Eğitim başlıyor: Zehir tacirlerine dikkat!

BM Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC), 2023 Dünya Uyuşturucu Raporu'nu açıkladı.

Raporda, son 10 yılda uyuşturucu kullanımının yüzde 23 arttığı, 2021'de dünya genelinde 15-64 yaş aralığındaki her 17 kişiden birinin uyuşturucu kullandığı bilgisi yer aldı.

Küresel olarak 2021'de 296 milyon kişinin uyuşturucu kullandığı aktarılan raporda, 2020'de bu sayının 284 milyon olduğu, bir yılda uyuşturucu kullanma oranının da yüzde 18 arttığı kaydedildi.

İnsani krizler nedeniyle çok sayıda insanın yerinden edildiği, tedavi hizmetleri ve diğer müdahalelerin yetersiz kaldığı, "uyuşturucu enjekte eden kişilere" yönelik tahminlerin önceki yıllara oranla daha yüksek olduğu belirtildi.

İçişleri Bakanlığı Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı, 2023 Türkiye Uyuşturucu Raporu'na göre de Türkiye'de geçen yıl yakalanan met... ve cap... oranlarında adeta patlama yaşandı.

Veriler, eğitim ve öğretimin başlayacağı bu günlerde, uyuşturucuyla mücadelede aileden bakanlıklara kadar toplumun bütün kesimlerinin ortaklaşa kararlı ve kolektif bir mücadele göstermek zorunda olduğunu göstermektedir.

Zehir tacirleri, uyuşturucu ve diğer maddelere bulaştırmak istedikleri körpe yavruların önce "bir kere denemesini" isteyerek bunlarla tanıştırırlar. Gençlerdeki merak duygusu, "bir kere denemekle bir şey olmaz" dürtüsüyle birleşince zehir tacirlerinin arzusu da yerine gelmiş olur. Nitekim, zaten bunu bilen zehir tacirleri hiçbir çocuğa veya gence "bu uyuşturucuyu al ve kullan" diye yaklaşmazlar. Genelde bir tek sigara veya nargile görüntüsünde veya alkolsüz bira ikramı tercih edilen yollardandır. Bu ilk denemeyi bir başkası, onu bir diğeri takip eder ve nihayet satıcıların müşteri envanterine yeni bir kişi daha ilave olur.

Zehir tacirleri olaya adı üstünde ticari olarak bakarlar. Şöyle izah etmekte fayda var, ülkemizde ortalama insan ömrünün 75 yıl olduğunu farz edelim. 65 yaşında bir maddeye başlayan kişi yaklaşık 10 yıllık bir müşteri olacaktır. 15 yaşındaki bir çocuk ise 60 yıllık müşteri olacaktır. Yani maddeye başlatılan bir çocuk 6 kişiye karşılık gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında zehir tacirlerinin neden çocukları ve gençleri hedef grup olarak seçtiği kolayca anlaşılmaktadır. Üstelik yaşlı başlı insanları bu tip kötü alışkanlıklara bulaştırmanın gençlere göre oldukça zor olduğunu hatırlamakta fayda vardır.

Uyuşturucu kullanan kişiler arasında yapılan anketler, bu kişilerin tamamına yakınının (yüzde 99) öncesinde sigara kullandığını göstermektedir. Bundan şu sonuç çıkmalıdır: sigara içen yavrulardan bazıları ileride mutlaka uyuşturucu ile tanışacaktır. Benzer şekilde bira içenlerin daha sonra farklı içkilere kolaylıkla ulaşabildiği, alkole düşkünlüğü olanların uyuşturucu kullanmaya daha yatkın olduğunu unutmamalıyız.

Uyuşturucuya bağımlı olan kişi, onu elde etmek için elindeki parasının tümünü vermekte beis görmediği gibi, maddi değerlerinin dışında manevi değerlerini, ahlak ve namusunu da bu uğurda vermek durumunda kalmaktadır. Çünkü vücudunun alıştığı zehri temin edemediği takdirde ciddi sağlık problemleri yaşamaktadır. Gerçi zehri almanın sonucunda ruhsal problemler ve çeşitli organik rahatsızlıkların da görülmesi mukadderdir. Uyuşturucu ve alkol başta olmak üzere madde bağımlısı olanlar arasında hırsızlık, gasp, soygun, kavga, yaralama, cinayet, aile içi şiddet, trafik kazaları gibi pek çok problem, bağımlılığı olmayan bireylere göre oldukça sık görülmektedir. Özetle söylemek gerekirse, maddeye bulaşan kişinin son durağı çeşitli suçlar nedeniyle hapishane veya hastalıklar nedeniyle hastane olmaktadır. Özü bozulan aile düzeni bir daha yerine getirilememekte ve bundan dolayı en büyük cezayı da maalesef çocuklar çekmektedir. Bütün bu olayları başlatan bir tek sigara veya bir tek bira olabilmektedir. Yolun başlangıcı tek bir sigara veya tek bir bira iken sonu hastane veya hapishane olmaktadır. Bu nedenle önemsenmeyecek hiçbir bağımlılık maddesi yoktur. Şu akıldan çıkarılmamalıdır ki, bağımlılık yapan maddelerin içerisinde en tehlikeli olanı en kolay elde edilenidir. Onun için tek sigara tehlikelidir, onun için alkolsüz diye yutturulan bira tehlikelidir, onun için bunlarla mücadele önemlidir.

Uyuşturucu bağımlılığının önlenmesi için yapılması gereken en kestirme davranış hiçbir bağımlılık maddesi ile çocukları karşılaştırmamaktır. Halkın kullandığı tabirle "ipin ucunu bir kere kaptırmamak" gerekir. Elbette ki bunun için anne-babalara ve okullardaki eğiticilere büyük iş düşmektedir. Unutulmamalıdır ki, uyuşturucu ile mücadele sadece ve sadece kanunlarla, cezalarla engellenemez. Nitekim bir örnek verecek olursak, daha önce çıkarılan bir kanunla çocuklara uyuşturucu satan veya veren kişilere verilecek cezalar önemli bir oranda artırılarak 15 yıldan az olamayacak hale getirilmişti. Bilinmesi gerekir ki, kanun bir yere kadar koruyucu ve engelleyici olur. Ancak gerek okul ve gerekse aile çocuğun mutlaka yanında olmalı ve onu bir an olsun yalnız bırakmamalıdır. Çocuğun ilgi değişiklikleri, arkadaşları ve arkadaş değişiklikleri, gittiği mekanlar, okula devam durumu, davranış değişiklikleri gerek aile ve gerekse eğiticileri tarafından dikkatle izlenmelidir.