İyimserlik ve kötümserlik eğilimi: Geleceğe yönelmenin psikolojisi

İnsanı, bitkilerden ve hayvanlardan ayırt eden en önemli özelliği geniş bir düşünme kapasitesine sahip olmasıdır. Bu düşünme kapasitesini kullanmak; geçmiş, şimdi ve gelecek bağlamlarında gerçekleşebilir. Özellikle, gelecekteki olaylara ilişkin iki önemli düşünme şekli vardır: İyimser ve kötümser İyimserliğin ve kötümserliğin tanımları nedir Öncelikle iyimserlik, olumlu sonuç beklentisi içerisinde olmak anlamına gelmektedir. Olumlu sonuç beklentisine sahip olmak; olumsuz durumları ve zorlukları olumlu bir şekilde değerlendirmeye, olası fırsatları görmeye ve aktif bir birey olmaya aracılık etmektedir. Kötümserlik ise, olumsuz sonuç beklentisi içerisinde olmak demektir. Kötümserlik eğiliminde olmak; olumsuz olayları, riskleri veya zorlukları düşünmekle; gelecekte olumsuz sonuçların daha olası olduğuna inanmakla ilişkilidir. İyimserliğin sonuçları nelerdir Birincisi, ruh sağlığının daha olumlu olmasına katkı sağlar. İkincisi, özgüvenin yükselmesine neden olur. Üçüncüsü, motivasyon düzeyinin yükseltir. Dördüncüsü, olumlu insan ilişkilerinin ortaya çıkmasına sebep olur. Beşincisi, fiziksel sağlığı daha olumlu bir düzeye getirir. Kötümserliğin sonuçları nelerdir Birincisi, fiziksel sağlık sorunları yaşamaktır. İkincisi, ruh sağlığını bozar. Üçüncüsü, bireylerin yüksek düzeyde stres yaşamalarına neden olur. Dördüncüsü, özgüvenin düşürür. Beşincisi, ilişkisel sorunlar yaşamaya neden olur. Altıncısı, iş performansında ve akademik başarıda düşüklüğe neden olur. İyimser bireylerin özellikleri nelerdir İyimser bireylerin en önemli özellikleri, olayları ve durumları olumlu bir şekilde değerlendirme eğiliminde olmalarıdır. İkincisi, yüksek düzeyde başarı inancına sahiptirler. Üçüncüsü, psikolojik açıdan dayanıklıdırlar. Dördüncüsü, esnekliktir. Beşincisi, sosyal destek almak ve vermek gibi özellikleri vardır. Altıncısı, stresle daha iyi başa çıkarlar. Yedincisi, mücadelecidirler. Kötümser bireylerin özellikleri nelerdir Kötümser bireylerin en önemli özellikleri, olumsuz düşünmeleridir. İkincisi, başarısızlık inancına sahiptirler. Üçüncüsü, yüksek düzeyde stres ve kaygı yaşarlar. Dördüncüsü, güvensiz bir yapıdadırlar. Beşincisi, olumlu düşünceleri ve özellikleri kabul etmekte sorun yaşarlar. Altıncısı, daha fazla yalnızdırlar. Yedincisi, kendilerini koruma eğilimleri yüksektir. İyimserliği azaltan etkenler nelerdir Birincisi, sürekli olumsuz deneyimler yaşamaktır, hayal kırıklığına uğramaktır. İkincisi, olumsuz ortamlar ve insanlarla temas etmektir. Üçüncüsü, kendine güven eksikliğidir. Dördüncüsü, yoğun stres ve baskı altında kalmaktır. Beşincisi, sürekli olarak olumsuz haberlerle karşılaşmaktır veya olumsuz medya içeriğine maruz kalmaktır. Altıncısı, sürekli olarak olumsuz, eleştirel veya kötümser insanlarla iletişim halinde olmaktır. Yedincisi, fiziksel ve ruhsal sorunlar yaşamaktır. Kötümserliği artıran etkenler nelerdir Birincisi, olumsuz deneyimler yaşamaktır. İkincisi, kötümser ve karamsar bir şekilde düşünen insanlarla sürekli etkileşimde bulunmak veya kötümser bir rol modelin etkisinde olmak, kötümserliği artırabilir. Üçüncüsü; kendine güven eksikliği, başarısızlık korkusuna ve olumsuz düşüncelerin güçlenmesine neden olabilir. Dördüncüsü, yoğun stres, kaygı ve baskı, kişinin olumsuz düşüncelere saplanmasına ve karamsarlık hissiyatının güçlenmesine yol açabilir. Beşincisi, fiziksel sağlık sorunları yaşamak,genetik ve biyolojik açıdan anomalilere sahip olmaktır. Örneğin duygusal açıdan dengesizlik kişilik özelliğe sahip olan bireylerin kötümserlik eğilimleri daha yüksektir. Altıncısı, sürekli olarak olumsuz, eleştirel veya kötümser insanlarla iletişim halinde olmak, kötümserliği artırabilir. İyimserliği artırma ve kötümserliği azaltma yolları nelerdir Birincisi, olumlu düşünce alıştırmaları yapmaktır. Kendimizi motive eden, umut dolu, olumlu ifadeleri tekrarlamak gerekir. İkincisi, şükür günlüğü tutmaktır. Her gün üzerinde şükrettiğiniz şeyleri bir günlükte kaydetmek, pozitifliği ve minnettarlığı güçlendirebilir. Üçüncüsü, olumlu rol modellerini takip etmektir. İyimser ve pozitif düşünen insanları takip etmek, olumlu bir enerji ve ilham kaynağı sağlayabilir. Dördüncüsü, olumsuz düşünceleri yeniden değerlendirmektir. Olumsuz düşüncelerimizi belirleyip onların gerçekçi olup