Siyasi deprem gerçek depremin önüne geçince...

Osmanlı topraklarında bilimsel astronomi Fatih Sultan Mehmet döneminde başlamış.Semerkand Rasathanesi'ni kuran Uluğ Bey'in öğrencisi Ali Kuşcu, İstanbul'a ilk olarak Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın elçisi olarak gelmiş, Fatih Sultan Mehmet'ten gördüğü büyük ilgiden etkilenmiş ve İstanbul'a ikinci gelişinde ailesi ve çalışma arkadaşlarını da yanına alıp Ayasofya Medresesi müderrisliğine atanmış. Fatih Külliyesi'nde matematik ve astronomi dersleri vermiş. İstanbul'un enlem ve boylamı ilk kez Ali Kuşcu tarafından ölçülmüş. Fakat Fatih Sultan Mehmet'in ölümünün ardından astronomi sadece namaz saatlerinin tespiti için kullanılmış.İlk gözlemevini kurduOsmanlı'da astronominin ciddi olarak ikinci ele alınışı 3. Murad dönemine rastlıyor. Hikâye uzun ama Şam doğumlu Takiyüddin Efendi'nin padişahın izniyle ilk gözlemevini kurduğunu söylemek yeterli olacaktır. Bu gözlemevinde önemli çalışmalar yapılır ama sonra ne olur biliyor musunuz 1578 veba salgınından sonra Şeyhülislam Ahmet Şemseddin Efendi Sultan'a mektup yazarak verdiği fetva ile gözlemevindeki çalışmaları şikâyet eder. Sonuç mu 21 Ocak 1579 günü Kaptanı Derya Kılıç Ali Paşa top ateşiyle gözlemevini yıkar. Takiyüddin Efendi de ölümüne kadar kendi imkânlarıyla astronomi çalışmalarını sürdürür.Sonraki asırlar boyunca ne astronomi ne de yer bilimleri konusunda bir çalışma yapılır. 1894 İstanbul depremine kadar sürer bu ilgisizlik. Tekrar bilime dönen Padişah. 2. Abdülhamid olur. Atina Rasathanesi Müdürü Eginitis başkanlığında bir ekip İstanbul'a davet edilir, rahat çalışmaları için emirlerine bir de vapur tahsis edilir. Ortaya çıkan raporun ardından tanesi 3 bin 200 frank olan iki tane sismograf cihazı sipariş edilir. Gelen cihazlardan biri Rasathane-i Amire'ye, diğeri de Yıldız Sarayı'na yerleştirilir. Yine de depremle bilim arasında bir ilişkinin başlamış olması önemli diyelim.Sismoloji, deprem bilimi diye bilinir. Yunanca kökenli bir kelimedir sismoloji. Sarsıntı anlamına gelen seismos ile bilim anlamına gelen logos kelimelerinin birleşimiyle ortaya çıkmıştır. Depremlere dair geçmişten kalan ilk kayıtlar MÖ 3000 yıllarına, Çin'e kadar uzanıyor. Depremi anlamlandırmaya çalışan çalışmalara dair ilk bilgiler ise MÖ 4. yüzyıla uzanıyor. Yunanlı filozoflar depremin neden olduğuna dair düşünceler üretmişler.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6912569;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6912569;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarozay-sendirsiyasi-deprem-gercek-depremin-onune-gecince-6912569' });En önemli gelişme!Depremi anlamak için düşünmek yeterli olmamış ama. Hatta Kasım 1755'teki Büyük Lizbon Depremi'ne kadar depremin bir bilim haline gelmesi bile mümkün olmamıştır. Bilim haline gelen depremler açısından en önemli gelişmelerden biri de depremleri otomatik olarak kaydeden sismoskop cihazının icat edilmesi olmuş.Depremin büyüklüğü ve Richter ölçeğini çok duyar, çok kullanırız ya, bu ölçümleme sistemi 1936'da ABD'li sismologlar Charles Richter ve Beno Gutenberg tarafından geliştirildi. Fakat artık en güvenilir sistem bu değil. Bilim dünyası moment büyüklüğü hesaplama yöntemine dönmüş durumda.Türkiye'de AFAD ile Kandilli hep farklı rakamlar açıklarlar ya, AFAD sadece moment büyüklük hesabı yapıyor, Kandilli her iki yöntemi de kullanıyor.Bir de büyüklük ile çok karıştırılan şiddet meselesi