Ukrayna'da "özel askeri operasyon"dan "seferberlik"e uzanan süreç nereye gidiyor

Ukrayna'daki savaşın yedinci ayı dolarken Rusya Devlet Başkanı Putin, kısmi seferberlik kararını ilan ederek savaşın en kritik aşamalarından birini başlattı. Zira en başından bu yana Rusya tarafından "özel askeri operasyon" adı verilen sürecin çoktan iki ülkeyi bir savaşın ortasına sürüklediğini belirtmek gerekiyor. Bu yeni durumun aslında biraz da sahadaki değişimin Rusya cephesindeki görünümüyle alakalı olduğu söylenebilir. Söz konusu karara göre yaklaşık 300.000 yedek asker orduya çağrılacak. Bununla birlikte Putin'in konuşmasında nükleer silah kullanmaya varacak bir meydan okuma da vardı! En kritik ifade de "Ülkemizin toprak bütünlüğü tehdit edilirse, Rusya'yı ve halkımızı korumak için kesinlikle elimizden gelen tüm araçları kullanacağız. Bu bir blöf değil." oldu. Rusya'ya bağlanmayla ilgili alınan referandum kararı sonrası bu bölgeler Rus toprağı sayılacak ve böylece yapılacak saldırılar doğrudan yukarıdaki ihtimaller için meşruluk taşıyacak. Kremlin penceresinden bakıldığında böyle ama diğer taraftan bu yeni durumun sebepleri dikkate değer. Buna göre ilk olarak savaşın ideolojik ve pragmatik temellerini kendi üzerinde sembolleştiren Putin gibi güçlü bir liderin gerek savaş sahasında gerekse berisinde otorite çemberini koruyabilmekle ilgisi göz ardı edilmemeli. Putin'in yönetimi açısından en zor aşamadır bu... Savaşın seyrine bakıldığında toprak kayıpları bir tarafa Ukrayna'nın iki önemli şeyi başardığı görülüyor. Öncelikle birkaç aylık dönemde Rusya'ya ait silah depoları ve lojistik askeri merkezler hedef alındı. Son 10 günlük süreçte ise ülkenin güney ve doğusunda (HarkovHerson) ciddi sayılabilecek bölgelerde Rus kuvvetlerini püskürttüler. Bu aslında ikinci bir başarıyı da getirdi ve Batı'nın daha da fazla destek sağlamasına motivasyon yaratacak bir fotoğrafı ortaya çıkardı. Ukrayna gerçekten stratejik bir zafer elde etme noktasına gelebilir miydi Rusya'nın güçlerini Donbas cephesine kaydırmasıyla sonuçlanan Kiev çevresinden taktiksel olarak uzaklaşmasının ardından sanırım bu sorunun cevabını en çok etkileyen dönem son bir aylık bu dönem oldu. Buna karşın Batı'nın ekonomik yaptırımlarında ilk raunt Putin açısından yıkıcı değildi. Hatta Moskova beklentilerin ötesinde bir savunma yapmayı başardı. Yükselen petrol ve gaz fiyatları ihracat gelirlerini artırdı ve kısa vadede Batı'nın bu seviyeyi geri götürme imkanı pek yok. Ancak kışın atlatılması ve alternatif tedarikçilerin bulunması gerekiyor. Bir de tabii Rusya'nın petrol ve gazını Çin, Hindistan gibi pazarlara satabilmesinin doyuma ulaşması önemli. Örneğin Batıya sattığı kadar satışlarını Çin'e yönlendirmesi fiziksel altyapı yetersizliği ile bir noktada tıkanacaktır. Hal böyle olunca Kremlin'den en önemli karşı hamle sayılan enerji yaptırım kararı geldi. Yaklaşan kış aylarında Batı'nın geri adım atmasını sağlamaya yönelik bu hamlenin etki gücünü şimdiden tam olarak kestirmek mümkün değil.