"Hocam, adam olmanın yolu nedir"

Lütfü Hoca, Nasreddin Hoca'nın bir nüktesini anlatır: - Bir gün Hocanın da içinde bulunduğu cemaatten biri; "Hocam, adam olmanın yolu nedir" deyince; Hoca Efendi, adamın nefes almasına bile fırsat vermeden; "Canım, bunu bilmeyecek ne var, elbette KULAKTIR..." der. Fakat Hoca, arkadaşlarının "kulaktır" cevabından pek bir şey anlamadıklarını anlayınca izah etme ihtiyacı duyar: "Aa!.. Bunu bilemeyecek ne var Herhangi bir adam konuşurken onu can kulağı ile dinlemeli; bu arada kendi ağzından çıkanı kendi kulağı da duymalıdır ki doğru anlaşılsın anlatılanlar."- Hocam, bunu boşuna anlatmadın ama ben yine de bir şey anlamadım! Hem sizi can kulağıyla dinliyorum!- Yani işin aslı kulaktan geçiyor Ali Bey kardeş! Vaaz nasihatlerimiz de yanlış anlayan cemaat yüzünden fitneye düşülmüyor mu İşte o ve benzeri hadiselere mani olmak için bu evrakı istiyorum.- Öyledir Hocam şimdi daha çok hak ettim elinizi öpmeyi.- !!!Şakalaşarak elini öptükten sonra, çay ocağına gidip kahve yaptırdı, geldi Ali Keleş Bey. Hayırlı evlattan, imamların problemlerinden, memleket meselelerinden konuşuldu sohbet edildi bir müddet. Bu arada Müftü Beyin hazırlamasını istediği yazıyı da en geniş izin şekliyle yazıp imzaya beraber çıkardılar.- Ooo maşallah! Ben yalnız "Fahri vaizlik" evrakı hazırlanmasını istemişken, "Fahri talebe okutma, fahri hatim okuma, fahri müezzinlik, izine ayrılanların yerine tam "vazife yapabilme..." salahiyetleri de