Toplumun ekonomik sorunlara bakışı siyaseti de giderek aşıyor!

Türkiye'nin bugün en önemli sorununun ekonomideki gidişat olduğu aşikar... Ve aslında çok fazla konuşulmuyor ama içeride yaşanan sorunlarla dış politikadaki yol haritası ve çözüm üretme kapasitesi arasında güçlü bir ilişki var. Örneğin artan enerji fiyatları karşısında aynı zamanda enerji bağımlısı bir ülke durumdaysanız ya da ihraçları artırmak isterken ithal bağımlılığını geriye götüremiyorsanız dış politikada da belirli bir kırılganlığı yönetmek zorundasınız. Abraham Lincoln'e ait olan "Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu onu yaratmaktır." sözü hatırlanmaya değerdir. İşte burada en önemli ölçüt atacağınız adımlara yönelik toplumsal kabul ve mutabakatın seyridir. Her ne kadar toplumda olumsuzluk algısı var olsa bile bu noktada ilerlemeyi sağlayabiliyorsanız ya da beklentiyi yönetebiliyorsanız geleceği de yönetebilirsiniz demektir. Bunu yaparken toplumun ne hissettiğini ve düşündüğünü dikkate almak ve elinizdeki araçlarla atabildiğiniz adımları atmak zorundasınız. Mesela enerji fiyatlarını acilen düşürmek ve sübvanse etmek en etkili yollardan biridir. Artık eskisi kadar sık kamuoyu araştırmaları yapılmıyor ya da araştırmalar bütünüyle kamuoyuna açıklanmıyor. İPSOS araştırmanın 1-4 Şubat tarihlerinde gerçekleştirdiği anketten yansıyan sonuçlar iyi okunmalıdır. Hem doğalgazelektrik zamlarından sonra yapılmış olması hem de periyodik bir çalışmanın devamı olması sebebiyle paylaşmak faydalı olacaktır. Buna göre katılımcıların 86'sı en önemli problemin ekonomi olduğunu düşünüyor. Yani 10 kişiden 9'u Ekonomi iyi diyenlerin oranı sadece 3 Salgın diyenlerin oranı 5'e gerilemiş. Hatta vatandaşa şu sorulmuş: "Elinizde tek bir sorunu çözme imkanı olsa salgını mı yok edersiniz yoksa ekonomiyi mi düzeltirsiniz" Cevap büyük farkla 76 ekonomi yanıtı... Zaten her iki cevapta birbiriyle ilişki olmalı. Bugün hiçbir siyasi partinin veya