Yeni Asya'ya zulmün bininci günü...

Yarın, Cumhuriyetin ilânının 99. senesi bitip, 100. senesine giriyoruz. Ama memlekette, maalesef bir asırdır hakikî mânâda bir Cumhuriyet yok!Evet bu, Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin târif ettiği hakikî Cumhuriyet değildi. Tek parti döneminde tatbik edilen idâre ve rejimin de hakikî Cumhuriyet olmadığını, Üstad o şahane cümleleriyle şöyle anlatıyordu: "İstibdâd-ı mutlaka cumhuriyet nâmı vermekle, irtidâd-ı mutlakı mutlak dinsizlik rejim altına almakla, sefâhet-i mutlaka mutlak ahlâksızlık medeniyet ismi vermekle, cebr-i keyfî-i küfrîye keyfine göre, küfrü, zorla tatbik etmek kanun ismini takmakla hem sizi iğfal kandırma, aldatma hem hükümeti işgal hem bizi perişan ederek, hâkimiyet-i İslâmiyeye ve millete ve vatana ecnebi hesabına darbeler vuruyorlar." İnşâallah, hakikî Cumhuriyete vâsıl oluruz. Tabii, kökünde; istibdâd-ı mutlak olan bir idâreden bunu beklemek zor. İşte o zulümlerden biri de, Yeni Asya'nın resmî ilân hakkının, haksızca ve zulmen, bin gündür kesilmesidir. Hâlbuki, daha resmî ilân kanunun 1. maddesinde: ...."resmî ilânların fikir ve içtihat farkı gözetilmeksizin aranan vasıfları taşıyan ve ödevleri yerine getiren süreli yayınlara dağıtımının sağlanmasıdır...."