Rektörlüğünü ifa ettiğim ülkemizin ve dünyanın sağlık temalı en büyük devlet üniversitesi olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi bilimsel başarılarıyla Dünyada marka bir kurum olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Bu bilinçli ve mukaddes yürüyüşümüzü sağlığın ayrılmaz bir parçası olan sporla sentezleyerek bakış ve anlam açımızı genişletmekteyiz. Bu nedenle bu hafta köşemi global marka olma yolundaki yürüyüşümüzün önemli bir ayağı olan ve çarşamba günü Gençlik ve Spor Bakanımız Sn. Mehmet Kasapoğlu'nun da katıldığı ödül töreniyle tamamladığımız Sağlık Bilimleri Üniversitesi SporFest 2022 Festivalimize ayırmak istedim sevgili okurlarım. Evet başarıyla gerçekleştirdiğimiz SporFest bu anlamda ideal edindiğimiz sağlık-spor-kültür-eğitim kombinasyonunun bir numunesi olmuştur. 2019 yılından sonra pandemik bir ara verdiğimiz bu müthiş organizasyona kaldığımız yerden devam etmenin heyecan ve sevinci içindeyiz. Bu festival salt bir spor etkinliği değil, izdüşümü yarınlarımıza ışık olan büyük bir yatırımdır da aynı zamanda. Üniversiteler bilim merkezi olduğu kadar sporun, kültürün, sanatın ve gençliğimizin kaynaşmasının da merkezi olmalıdır. Bizler Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak bu yolda öncü olmanın gururu ile yürüyoruz hamdolsun. Yurtdışındaki akademik entegrasyonumuzu öğrencilerimizi davet ettiğimiz bu festival ile de bir şölene dönüştürdük desem yeridir sevgili okurlarım. Nyala-Sudan, Çobanbey-Suriye, Buhara-Özbekistan ve bir çok şehir katılımlı bu tablo Abdülhamid Han'ın gönül coğrafyamıza sağlık profesyonelleri yetiştirme ülküsünün de bir adım ötesi olarak tezahür etmiştir adeta. Hamdolsun bugünleri bize nasip edene ve selamlar olsun ilmimize, gayretimize ilham olan aziz ecdadımıza. Akademi-eğitim-kültür ve spor ilişkisinin hep önemli olduğuna inanmışımdır. Sosyal bilimlerden tutun da tüm branşlara kadar bütün üniversitelerin spora endeksli programlarla anılmasını hayal etmişimdir hep. "Neden spor" diye bir sorunun sorulmayacağını düşünsem de, spor ve gençlik ilişkisinin hayatı forma sokan bir sentez olduğunun altını çizmeden geçemeyeceğim. Kötü alışkanlıkların boş zamanla ilintili olduğuna dair bir hipotez sunabiliriz. Yapacak bir şey bulamayanların yapılmayacak işlere-olmayacak alışkanlıklara, ağza alınmayacak ve baş ağartıcı meşguliyetlere yönelmeleri muhtemeldir. Hem de kuvvetle muhtemeldir. 15 spor branşı, 1500 üzerinde sporcu, 317 müsabaka, 210 madalya, 27 kültürel etkinlik, 13 öğrenci etkinliği, 3 farklı ülkeden ve 7 şehirden gelen öğrencilerimizin katılımını bu noktada bir büyük örnek ve haklı bir gurur tablosu olarak kamuoyuna sunmaktan onur duymaktayım. SporFest'e katılan öğrencilerimiz kendi fakültelerinde ön elemeye tabi tutularak geldiler buralara.