayrı insânî tutumlarıyla vatandaşlarının yüzüne bakamaz ve yerlerini koruyamazlar.
Bir de bizim yüz ağartmayan malûm bir dünyamız var:
Filistinli kardeşlerinizin kökü kazınır, onlar, aile aile tüketilirken İslâm âleminden çıt çıkmıyor. Sadece bâzılarında arada bir cılız sesler yükselmekte. "Türk dünyası", "Arap dünyası" demeden yönetim ve halkıyla İslâm âleminde görülen bu vurdumduymazlık, şeriatın ilgili emrine aykırılık ve azap verici bir hâldir. Dünyada vicdanlar galeyana gelirken, iki milyar Müslümandaki bu gaflet ve duyarsızlık, vicdanları sızlatan bir utandırıcı bir manzaradır.
Şöyle bir çapraşıklık mevcut:
8 milyon İsrail, 8 milyar dünyayı tutsak almışken, 2 milyon Gazzeli 2 milyar Müslüman yaşasın diye hayatını fedâ etmektedir...
Türkiye de olmasa, Gazze şehri başta olmak üzere Filistin çoktan devâsâ bir mezarlık hâline gelmişti. Gazze Direnişinin arkasında Ankara'nın ivazsız ve garazsız desteğinin payı büyüktür. Allah'tan ki 2023'ün 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde bir yol kazası yaşanmadı. Yoksa bugün Netanyahu ağzıyla konuşanlar da şimdi soykırımcıya destek yarışında olurlardı. Seçimlerde meğerse büyük bir tehlike atlatılmış.
Gazze ve Batı Şeria'da çok benzeri olmayan katliamlar işlenir, dehşetli bir soykırım yapılırken Türkiye'de bazı gazeteler, İsrail rahatsız olmasın diye Netanyahu ve Siyonistler aleyhine birinci sayfalarında tek satır yazmıyor, Filistinli mazlumların tek kare fotoğraflarını yayınlamıyor, bazı TV'ler vahşeti sıradan haber olarak görüyorlar. Hiçbir ayıp ve günahları olmasa bu ayıp ve günah onlara yeter. Bazı baro ve meslek odaları da bu yüz kızartıcı tutumdalar.
Merhum Necip Fazıl, haykırışında haklıydı:
-Siz hayat süren leşler, sizi kim diriltecek
Filistin, "Müslümanım!" diyen herkesin dâvâsı, "insanım!" diyen her ferdin mes'elesidir.
Şanlı Filistin Direnişi, Gazze Destanı, dünyada İslâm düşmanlığını gizleyemeyen bazı pespâye politikacı ve ikiyüzlü bir kısım medyanın maskelerini düşürüp gerçek yüzlerini ortaya çıkardı. Düne kadar tarafsız bilinen bazı Batılı riyakâr medya, bugün katliamın yanındadır. Onların da Netanyahu'ya sarılıp tebrik eden oy düşkünü politikacılardan farkı yoktur.
Gazze adlı çile yurdunda, Filistin'de hunharca katledilen bebek, çocuk, genç kız, delikanlı, yetişkin, kadın, hamile, yaşlı, ana-baba ve ailelerin kanları, Netanyahu başta olmak üzere katliamcı İsraillilerle, Netanyahu'ya destek olan Garplı her politikacının, her Evanjelistin elinden ve yüzünden ebediyyen silinmeyecektir.
Filistin direnişi, Filistinlideki dayanma gücü, imân sağlamlığı, bütün yeryüzünde insanları hayran ediyor ve hayrete düşürüyor. AB ve ABD şehirlerinde sokak ve meydanların lebâleb dolmasındaki sebep de esasen bundandır. Küçüğü ve büyüğü, erkeği ve kadını, sağlıkçısı ve fırıncısıyla yaşadıkları korkunç yıkıma rağmen Filistinlilerde görülen bu asalet, şerden hayrın zuhuruyla dünyada İslam dînîne duyulan merakı zirveye taşıdı. Vaziyet şudur; her yaştan Filistinli, o güzel insanlar, aldıkları yaralar ve şehadetleriyle emr-i mâruf yapmakta, insanlığı hidayete çağırmaktalar. Bu gelişme hayrlı bir çığırın habercisidir.