Yaklaşan seçimler ve ekonomik krizler

Eğer bir erken seçim kararı alınmazsa -ki o ihtimalin hala mevcut olduğunu düşünenlerdenim seçimlere yaklaşık 1 yıllık bir süre kaldı. Seçim takviminin açıklanacağı dönemi bunun dışında tutarsak aslında seçim sathı mahalline girmiş durumdayız. Parti genel başkanlarının tutumları ve seçim kurullarının kısa bir süre sonra oluşturulacağı yönündeki iddialar da bunu doğruluyor. Her geçen gün barometre yükselirken Millet İttifakı adayının belirlenmesiyle her an bir seçim kararı alınabileceğini dikkate almak gerekiyor Ve yaklaşan seçimlere ekonomik krizin giderek derinleştiği bir ortamda giriyoruz. Üretici enflasyonu 132, tüketici enflasyonu ise 70'in üzerine yerleşmiş durumda. Bu seçimlerin iki boyutu önemli olacak birincisi ve en önemlisi (başka etkileyiciler de olacak) eğer bu koşullar devam ederse iktidar açısından olumsuz bir ekonomik konjonktürde gerçekleşecek olması İkincisi de mevcut sorunların çözümünde iktidara talip olanların ne ölçüde bir değişimi sandığa yansıtabileceği... Yani ekonomik krizin seçim sonuçlarındaki olumsuz neticeleri artık birçoğumuzun kabul ettiği bir gerçek olmakla birlikte sorunları kimin nasıl çözeceğine yönelik seçmen (ki kararsız rasyonel seçmen) arayışının henüz bir rekabet ve belirsizlik sürecinde olmasıdır. Genel eğilime bakıldığında ekonomideki iyi performansın iktidarın oyunu artırdığı kötü performansın da düşürdüğü görüşü hakimdir. Bu konuda zaman zaman kamuoyuna yansıyan anketler bir öncü veri olarak irdelenebilirse de aslında ekonomi-politiğin seçim sonuçlarına yansımaları konusunda bilimsel yaklaşımların da ortaya konulduğu görülüyor. Tabii bu çalışmaların ekonomi dışındaki etkileyiciler sabit kaldığı düşünülerek elde edilen verilerden oluştuğu unutulmamalı. Örneğin dış politika ya da güvenlik meselelerinin bir an için göz önünde bulundurulmadığı bir çerçeveden bahsediyoruz. Araştırmalara gelecek olursak Dr. Mahfi Eğilmez'in 2002-2015 dönemini kapsayan incelemesinde yerel ve genel seçimlerden oluşan 8 seçimde iktidar partisinin oy oranı ile ülkedeki büyüme hızının aynı istikamette seyrettiği ortaya konulmuş. Bir başkası Osman Aydoğuş'un İktisat ve Toplum Dergisinde yayınlanan makalesinde 1983-2018 yıllarındaki 7 yerel seçim ve 11 milletvekili seçimine uyarlanmış. Burada da büyüme hızı ile iktidarın oy oranı arasında pozitif ve yüksek bir ilişki tespit edilmiş. Yani büyüme hızı ile iktidardaki partinin oy oranı benzer nispette değişiyor. O aralıkta AK Parti 'nin 49,8 ile en yüksek oyu aldığı 2011 seçimlerinde ortalama büyüme hızının da en yüksek olduğu (10,4) seçim. Buna karşın 38,4 oy oranının alındığı 2009 yerel seçimleri de büyüme hızının (-4,3) ile en düşük olduğu seçim dönemidir. Büyüme dışında işsizlik ve enflasyonun seçimlere olan etkisi de incelenmiş. Söz konusu çalışmalarda işsizlik oranındaki 1 puanlık artış iktidarların oy oranında 1,14'lük bir gerilemeye, enflasyondaki 1 puanlık bir artış