AYM kararlarını tanımayrum... Nokta. Ya sonra

Şöyle filmi bir 7 yıl geriye saralım... Yıl 2016. Anayasa Mahkemesi Cumhuriyet gazetesinin o dönemki genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül'ün tahliyesine karar verir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söyler: "Anayasa Mahkemesi bu şekilde bir karar vermiş olabilir. Ben Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar. Ama onu kabul etmek durumunda değilim. Bunu çok açık net söyleyeyim ve verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum."

Şimdi ise bir adım daha atıldı. "Saygı duymuyorum"dan "Kararı tanımıyorum"a geçildi.

Zamanlama manidar. Cumhuriyetin 100. yılı ve AKP söylemiyle Türkiye'nin ikinci yüzyılının ilk günleri... Söylendiği gibi AKP ve MHP arasında silahların çekilmesi mi, yoksa "zamanı geldi" diyerek düğmeye basılması mı

Zamanlama manidar. Çünkü bir yandan da hukuksuzluğun uluslararası çapta tepe yaptığı, evrensel hukuk değerlerinin lime lime edildiği günler. İsrail'in Gazze işgaline karşı ülkelerden gelen cılız itirazlar. Rusya-Ukrayna savaşındaki kuralsızlıklar...

Yargıtay'ın AYM kararına uymaması tam anlamıyla anayasayı ihlal durumu. Ve yine ilginç tesadüf Avrupa Birliği'nin 2023 Türkiye raporunu yayımlamasına denk geldi. Ne diyor rapor Özetleyelim: "Türkiye'de yargı evrensel standartlardan giderek uzaklaşıyor. Yetkiler cumhurbaşkanlığı düzeyinde merkezileştirildi. Yürütme, yasama ve yargı arasında sağlıklı ve etkili kuvvetler ayrılığı sağlanmadı. Denge ve denetleme mekanizması etkin değil, yürütme organı demokratik olarak sadece seçimler yoluyla hesap verilebilir hale getirildi. Seçimlerde mevcut cumhurbaşkanına haksız avantaj sağlandı."

İKİ CEPHE

Geldiğimiz nokta bu. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Saray'ın otokratik rejimi hukuk tanımadan ilerliyor. Hukuk üzerinden toplum yeniden dizayn ediliyor. Bu durum karşısında, "demokrasiden asla ödün vermeden laikliği koruyacak" yapıların örgütlenmesi, sistematik, gerekirse radikal kararlar alarak ilerlemesi son derece önemli. Çünkü görüp yaşadığımız gibi, demokrasinin sadece seçimlere indirgenmiş olması bu durumu tersine çeviremiyor.