ANADOLU'DA GARİP BİR TOPLULUK: PAVLİKANLAR

VII. asırda Anadolu'da filizlenen ve Protestanlığın nüvesi sayılan Pavlikan hareketi, Anadolu ve Rumeli'de Müslümanlığın yayılmasında mühim rol oynamıştır... Hristiyanlar, İsa aleyhisselâmın hüviyeti hususunda Monofizist ve Düofizist diye birbirini aforoz eden iki gruba ayrılmışken, VIII. asırda Anadolu'da bambaşka bir dinî cereyan ortaya çıktı: Pavlikan... Adını çok kimse duymamış olsa da, tarihteki tesirleri cihetiyle fevkalade ehemmiyetli bu fırka, kendisini üniversal havari kilisesi olarak görüyordu. Ruhban sınıfını, lüks yaşantıyı, haçı ve İsa'nın ulûhiyetini reddediyordu. Bu sebeple ümitsiz halk kitleleri arasında rağbet gördü. Onlara bu ismi veren Ermenilerdir. Pavlikan, ''Paulusçu'' demektir. Buradaki kasıt, Aziz Paulus mu, Mani misyoneri Kallinike'nin oğlu Paulus mu, Samsatlı piskopos Paulus mu, belli değildir. Mamafih Pavlikanlar, 260'ta Antakya piskoposu Samsatlı Paulus'un fikirlerine bağlıdır. Ermenice ''kirli hayat'' manasına paylkeanik kelimeleriyle de irtibatlandırılır. Araplar, bu tabiri Bayalika veya Beylika şeklinde kullanır. Aman uzak durun! Pavlikanlar, tarihlerini kendileri yazamadılar. Onlara dair malumat, umumiyetle amansız muhalifleri olan Bizans ve Ermeni kaynaklarından gelir ve çok aşağılayıcıdır. Pavlikanları, Hristiyanlıkla Zerdüşt dini arasında heretik (sapkın) bir grup olarak vasıflandırırlar. 719'da kendilerinden ilk defa bahseden Divin (Kars) Ermeni piskoposu Ohannes, halkı ikaz eder: "Bu murdar kişileri, evinde misafir etmek, onlarla konuşmak, komşuluk ve arkadaşlık etmek uygun değildir. Onlardan tamamen uzaklaşmak, iğrenmek ve nefret etmek gerekir. Çünkü onlar şeytanın çocuğudurlar. Onlarla dostluk kuran, en ağır şekilde cezalandırılmalı ve kiliseden uzak tutulmalıdır." Bunları Anadolu'da yaşayan başka Hristiyan gruplarla irtibatlamaya çalışanlar olmuştur. II. asırda Kapadokya'da yaşayan ve sonra yeraltına inen Montanistler; III. asırda yaşayan ve İsa'nın insan olduğunu söyleyen Adoptiyonistler; IV. asırda kurtuluşun sadece duada olduğuna inanan Messalianlar; VII. asırda yaşayan Marsiyoncular, bunlardan bazılarıdır. Samsatlı Paulus, Adoptiyonist idi. Ama bunlarla benzerlik kadar ayrılık da çoktur. Ancak bu gruplar, zamanla Pavlikanların arasına girip erimiştir. Asıl Pavlikanlar, ilk Ermeni Hıristiyanlardır. Din ile ırkın birleştirilmesi, Gregoryenlikle Ermeniliğin aynileşmesi, Aziz Gregor zamanında oldu. Pavlikanlar aforoz edilip Ermeni cemaatinden uzaklaştırıldı. Yani Ermeniler, Gregoryen ve Pavlikan diye ikiye ayrıldı. Ama sonraki yıllarda Pavlikan mezhebindeki herkes, Ermeni ırkından demek değildir. 