Yeniden Sultan II. Murad

"PADİŞAH İSEM, EMREDİYORUM!" "Padişah iseniz, ordunun başına geçiniz! Padişah ben isem, emrediyorum, ordunun başına geçiniz!" diyordu genç padişah babasına. Büyük oğlunun vefatı ve Rumeli'deki bazı muvaffakiyetsizlikler sebebiyle teessüre düşen Sultan II. Murad, 1444'te tahtı diğer oğlu Şehzade Mehmed'e bırakarak Manisa'ya çekildi. Dünyayı hayrete düşüren bu hadise üzerine Karaman Beyi, Macar Kralına, "Osmanlı aklını kaçırdı. Tahtı bir çocuğa bıraktı. Şimdi Osmanlı'yı bitirme fırsatıdır" diye haber gönderdi. Dilemma Papa ve Bizans İmparatorunun teşvikiyle, Macar Kralı, Segedin'de ettiği yemini, "Bir kâfire verilen sözü tutmak lazım gelmez!" diyerek bozdu. Macar, Leh, Ulah, İtalyan, Çek, Litvan, Hırvat, Fransız ve Almanlardan müteşekkil ve Hunyadi Yanoş kumandasındaki 100 bin kişilik bir ordu Tuna'yı geçti. Venedik donanması da Çanakkale Boğazı'nı ablukaya aldı. Ancak Haçlılar, evvelce Niğbolu'da yaptıkları hatayı tekrarladılar. Geçtikleri yerdeki Ortodoks halka eziyet ettiler. Kalelerin önünde fazlaca oyalandılar. Bu, Osmanlılara fırsat ve zaman verdi. Harb divanı, sabık padişahın çağrılmasını kararlaştırdı. Genç padişah bu teklifi kabul etti. Babası buna yanaşmayınca, "Eğer padişah iseniz, ordunuzun başına geçiniz. Ben padişah isem, emrediyorum, ordunun başına geçiniz!" mealinde tarihî bir mektup gönderdi. Bu söz, mantık kitaplarında kıyas-ı münkasim (dilemma) için gösterilen meşhur bir misal olmuştur. Sözünde durmayanın hâli Sultan II. Murad derhal 40 bin kişilik ordunun başına geçerek Haçlıları Varna yakınlarında bozguna uğrattı (10 Kasım 1444). Gün boyu devam eden muharebede düşman 65 binden fazla ölü verdi. Yanoş kaçtı. Padişah, maktul düşen Macar Kralı Ladislas ile onu harbe tahrik eden kardinal Cesarini'nin kesik başını bir mızrağa geçirip, yanına da Kral'ın yeminle imzaladığı Segedin Anlaşması'nın bir nüshasını iliştirip teşhir edince, düşmanın maneviyatı bozuldu... Varna Muharebesi, İzladi Mağlubiyeti'nin lekesini sildi. Macaristan ve Lehistan kati şekilde birbirinden ayrıldı. Bütün İslâm âleminde bu zafer parlak bir şekilde kutlandı. Kahire'de Cuma hutbesinde Sultan Murad'ın ismi de anıldı. Üç defa taht Zaferden sonra Sultan II. Murad tekrar Manisa'ya döndü. Ancak harblerden doğan bütçe açığını kapatmak için paradaki gümüş miktarının azaltılması sebebiyle yeniçeriler ayaklandı. Tarihteki bu ilk yeniçeri isyanı üzerine, veziriazam Çandarlı Halil Paşa, tecrübeli eski padişahın tahta davet edilmesini teklif etti. Sultan II. Mehmed, istemeyerek de olsa, babasını tahta davet etti. Sultan II. Murad 1446'da tekrar tahta oturdu. Bazı Osmanlı tarihçileri, Sultan II. Murad'ın Varna Muharebesi'ne kumandan, bazısı ise padişah sıfatıyla iştirak ettiğini söyler. Bu ikinci iddiaya göre, Sultan Murad (ve de Sultan Mehmed) üç defa tahta çıkmış demektir. ''Benim yüzümden zarar görmesinler!'' Sultan II. Murad, Rumeli'de zaferin meyvelerini toplamaya başladı. Varna'nın intikamını almak isteyen 90 bin kişilik Macar, Sırp, Çek ve Alman askerlerinden müteşekkil ikinci bir Haçlı ordusu, 1448'de Kosova sahrasında mağlup oldu. Muharebe evvelinde Padişah'ın, "Ya Rabbi benim günahlarım yüzünden, Müslümanları perişan etme!" diye dua ettiği anlatılır. 3 gün süren bir harbde düşman, aralarında Macar asilzadelerinin de bulunduğu 17 bin kayıp verdi. Yanoş yine kaçtı. Bu harb, artık Avrupa'da Osmanlı varlığına katiyet kazandıran son muharebe oldu. Yağmur damlasındaki rahmet Rahatını hiç düşünmeden yaşayan; ömrü harb meydanlarında ve sıkıntılarla uğraşarak geçen bu dervişmeşrep hükümdar, 1451'de Edirne'de 47 yaşında soğuk algınlığı veya kalb krizinden vefat etti. Vefatı 13 gün gizlendi. Şehzâde Mehmed, Manisa'dan gelip Edirne'de tahta geçti. Vasiyetine uyularak Bursa'da oğlu Alaaddin'in yanına gömüldü. Türbesinin üstü, yağmur sularının kabrin üstüne düşebilmesi için açık bırakıldı. Yazılı vasiyeti günümüze intikal etmiştir. 6 oğlundan, ortancası Şehzade Mehmed babasına vâris olmuştur. 5 kızından Fatma Sultan, Zağnos Paşa; Selçuk Sultan, Karaca Paşa ile evlenmiştir. Yusuf adında bir oğlunun Sultan Mehmed tahta çıkınca Tebriz'e, oradan da Hindistan'a gizlice götürüldüğü; burada 2 asır hüküm süren Adilşahlar hanedanını kurduğu rivayet edilir. Kutu Benim askerim harami değildir Sultan Murad, ince ruhlu, hassas, âdil, merhametli, dürüst, güler yüzlü, cesur ve dindar