Türk diplomatlar (3)

Son yazılarda, "Yabancıların tiyatro dünyasında, 'one man show' tek adam gösterisi" denilen bir tanımlamaya değinmiştik! Bu tek kişilik rolü oynayan sanatçı, sahnede "tek başına çeşitli gösteriler, yapar!" demiştik...Boğaziçi Üniversitesi'nde "özerkliği" dışlayıp dışarıdan "rektör" ve ayrıca "milletvekili" olmayanları da "bakan" atayan AKP Reis-i Umumisi, Reis-i Cumhur, Vezir-i Azam, zam kralı Recep Tayyip Erdoğan'ın (RTE) Dışişleri Bakanlığı'nda da aynı "rolü" oynadığına geçen yazımızda değinmiştik!"Vali", Türkiye içinde, nasıl "hükümeti" değil de "devleti" temsil ediyorsa, "büyükelçi" de Türkiye dışında "hükümeti" değil "devleti" temsil eder! RTE, bırakın "devleti"; günümüzde "hükümeti" bile temsil etmeyen yakın arkadaşlarından, "büyükelçi" atamaları yapmayı sürdürüyor!Bugün kadın diplomatlarımıza değineceğim Daha önce AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden, "derece" ile mezun sınıf arkadaşım Büyükelçi Filiz Dinçmen'den kısaca söz edeyim1961'de Dışişleri Bakanlığı'na girerek diplomatlığın ilk dereceleri olan "3. ve 2. kâtip" ve 1965'te Birleşmiş Milletler (BM) Türk heyetinde de "1. kâtip" görevlerini tamamladı. Sınıf arkadaşımız Üstün Dinçmen ile evlendi... 1968-70 yılları arasında, İran'da Tahran Konsolosluğu'nda, sonra Avrupa Birliği görevlerinde bulundu. 1982'de Hollanda Lahey'de "Türkiye'nin ilk kadın büyükelçisi" oldu. 1988'de bakanlığın "müsteşar yardımcılığına", sonra "bakanlık sözcülüğüne" atandı.Papa ve Büyükelçi Filiz Dinçmen1993-97 yılları arasında Avusturya (Viyana) Büyükelçiliği, sonra Malta Büyükelçiliği yaptı. 2001'de Roma'ya gitmiştim Vatikan'da Papalığın müzesini gezerken öteki turistler ile birlikte, beni de bir odada beklemeye almışlardı Ben, bir pencere kenarında dışarıyı seyrediyordum. Pencere, saray içindeki dar bir yola bakıyordu. Bir ara, "Türk bayraklı" siyah bir araba göründü!Şaşırmıştım! Çünkü Filiz, Vatikan'a büyükelçi atandığı için, Papa 2. Jean Paul'a "güven mektubu" sunmaya gelmişti O an, bir Türk olarak gururlanmış, gözlerim yaşarmıştı! Filiz, 2001-04 yılları arasında, Katolik dünyasının kalbinde ilk Müslüman kadın büyükelçiliği sonrasında emekliye ayrıldı. Dinçmen, görevi hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştı:"Kadın olduğum için, bu görevde başlangıçta zorluklarım vardı, ancak sonra herkes bana yardımcı oldu. Bunu şükranla hatırlıyorum! İlk olmak, hem çok onurlu bir şey hem de büyük bir sorumluluk yüklemişti. Türkiye'nin yurtdışında bir imaj sorunu var. Maalesef iyi tanınan bir ülke değil! Bu nedenle kadın büyükelçilerin Türkiye'nin imajına olumlu katkı yapan artıları bulunduğunu söyleyebilirim Vatikan'da bana ,'Türkiye'nin aydınlık yüzü' diye hitap ederlerdi. Kadın olarak, Türkiye'yi uygar yüzüyle tanıttığımı anladım!"Merve KavakcıMerve Safa Kavakcı (1968) AÜ Tıp Fakültesi'nde