Yerel seçimler... Eğitime atılan dinci kanca...

Önümüzdeki mart ayında yerel seçimler var. Ancak yenilmişlik ve öfke duygusu henüz birçoğumuzun üzerinden atılabilmiş değil. Birçok insanın "Sandığa bile gitmeyebilirim" ya da "Siyaset artık umurumda değil" türünden sözler sarf ettiğine birçok kere şahit oldum. Tamam ama... Evet ne yazık ki işin aması var...

Yerel yönetimler insana en fazla dokunan kamu kuruluşları. Özellikle yeni nesil belediyecilikte sundukları hizmetler, buldukları çözümler o yöre insanının yaşamını kolaylaştırabiliyor. Yaşlı ve engelli bakımı, sosyal hizmetler, kreşler, kütüphaneler, ihtiyaç sahiplerine sosyal marketler vs... Artık Türkiye'nin birçok belediyesinde bunları az ya da çok görebilmek mümkün. Ama bir nokta daha var. Bu ülkenin içinde bulunduğu laiklik karşıtı uygulamalar ve dini yapılanmalar karşısında yerel yönetimlerin ortaya koyacakları farklı çağdaş alternatifler, çözümler... İşte bu yaşamsal.

Çember giderek daralıyor. Eğitime atılan dinci kanca tehdidi raydan çıkmış durumda. Okuyan, sorgulayan, bilim odaklı düşünen nesiller yerine cehaletin kör kuyusuna bırakılacak çocuklar yetiştirilmesine yönelik giderek hızlanan bir ivme var. Milli Eğitim Bakanlığı'nın cemaat vakıfları ve dernekleri ile imzaladığı protokolleri, ÇEDES adı verdiği bilimdışı uygulamalarla okullara imamlar ve vaizler atadığı, yeni okullarda din dersleri saatlerinin artırıldığı bu yeni dönem; çocuklarına laik, çağdaş bir eğitim vermek isteyen aileleri çaresizliğe sürüklüyor. İnanılmaz şekilde artan enflasyon, daha önceleri bir şekilde özel okullar, kurslar ya da kültürel, sportif faaliyetler gibi alternatif alanların da önünü kesiyor. Ay sonunu getiremez hale gelen ailelerin çocukları zorunlu olarak bu yapıların kucağına sürükleniyor.

Bu yüzden önemli yerel yönetimler. Adana'da geçtiğimiz yıllarda Seyhan Belediyesi'nin açtığı Seyhan Belediyesi Teknoloji ve İnovasyon Merkezi (SEYTİM) örneğin. Gençler arasında uyuşturucu kullanımının arttığı ilçede bir cazibe merkezi haline gelmeyi başardı. Gençler geliyor, tasarlıyor, öğreniyor ve üretiyorlar. SEYTİM hatta Birleşmiş Milletler tarafından dünyada en iyi uygulama örnekleri arasında bile gösterildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) Boğaziçi Üniversitesi ile ortak bir projesi gözüme çarptı geçen gün. Proje kapsamında ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde öğrenciler İBB Teknoloji atölyelerinde, kodlamadan yapay zekâya, robotikten mobil uygulama geliştirmeye kadar birçok farklı alanda dersler alacak. Çağrı yapılmış ve 5 bin 500'ün üzerinde başvuru alınmış. Yapılan sınavlar sonrasında 920 öğrenci bu atölyelere katılmaya hak kazanmış. Keşke sayı çok daha artabilse.