Masa ve kasa uğruna

Medresede Kuran'ın Arapçası ile Türkçe mealini ezberleyip ve bu ezbere yüz kadar gerçeklik ve doğruluğu tartışmalı hadis cephanesi ekledikten sonra hoca, âlim, muallim ve kadı unvanı kapan ve bu sayede devlet hiyerarşisinde önemli bir yerlere kapılanan birtakım zevat Cumhuriyetle birlikte açıkta kaldılar; ellerinde üfürük muska yazmaktan başka bir marifet kalmadı. Ama o da yasa tarafından yasaklanmıştı. Osmanlı'ının sunduğu "saadet devri" imtiyazları böylece sona erdi. Cumhuriyette "masa" ve "makam", yetenek ve liyakat sayesinde elde ediliyordu. Bunun yolu da okul ve sınav köprüsünden geçmekteydi. Cumhuriyetin okulları onlara göre "gavur icadı" olduğu için bunlara pek iltifat etmiyorlardı. Cumhuriyet yoksul çocukları için "parasız yatılı" (leyli meccani) olanağı yaratmıştı. Cumhuriyetle barışık yoksulların çocukları bu olanaktan yararlanıp Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi başbakan ve cumhurbaşkanı oluyordu ama mürteci kesiminin çocukları göze alıp girseler de sınavlarda başarılı olamıyorlardı.Bu durum AKP iktidara gelinceye kadar devam etti. Ne var ki AKP saltanatı döneminde de sınavlarda başarılı olamıyorlardı, çünkü taşra liselerinde eğitim düzeyi iyi değildi. Gene Cumhuriyetle sorunu olmayanların çocukları sınavları kazanıp üniversitelere, Harp Okulları'na güzel güzel giriyordu. O zaman aralarından biri çıkıp "Bize Masa ve Kasa'yı vermiyorsunuz!" "diye isyan etti.Fethullahçılar da AKP de Masa ve Kasa'yı ele geçirmek istiyordu ama asıl önemlisi onları ele geçirmek için yanıp tutuşan bir halk yığışımı (ohlokratik taban) da vardı. Bu taban o sıralarda (kimileri 2002 diyor ama biz 2007 diyelim, fark etmez) sınav kazanmanın bir yolunu bulmaya karar verdiler. FETÖ ile AKP'nin devleti ele geçirirken kullanacağı bir kadroya gereksinimi vardı. Kadro adayları kendilerini tepe tepe kullanacak efendileri ohlokratik yığışımda beklemekteydiler.FETÖ, özel okulları, yurtları ve evleri ile bir kadro hazırlamaktaydı. Fethullah Hoca, 28 Şubat döneminde ele geçen görsel kayıtlarda müritlerine "Her ne pahasına olursa olsun mülkiye, askeriye ve zaptiyeye girip ele geçirin!" diye vaaz vermekteydi. Anlaşılan mürit talebe yazılı sınavlarda başarılı olup mülkiye, askeriye ve polisi ele geçiremiyordu. (14 Ağustos tarihli yazımdaki Polis Meslek Yüksek Okulu öğrencisi anımsayın.)Sonunda FETÖ sınav sorularını kendi müritlerine vermek için "sınav süreci"ne sızmaya karar verdi.