"Burası Çok Önemli"

Merakla bir solukta okudum. Yakinen tanıklık ettiğimiz bir tarihin perde arkasını, Enerji ve Hazine bakanlığı yaptığı 5 yılı kaleme almış Berat Albayrak. Enerjide nasıl bir meydan okumaya imza atıldığını, Mavi Vatan söyleminin nasıl ete kemiğe büründüğünü, yerli ve yenilenebilir enerjide nasıl bir amaçla ilerlendiğini, ekonomik dönüşüm politikalarını detaylarıyla öğreniyoruz. Albayrak, Karadeniz'de doğalgaz keşfinden kur saldırılarıyla mücadeleye, enerjiden ekonomiye tam bağımsız Türkiye için atılan adımları bir meydan okuma olarak nitelendiriyor. "Burası"nın öneminin altını çizerek ve görevi sırasında temelini attıklarına da inançla iddialı tahminlerde bulunuyor: Türkiye 2030 yılından önce gaz ihraç eden ülkelerin arasına girecek. Türkiye uzun yıllardır örnek alması gereken ülkeler sıralamasında gösterilen Almanya ve Güney Kore'ye karşı artık iki adım öne çıkan bir sürece doğru ilerliyor. Nitekim bu iki ülkenin hem enerji ithalatı hem de turizm kapasitesi dolayısıyla) yakın gelecekte cari performans olarak ülkemizin gerisinde kalacağı bir döneme giriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak biz artık köprüyü geçtik. Çok da uzun bir süre kalmadı. 2030 yılını dahi bulmadan ekonomik ve refah düzeyi olarak ülke tarihinin en güçlü dönemine gireceğiz. Kişi başı gelir, cari denge, istihdam ve üretim anlamında dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olma sürecimiz başlayacak. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde süreci doğru yönetebilirsek ülkemizin dünyadaki ilk beş ülke arasına girdiğine şahit olacağız" Elbette tüm kitabı anlatarak sürprizini kaçırmak istemem. Ancak Albayrak'ın özellikle Ağustos 2018'de kur saldırılarını anlattığı bölümdeki dikkat çekici uyarısını da paylaşmak isterim: "Bir tarafta Türkiye'yi dize getirmek ve teslim almak için ekonomik yaptırımları ve finansal araçları kullanan küresel güçler, diğer tarafta onlarla işbirliği içerisinde her fırsat bulduğunda milletimizi felaket tabloları çizerek korkutmaya çalışan yabancı yatırımcıları tehdit eden bir muhalefet ve bir başka tarafta Türk lirasına karşı güvensizlik oluşturmak için adeta ağız birliği yapmış sözde finansçılar... O dönemde sosyal medya ve YouTube kanalları üzerinden yorum yapan bazı finansçıların bir kısmının yurtdışı istihbarat örgütleri ile