AİHM FETÖ'ye de sahip çıktı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bir FETÖ hükümlüsünün başvurusuyla ilgili kararını açıkladı. AİHM daha önce de Demirtaş ve Kavala davalarında da olduğu gibi yine siyasi pozisyon aldı.

AİHM verdiği kararda; FETÖ terör örgütünün üyelerinin aralarında kullandığı kripto haberleşme programı ByLock'u delil olarak görmediğini ortaya koydu. Yine kendini temyiz makamı olarak konumlandırdı. AİHM bu kararıyla FETÖ'ye sahip çıkarak, koruyup kollama, aklama çabasına girişti.

Şaşırdık mı Asla. Bir gün bu yola yelteneceklerini çok iyi biliyorduk ve bunu defalarca ifade etmiştik. ABD derin devletinin casusluk faaliyetleriyle konumlandırdığı, silah kullanarak halkın iradesine karşı darbe girişiminde bulunmuş, demokrasi düşmanı, cinayetler işlemiş, eli kanlı bir ihanet şebekesinin Türkiye'den kaçan üyelerini, unsurlarını ülkelerinde el üstünde tutan bir anlayıştan başka bir şey beklenemezdi. Öyle de oldu.

Emperyalizmin maşa örgütü tabii ki küresel efendileri tarafından korunup kollanacaktı. Bunda şaşıracak bir şey yok. Ancak şimdi tüm FETÖ unsurları büyük sevinç ve heyecan içindeler. Bu karara dört elle sarılarak, FETÖ'yü temize çıkarmanın çabasına girişmiş durumdalar. Bu kararı emsal kabul edip, FETÖ nün ByLock başta olmak üzere, örgüte dair diğer delillerin etkisiz kılınmasının sağlanacağına dair büyük beklenti içindeler.

AİHM'in kararı sonrası, FETÖ'nün youtube kanallarında kaçak örgüt üyeleri sevince boğuldular; "Cemaatin toplantılarına katılmak, yönetici olmak artık suç olmayacak" cümleleri kuruyorlar, ABD'ye sığınmış bir başka FETÖ'cü firari; "Rejimin suçlamaları boşa düştü. Binlerce insana tahliye-beraat ve tazminat hakkı doğdu" diyerek, büyük bir şer hevesine kapılıyor. Yani FETÖ ve mensupları AİHM'in kendilerine nasıl sahip çıktığının farkındalar.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AİHM'in kararına tepki göstererek; "İlk derece mahkemesinden, istinafa, Yargıtay'dan Anayasa Mahkemesi'ne her derecedeki yargılama makamlarımızın delilleri yeterli gördüğü bir dava hakkında, AİHM'in yetkisini aşarak delil incelemesi yapmak suretiyle ihlal kararı vermesi kabul edilemez. AİHM bir temyiz mahkemesi değildir. Delillerin kabul edilebilirliği veya delillerin nasıl değerlendirileceğinin ulusal hukukun ve ulusal mahkemelerin yetkisindedir. AİHM kendi içtihatlarında defalarca delilleri değerlendirme yetkisi olmadığını belirttiği halde, konu FETÖ yargılamaları olunca delil değerlendirme yoluna gitmiştir"