İstek yok sıradaki parça: Alkol zulmü

Bu haftaki köşemi alkol bağımlılığı konusuna ayırmak istedim sevgili okurlarım. Alkol içene zulüm, satana zulüm, topluma zulüm, yarınlarımıza zulüm... Bir bağımlılık türüdür. Kollarına aldığına ölüm ve huzursuzluktan başka bir şey de sunmaz! Nasıl bir zulüm olduğunun son örneklerinden birini daha geçtiğimiz günlerde yaşadık. Bir müzisyen, sanatını icra ettiği yerde sırf istek yapılan parçayı seslendiremeyeceğini ifade etti diye üç kişi tarafından vahşice katledildi. Kendisine rahmet, ailesine sabırlar diliyorum. Basit bir meselenin ölüme giden sonucunun aktörü maalesef bilinen bir zehir: alkol!... Sözüm ona eğlence mekanıydı olayın geçtiği yer. Kafalarını uyuşturan, akıllarını tutuklayan sebeplerle eğlenmeyi kim öğretti insanoğluna İnsani ve irfani yönlerini hayvani ve vicdansız dürtülere bıraktıran bu zehir ve yandaşları için toplumsal bir silkiniş ve kurtuluşa ihtiyaç olduğu muhakkaktır. Bilimsel çalışmalarda her suç ve pişmanlığın altından alkol ve yandaşları çıkmaktadır neredeyse. WHO, CDC ve BJS'den alınan son verilere göre: Alkol kullanımı 200'den fazla hastalık ve yaralanma konusunda nedensel bir faktördür. Dünya çapında her yıl 3 milyon ölüm alkol kullanımından kaynaklanmaktadır. Bu, tüm ölümlerin yüzde 5,3'ünü temsil etmektedir. Sağlık sonuçlarının ötesinde, alkol kullanımı bireylere ve genel olarak topluma önemli sosyal ve ekonomik kayıplar getirir. Alkol tüketimi nispeten erken yaşlarda ölüme ve sakatlığa neden olur. 20-39 yaş arası kişilerde, toplam ölümlerin yaklaşık 13,5'i alkolden kaynaklanmaktadır. Alkol kullanımı ile bir dizi zihinsel ve davranışsal bozukluk, diğer bulaşıcı olmayan durumlar ve yaralanmalar arasında nedensel bir ilişki vardır. Alkol kullanımı, gençlerde şiddet, çocuklara kötü muamele ve istismar, eşlerin birbirine karşı şiddeti, yaşlı istismarı ve cinsel saldırı ve cinsel şiddet olasılığını artırır. Şiddet içeren bir suç işlendiği sırada etki altında bulunanların 13'ünün alkol etkisi altında olduğu gösterilmiştir. Cinayet suçlarının yarısından fazlası alkolün etkisi altındayken işlenmektedir. Kişilerarası şiddet vakalarının (diğer bir deyişle, yakın partner şiddeti veya aile içi şiddet) tahminen 23'ünün alkole atfedildiği gözlemlenmiştir. Medeniyetimizin bilim işçiliğine kendisini adamış, İstanbul Darülfünun Emini (Rektör), 5. ve 6. Dönem Bilecik Milletvekili Prof. Dr. Besim Ömer Akalın öğrencilik yıllarında kaleme aldığı "MÜSKİRÂT" isimli eserinde alkolü, insan bedenini yok eden ve toplumu istila eden hastalıklar arasında saymıştır. Sarhoşluk veren şeylerin düşünülemeyecek kadar vahim hastalıklar, delirmeler, müthiş cinayetlere sebep olan bir tehdit olduğuna dikkat çekmiştir. Hem de öğrencilik yıllarında fark etmiştir ve eserleştirmiştir bu noktaları. Akalın eserinde: "Çoğunlukla asabiye hastalıkları ve müthiş cinayetlerin kaynağı sarhoşluk veren şeylerdir. Bu şeylerin bu hali Batı medeniyeti ile ilerlemiş ve artmıştır. Ve denilebilir ki, Frenk medeniyetinin doğurduğu belalardan biri de işte bu musibet olmuştur." diye ifade buyurmuştur. Bize ait olmayan, bizden olmayan şeylerle bozulmanın, dejenere ve diskalifiye olmanın tezidir adeta bu ifadeler. Prof. Akalın müskiratın yani alkollü içeceklerin ahlakı bozduğunu söyler. Ona göre müskirat pek çok hastalığa da yol açar. Ayrıca Akalın, İslamiyet'te müskiratın "ümmü'l-habais" yani "bütün kötülüklerin anası" olması şeklinde değerlendirilmesini ve onun dinen kesin bir şekilde yasaklanmasını da isabetli bir delil olarak ortaya koyar. Müskiratı "Frenk medeniyetinin ortaya çıkardığı kötülüklerden biri" diye tanımlayan Akalın aynı zamanda alkolü toplumun ahlakını bozan, aileleri sarsan ve sefalete uğratan, nüfusu azaltan bir madde olarak ele almış, vücudu Allah'ın bir emaneti olarak değerlendirip alkol gibi belalardan korunması gerekliliğini de vurgulamıştır. Daha önce de başvurduğum bu eser, alkol konusunda sağlam ve güvenilir bilgileri içtimai hafızaya kazımakta yardımcı oluyordur umarım. Bireysel, toplumsal ve küresel bir tehdittir alkol ve arkadaşları!... Bilişsel, motor becerileri kesin bir ifadeyle "baltalamaktadır" bu tehdit unsurları. Yarın aynı zamanda 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü olduğunu hatırlatmakta fayda var sanırım.