Yaşamda anlam bulmak

Aramak, insanın değişmez ve evrensel yazgısı. Allah, insanı yaratmış ve onun arayıp bulmasını dilemiştir. Adına dünya dediğimiz bu alemde varoluşumuzla birlikte başlar arayışımız. Arkadaşlarımızı, işimizi, eşimizi, ideallerimizi, yaşamın anlamını ve tüm bunların sahibini yani Yaratıcımızı arayışımız. Yükselen yaşam standartları, konfor ve teknolojik gelişmelere rağmen giderek yalnızlaşan ve mutsuzlaşan bir insanlık ile karşı karşıyayız. Haz ve mutluluğu temel yaşam amacı olarak kutsallaştıran medeni batı, bugün haz düşkünü insanların eliyle geri dönüşü olmayan bir batışa ve tükenişe yuvarlanmakta, sosyal problemlerine çareler aramaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 2022 yılında yayınlanan "Dünya Ruh Sağlığı Raporuna" göre; dünya genelinde 970 milyon insanın ruh sağlığı problemine sahip olduğu tahmin edilmektedir. Her yıl yaklaşık 700 binden fazla insan intihar nedeniyle hayatını kaybetmektedir (WHO, 2020; 2022). Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD, 2019); dünya genelinde antidepresan kullanımının sürekli arttığını belirtmektedir. Antidepresan kullanımının en yoğun olduğu 10 ülke sırasıyla; İzlanda, Kanada, Avustralya, İngiltere, Portekiz, İsveç, Belçika, Danimarka, Yeni Zelanda, Finlandiya şeklindedir (Her 1000 kişide günlük antidepresan kullanım dozu; 2000-2017 yılları için). Madde kullanımının, suç oranlarının, şiddet ve saldırganlığın arttığını gösteren çok sayıda benzer araştırma literatürde yer almaktadır. Modern insanı, yalnızlığa, mutsuzluğa, depresyona ve intihara sevk eden şey nedir Bugün neden daha fazla insan yaşamın anlamını sorgulamakta ve yaşamda bir anlam bulamamaktan yakınmaktadır. Belki de yaşamın anlamını yanlış bir yerde arıyoruz. Çünkü çaldığımız kapılarda, önümüze koyduğumuz hedeflerde bir anlam bulamıyor, eli boş, kalbi kırık ve mahzun bir şekilde geri dönüyoruz. Logoterapinin kurucusu Viktor Emil Frankl, insanın yaşamda bir anlam bulmasının üç farklı yolla mümkün olduğunu belirtmiştir. Bunlar; 1- Bir şey üreterek veya bir iş yaparak, 2- Bir şeyi deneyimleyerek veya biriyle temas ederek, 3- Kaçınılmaz olan ıstıraba karşı doğru bir tavır alarak. Yıldırım ve Uslu (2022) çok sayıda araştırmayı inceledikleri çalışmalarında yaşamda anlam bulma düzeyindeki artış, ile psikolojik iyi oluş, ve yaşam doyumu arasında pozitif yönde bir ilişki; stres anksiyete depresyon, umutsuzluk, intihar düşüncesi madde bağımlılığı ve ölüm korkusu arasında ise negatif yönde bir ilişki olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Yani yaşamda bir anlam bulan insanların