5. Kol Mezhep ilk başka ruhban ile avam arasındaki ihtilaftan doğdu; sonra teorik vasıf kazandı. O zaman sadece Pavlikanların değil, Süryani, Keldani gibi cemaatler de merkezî dinîsiyasi otorite tarafından baskı altındaydı. Ermenilerin yaşadığı Bizans topraklarında birkaç asır yaşayan bu mezhep, baskı sebebiyle marjinalleşti. Ortodokslarda, ikona denilen mukaddes tasvirlere hürmet edilir. Bunun İncil'e aykırı olduğunu söyleyen ve Bizans'ta 726-843 seneleri arasında hâkim olan ikonaklast (ikona kırıcı) cereyanı, Pavlikanları nefes aldırdı. İmparator III. Leo da ateşli bir ikonaklast idi. Bu devirde Pavlikanlar, Bizans ordusunda paralı askerlik bile yaptı. Hatta Patrik Nikoforas, ikonacılara karşı kendisine destek olursa, Pavlikanlara serbestlik vadetti. Ama bu günler uzun sürmedi. VIII. asır başında Müslüman Araplar Anadolu'ya nüfuz edince, Bizans'ın bunlarla aynı inançta kabul ettiği Pavlikanlar, 5. Kol gibi görülmeye başlandı. Bunun üzerine Pavlikanlara Araplar karşılıklı olarak birbirlerini desteklediler. Bizans ile yapılan harblerde, Müslümanların yanında yer aldılar. Bundan sonraki bütün Müslüman fetihlerinde Pavlikanların ve onların takipçilerinin yardımları mevzubahis olmuştur. Sadece siyasi menfaat değil, dinî inançlardaki yakınlık da bu ittifakın sebebidir. Divriği Devleti Bu mezhep, imparatorluğun şarkında, bugünki Şarki Anadolu ve Ermenistan gibi, siyasi kontrolün gevşek olduğu kırlık yerlerde filizlenmişti. Vergi yüzünden feodal beylerin ezdiği fakir köylüler arasında çıktığı söylenirse de, söz götürür. Ermeniler arasındaki inanç ihtilafından doğmuştur. Bilinen ilk Pavlikan topluluğu VII. asırda Şebinkarahisar'da (Colonia) görülür. Pavlikanların bilinen ilk lideri Samsatlı Constantinus Silvanus, ilk kiliseyi burada kurdu. 4 İncil ve Pavlus'un mektupları yeter; ruhban tefsirlerine ihtiyaç yok, diyordu. Bizans kilisesi tarafından nasihat için gönderilen Simon da buna talebe ve sonra da halefi oldu. İmparator II. Iustinianus da Simon'u maiyetiyle beraber yaktırdı. Bunun üzerine bağlıları Tokat'a hicret ettiler. Burada da ağır baskı ve işkenceye uğrayınca, milis kuvvetleri kurup, işkencelerin mimarı Niksar piskoposunu öldürerek, Abbasilerin Malatya Emiri Ömer bin Abdullah'a sığındılar. O da bunları Arguvan'a yerleştirdi. Anadolu'nun her yerinden baskıya uğrayanlar, buraya toplaştı. Bir yandan Balkanlarda isyanlar, Asya'da ise Arap istilası sebebiyle ne yapacağını bilemeyen Bizans. Anadolu'da askerî garnizonlar kurmak istedi. Pavlikanlar, hep muhkem yerlerde yaşıyor; askerî harekâtı zorlaştırıyordu. 750'de Ermenistan seferine çıkan İmparator, buradaki Pavkilanların bir kısmını Trakya'ya sürgün etti. 811'de Erzincan civarındakiler Ermenistan'a sürüldü. 843'te İmparatoriçe Theodora'nın emriyle 100 bin civarında Pavlikan katledildi. Bunun üzerine 5 bin kişi, eski bir Bizans subayı olan Karbeas liderliğinde ayaklanıp, müstahkem bir yer olan Divriği'de yerleşip bir devlet kurdular; kaleler kurup imparatorluğa kafa tuttular. Pavlikanlar Divriği-Darende-Malatya hattını kontrol altında tutuyordu. Burası hem Araplar, hem de Bizans için stratejik ehemmiyeti haizdi. İmparator I. Basileos, ruhbanın da teşvikiyle hem sınırı emniyete almak, hem de Pavlikan meselesini çözmek üzere 860'ta harekete geçti. Karbeas, üzerine gelen Bizans ordusunu Tokat civarında ağır bir mağlubiyete uğrattı.