olmadığın kontrol etmek iyimserliği artırır. Beşincisi, olumsuz iç konuşmaları değiştirmektir. Olumsuz, eleştirel veya kendimizi küçümseyen ifadeleri fark edip ve bunları olumlu, destekleyici ve motive edici ifadelerle değiştirmek iyi gelir. Altıncısı, iyimser insanlarla etkileşim kurmaktır. Olumlu etkileşimler, iyimserliği besler ve bizim de olumlu düşünce alışkanlıklarımızı güçlendirir. Yedincisi, kendimizi ödüllendirmektir. Kendimize küçük hedefler belirleyip ve bunları gerçekleştirdiğimizde kendimizi ödüllendirmek, başarılarımızı takdir etmek olumlu bir bakış açısıyla ilerlemeyi teşvik eder. Sekizincisi, geleceğe odaklanmaktır. Gelecekteki olumlu hedeflere, başarıya ve olumlu sonuçlara odaklamak, iyimserliği artırır ve motivasyonunuzu güçlendirir. Dokuzuncusu, stresle başa çıkma yöntemlerini öğrenmektir ve uygulamaktır. Derin nefes alma egzersizleri veya gevşeme teknikleri gibi stres azaltıcı yöntemleri uygulayarak iç huzuru ve iyimserliği artırabiliriz. Onuncusu, sağlıklı bir yaşam tarzı oluşturmaktır. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz yapma, yeterli uyku almak ve stresi azaltacak aktivitelere zaman ayırmak, genel ruh halimizi iyileştirir. Vücudumuzun iyi hissettiği bir sağlıklı yaşam tarzı, iyimserlik düzeyimizi artırabilir. On birincisi, geçmişteki başarılara odaklanmaktır. Geçmişteki başarılarımızı hatırlamak, geçmişteki zorlukları nasıl aştığımızı ve başarıya nasıl ulaştığımızı görmek bize motivasyon sağlayarak gelecekteki olumlu sonuçlara olan inancımızı güçlendirir. On ikincisi, olumsuz insanlara ve ortamlara mesafe koymaktır. Olumsuz insanlar ve drama dolu ortamlar, iyimserliğimizi etkileyebilir. Olumsuz insanlar yerine, pozitif, yapıcı ve destekleyici insanlarla vakit geçirmeliyiz. On üçüncüsü, kendimizi geliştirmektir. Kişisel gelişim ve öğrenme faaliyetlerine odaklanmak, olumlu bir büyüme sürecini başlatır. Yeni beceriler edinmek, ilgi alanlarınızı genişletmek ve zihinsel olarak aktif kalmak, iyimserliği artırmaya yardımcı olur. On dördüncüsü, takıntılı olmaktan kaçınmaktır. Olayları aşırı derecede analiz etmek ve kontrol etme arzusu, kötümserliği artırabilir. Kendimizi takıntı ve endişeden uzak tutup olayları akışına bırakıp ve kontrol edemeyeceğimiz şeylere odaklanmaktan kaçınıp yaşama devam etmek gerekir. On beşincisi kötümser düşünceleri bulup bunları rasyonel ve iyimser olanlarla değiştirmektir. On altıncısı, problem çözme becerilerini geliştirip kullanmaktır. Alternatif çözüm yolları bulmak, olumsuz durumları daha olumlu bir şekilde ele almanıza yardımcı olur. Din ve maneviyat açısından da iyimserlik ve kötümserlik ele alınabilir. Öncelikle, insanların ihtiyaçlarının ve yaşamlarını tehdit eden etkenlerin sonsuz olması insanları iyimserlikle ve kötümserlikle karşı karşıya getirmektedir çünkü sonsuz ihtiyaçları karşılamak ve sonsuz tehditlerden korunmak için sonsuz güç ve kudret sahibi olmak gerekir. Sonsuz güç ve kudret sahibi tek varlık vardır, O da Yüce Yaratıcıdır. Organizmik bir varlık olan insanın bu durumu, yaratılış ayetleri ile de açıkça ele alınmaktadır. Örneğin Hac Suresi 5. ve 6. ayette: " Ey insanlar! Öldükten sonra dirileceğinizden kuşku duyuyorsanız şunu unutmayın ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan, sonra belli belirsiz et parçasından yarattık ki size (kudretimizi) açıkça gösterelim; ve biz dilediğimizin rahimlerde belirli bir vakte kadar kalmasını sağlarız, sonra sizi bebek olarak çıkarırız, ki daha sonra yetişkinlik çağınıza erişesiniz. İçinizden kimi erken vefat ettirilirken kimi de önceden bildiklerini bilmez hale gelinceye kadar ömrün en düşkün çağına eriştirilir. Öte yandan yeryüzünü kupkuru ve cansız görürsün; üzerine yağmur indirdiğimizde ise (bir de bakarsın) canlanıp kabarır ve her cinsten güzel bitkiler çıkarır." ve "Bu böyledir, çünkü Allah hakkın ta kendisidir, O ölüleri diriltir ve O'nun her şeye gücü yeter" şeklinde ifade edilmektedir. İşte insan kendi yaratılış gereceğini gerek sezgisel gerekse rasyonel bir şekilde düşünüp fark etmektedir. İhtiyaçlarının karşılanmaması ve korunamama olasılığı insanı kaygılandırmaktadır. Bu kaygıda kötümser düşünceler üretmeye neden olmaktadır. Tam tersi durumda da iyimser düşünceler ortaya çıkmaktadır. İnsanın bu özelliği İsrâ Suresi 83. ayette: "İnsana bir nimet verdiğimiz zaman kibir ve çalım içinde Allah'ı anmaktan