PATRİK GRİGORYUS'TAN ÇAR ALEKSANDR'A İBRETLİK MEKTUP

İstanbul Patriği'nin Yunan İsyanı sırasında Çar'a yazdığı iddia edilen gizli mektup, asırlar sonra meşhur olmuş ve epik literatürdeki yerini almıştır. Eksantrik gazeteci ve popüler tarih yazarı Cemal Kutay'ın çıkardığı Tarih Konuşuyor isimli aylık mecmuanın Kıbrıs meselesinin aktüel olduğu günlerde neşredilen Şubat 1964 tarihli ilk sayısında, "Patrik Grigoryus'un Çar Birinci Aleksandr'a Tavsiyesi" başlıklı bir yazı çıkmıştır. Yazının bir yerinde "General Ignatyev'in hatıratında Grigoryus'a ait asıl büyük ifşaat vardır. İbretle okuyalım" ibaresinden sonra diyor ki: "Mahmud Nedim Paşa'nın sadaretten istifası istifa değil azil günü idi ki, Patrikhane'ye gitmiş idim. Patrik Yermanos sohbetimiz sırasında, Patrikhane'deki inşaat sırasında çıkan iki sandık içinden, Sultan Mahmut zamanında Yunan istiklaline yardım töhmetiyle asılan selefi Grigoryus'un o zamanki Çar'ımız Aleksandr'a gönderdiği bir mektubun müsveddesini bana okudu. Ele geçtiği zaman Yermanos'un da sebeb-i felaketi olabilecek bu mektup, müteveffa Patrik'in Türkleri dünya hayat-ı siyasiye ve askeriyesinden korkulacak bir mevcudiyet hâlinden çıkarmak, hatta müstakil bir millet olabilmekten mahrum edecek çok şayan-ı dikkat tavsiyeleri ihtiva ediyordu. Vazifem müddetince edindiğim tecrübeler ve şahit olduğum hadiselerin doğruluğunu tasdik ettiğini, maalesef iş işten geçtikten sonra anladığım bu tavsiyeler şunlardı: 'Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayri mümkindir. Çünkü Türkler, Müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i nefis sahibidirler. Bu hasletleri, dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden, padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir. Türkler zekidirler ve kendilerini müsbet yolda sevk-ü idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da ananelerine olan merbutiyyetlerinden, ahlaklarının selâbetinden gelmektedir. Türklerde evvela itaat duygusunu kırmak ve manevi rabıtalarını kesr etmek, dinî metanetlerini zaafa uğratmak icap eder. Bunun da en kısa yolu, an'anat-i milliyye ve maneviyyelerine uymayan harici fikirler ve hareketlere alıştırmaktır. Türkler, harici muaveneti reddederler. Haysiyet hisleri buna mânidir. Velev ki muvakkat bir zaman için zahiri kuvvet ve kudret verse de, Türkleri harici muavenete alıştırmalıdır. Maneviyatları sarsıldığı gün, Türkleri kendilerinden şeklen çok kudretli, kalabalık ve zâhiren hâkim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve maddi vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir. Bu sebeple Osmanlı Devleti'ni tasfiye için mücerred olarak savaş meydanlarındaki zaferler kâfi değildir ve hatta sadece bu yolda yürümek, Türklerin haysiyet ve vekarını tahrik edeceğinden, hakikatlere nüfuz edebilmelerine sebep olabilir. Yapılacak olan, Türklere bir şey hissettirmeden, bünyelerindeki bu tahribi tamamlamaktır.' Benim Osmanlı Devleti nezdinde vazifede olduğum esnada bu teşhisler tamamen isabetle tecelli etti." Yazının sonunda 13 Aralık 1924 tarihli Cumhuriyet gazetesinden bir haber var. Buna göre Patrikhane, polis müdürlüğüne bir hırsızlık ihbarı yapıyor. Patrik Grigoryus'un torbası çalınmıştır. Patrikhane'de çalışan iki Rum, polisçe yakalanmıştır. Mecmua, bu torbada ne vardı, niye açıklanmadı diye soruyor ve mahut mektup ile torba arasında irtibat bulunduğunu ima ediyor. Mektup nerede Kont Nikolay Pavloviç Ignatyev, 1864-1877 arası İstanbul'da Rus sefiri olarak bulunmuş; bu zaman zarfında Rumeli'nin kaybına yol açan yolda uğursuz ve kışkırtıcı bir rol oynadığı meşhurdur. Ignatyev'in hatıraları Istoricheski Vestnik isimli Rusça tarih mecmuasında 1914 senesinde CXXXV-CXXXVIII sayılarında neşredilmiştir. Alexander Onou tarafından The Memoirs of Count N. Ignatyev adıyla 1931-1932 senesinde Slavonic and East European Review isimli mecmuada İngilizce hülasa edilmiştir. Ne var ki, Kutay'ın Kont'un hatıralarında anlatıldığını iddia ettiği hadiseye, bu hatıraların İngilizcesinde de Rusçasında da rastlanmamaktadır. Hatta hatıralarda Grigoryus ve Yermanos ismi bile geçmemektedir. Kutay'dan evvel böyle bir mektuptan bahsolunduğu tespit edilememiştir. Ne Rus ne de Osmanlı Arşivi'nde mevzuya dair bir vesika mevcuttur. Olsaydı zaten, Mora İsyanı sebebiyle Patrikhane basılıp mürettep vesikalar ortaya çıkarıldığı zaman, bu mektubun da bulunması icap ederdi ki, Patriği asanların çok işine yarardı. Üstelik Ignatyev'in İstanbul'da bulunduğu esnada