Erdoğan kaybedebilir miydi

Türkiye'de seçimlerin eşit ve adil şartlarda yapılmadığına kimsenin kuşkusu yok. İktidar 20 yılı aşan kesintisiz süre içerisinde Cumhuriyet tarihinde hiçbir yönetimde olmadığı kadar devletin tüm unsurlarına hâkim haline geldi.Başta 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere e-muhtıra gibi sistem dışı müdahaleler Erdoğan'ın otoriter kimliği ile birleşince kendisine sistem dışına çıkma meşruiyeti verdi. Kendi verdiği yetkiyi Fethullahçılar ve askeri vesayet gibi gayr-i meşru odakların gasp etmesi ihtimali karşısında seçmen de Erdoğan'ın bu odaklara karşı onların metotlarını da kullanarak karşı çıkmasını doğal gördü.Erdoğan da kendisine verilen bu krediyi alternatif tüm sesleri ve muhalefeti bastırmak, medyayı kontrol altına almak, sermayeyi dize getirmek, kendi doğrularını genele dayatmak için kullandı. Bu arada tek başına hareket etmeyen Erdoğan'a en az on yıldır yanında olanlar da bu çizgi dışına çıkma sürecinde ya doğrudan destek vererek ya medyayı nasıl kontrol edeceğini öğretmek gibi yol göstererek ya da en azından karşı çıkmayarak yardımcı oldu.Gelinen noktada 2023 seçimlerine giderken oyunun kurallarını tümüyle kendi istediği şekilde kurgulayan Erdoğan frensiz bir seçim ekonomisi, ilke ve tutarlılık gözetmeyen bir devlet gücü kullanımı ve sonuçlarından çekinmeden zorlanan bir kimlik siyaseti ile seçimleri kazandı.Tüm bunlar Erdoğan'ın kazanmasının her halükarda mukadder olduğu anlamına gelmiyor. Nitekim muazzam medya ve devlet gücüne rağmen son 3 cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 48 her şeye rağmen Erdoğan'ın karşısına kim çıkarsa ona oy veriyor. Erdoğan'ın stratejileri kendi tabanını tahkim etmekte ne kadar başarılı ise karşı kampı eritme konusunda da o kadar başarısız. Deyim yerinde ise toplumun yarısı ne olursa olsun Erdoğan'ın söylemlerine karşı bağışıklık kazanmış durumda.Buna rağmen Erdoğan seçimleri fazlasıyla ciddiye alıyor. Kazanmaktan emin olsa da kaybedebileceğinin de farkında. Muhtemelen Erdoğan'ın çevresindekilerde kazanacaklarına dair keskin inanç Kılıçdaroğlu'nun çevresindekiler kadar güçlü olmadı.Cumhurbaşkanı seçimleri o kadar ciddiye alıyor ki Ayasofya'nın tekrar camiye çevrilmesinden asgari ücret artışına kadar neredeyse son yerel seçimlerden bu yana sürekli seçimi ve seçmeni düşünerek hareket etti. 2022'nin Eylül ayından bu yana gerek dış politikada gerek iç siyasette seçmen tabanına mesaj verecek eylemlere ağırlık verdi.Seçimleri kaybetmeyeceğinden yüzde yüz emin olan bir Erdoğan EYT düzenlemesini de hayata geçirmeyebilirdi KKM'ye de ara verebilirdi. PANORAMATR araştırmalarında neredeyse son bir yıldır iktidarın TOGG'dan doğalgaz rezervine dair açıklamalarına, toplu konut projelerinden Kültür Bakanlığı uhdesinde kurulan Alevi-Bektaşi birimine varana kadar birçok adımının sadece iktidar seçmeni tarafından değil muhalefet seçmeninin en azından bir bölümü tarafından olumlu bulunduğunu gördük.Sanki yarın seçim olacakmış gibi her gün