Sokak... Yukarı Bakma!

İktidar yeni oyun alanını buldu: Sokak. Olmayan, hayali bir kurgu yapıyor; muhalefeti sokağa çıkmaya hazırlanıyor gibi gösterip kışkırtıyor, sonra bunun meyvelerini toplamak istiyor... Tabii bunu yaparken sana, bana seslenmiyor... Oltayı kendi seçmen kitlesine doğru sallıyor; artık ne tutarsa.. Nasıl olsa post-truth dünyasının tam ortasındayız. Çarpıtılan gerçekler ve yalan haberlerle yönetilen bir dünya... Tam bu noktada, Netflix'te izlenme rekorları kıran "Don't Look Up" yani "Yukarı Bakma" filmi çıkıyor karşımıza. Bir kıyamet senaryosunun kara mizah şeklinde anlatımı. Dünyaya altı ay sonra çarpacağı kesin olan bir kuyrukluyıldız üzerinde dönüyor her şey: Altı aylık ömrü kalan Dünya'yı kurtarmak yerine (denenebilecek yollar hâlâ var) ara seçimlere odaklanan bir devlet başkanı, zengin mineraller içeren kuyrukluyıldızdan milyar dolarlar kazanma peşinde olan zengin bir girişimci, ana akım medyanın ve tabii sosyal medyanın olayı ele alış biçimi, halkın nasıl kolay manipüle edilebildiği.. Filmi her ne kadar kara mizah da olsa iktidardakilerin post-truth çağında "Olası bir felakete nasıl yaklaşılır" pratiği olarak da düşünebilirsiniz... Yaşadığımız duruma ve olaylara da indirgeyebilirsiniz... Yanı başımızda kıyamet koparken (savaşlar, göçler, derin yoksulluk vs.) insanların vurdumduymazlığını... Ya da Türkiye ekonomisi tarihinin en derin krizlerinden birini yaşarken tepedekilerin her şey çok güzel gidiyor; sorun yok, ihracat patladı söylemi... NOURİEL ROUBİNİ'DEN TÜRKİYE UYARISI... ABD'li ekonomist Prof. Roubini "kriz kâhini" olarak da tanınır. Project Syndicate'deki yazısında 2022 tahmininde bakın neler diyor: "Pandeminin yarattığı belirsizlik ve riskten kaçınma, bastırılan talep, gevşek para ve maliye politikaları ile birlikte oluşan darboğazları şiddetlendirdi. Bu darboğazlar 2021'de enflasyonu ateşlendirdi. Bu enflasyon artışının geçici olduğu konusunda ısrar eden Merkez Bankaları'nın çoğu şimdi bunun süreceğini kabul ettiler. Bu durumda faiz oranlarına kademeli olarak normalleştireceklerdir.Politika faizi artışlarının tahvil, kredi ve hisse senedi piyasalarında şoklara yol açması halinde merkez bankalarının kararlılığı da test edilecektir. Böylesine büyük bir özel ve kamu borcu ile piyasalar daha yüksek borçlanma maliyetlerini sindiremeyebilir. Huzursuzluk artar ve öfke nöbeti olursa, merkez bankaları kendilerini bir borç tuzağı içinde bulup muhtemelen