'Etkinlik' olarak edebiyat

Ya da eylem olarak mı deseydim Öyle ya da böyle edebiyatınsanatın etkinlik olarak işlevi dosdoğru hayata ve insanlara nüfuz etmek, onlarla gerçek hayatta karşılaşarak hayata ve insana bulaşmaktır. Bulaşmak kelimelisini kelimenin tam anlamında yani bir hastalığın insanlara bulaşması anlamında ve yayılması anlamında kullanıyorum. Ve bu hem genişlemesine hem de derinlemesinedir. Şiiredebiyat yapılan panellerle, söyleşilerle, sempozyumlarla, atölyelerle, organizasyonlarla vs direkt okura yönelir, onunla gerçek anlamda temas eder, ama toplumsal anlamda, yoksa bir kitabı kendi mahremiyetimizle birlikte okuduğumuzda da şiiredebiyat okura saldırır, onu rahatına uygun olarak yerleştiği yerden eder ve sarsar, sarsmalıdır, en asgari düzeyde bunu hedefleyip yapmalıdır. Bunu yapamıyorsa zaten o zaman gerçek şiiredebiyat değildir. Etkide bulunmuyordur. Etkide bulunmayan tepki de yaratamaz. Matematikteki etkisiz eleman gibi yani, sıfır.Şiirinedebiyatın bu anlamda bulaşma, yayılma özelliği vardır ve de bu özelliği yönetenler sınıfı bakımından korkutucudur hatta tehlikeli ve risklidir. Hiçbir iktidar şiirinedebiyatın, ki insanı dönüştürücü, uyarıcı özellikleri vardır, bire bir okurla karşılaşmasına, etkileşime girmesine izin vermek istemez, hatta bunu engellemeye çalışır, bir de o şiiredebiyat muhalifse kesinkes önlemeye çalışır. Ya da tam tersi: Kendi güdümündeki şiiredebiyatın yaygınlaşması için her türlü bütün imkânlarını sonuna kadar kullanır, kullandırır. Kendi yandaş 'sanatçılarını' her bakımdan destekler: Maddi olarak da, ödüller kurarak manevi olarak da. Bu yüzden kimin nerde olduğu ve kimin kimden ödül aldığı çok manidar ve belirleyicidir. Burada şiirimizin, edebiyatımızın, sanatımızın ve düşünce hayatımızın kanayan yarası olan ödül konusuna girmeyeceğim ama şunu belirtelim: Ülkemizdeki her türlü sanat toplaşmasının, kliğinin kendi ödülleri vardır ve onlar kendi yandaşlarına ödül vermekten ne çekinir ne de bundan utanır. Ödüllerin verilme kriteri aynı mahallede oturmak, aynı çevreden olmaktır. Yoksa kalite değil. (Ki bu arada kişisel olarak sadece kendimden sonra gelen kuşaktan ödül almayı kabul edebilirim, yaşıtlarım ya da daha büyüklerden değil. Aslında büyük kuşaklar ancak kendilerine yakın olan ve kendileri için tehdit oluşturmayan evcil sanatçılara ödül vererek aslında kendilerini ödüllendirirler. Yaşıtların verdiği ödüller ise eş dost ilişkilerine ve arkadaşlık bağlarına dayanabilir. Gençler ise ancak destekledikleri ve sevdikleri ve kendi şiirsel ideallerine uygun olduklarını düşündüklerine eyvallah der. Bu şekilde geleceğe de işaret fişeği atmış olurlar. Zaten gençlerin okuyup tartışmadığı şiirler de şairler de ölüdür. Gençlerin dediğim, sonraki kuşaklar.)Neyse, bu bahsi geçelim de gelelim asıl konumuza, şiiredebiyat etkinliklerine CHP'li İstanbul belediyesi kültürel alanda gerçekten de çok büyük işler yaptı. Örneğin sadece şehrin merkezi yerlerinde değil, çeperinde de çok güzel, kapsamlı ve modern kütüphaneler açtı. Halkın edebiyata ve sanata ulaşımını kolaylaştırdı. Zaten sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir belediyeden de bunlar beklenirdi. Yani normal. Ne var ki bu işleri yapan İBB, CHP'li ilçe başkanları ile Kültür İşleri Daire Başkanlığına teşekkürlerimizin yanı sıra birkaç da eleştirimiz var. Bir kere bu konuda yetkili kişiler yeterince ehil değiller ve edebiyat ortamımızdan, şair ya da yazarların niteliği ya da temsil etiklerinden bihaberler. Tam olarak konularına hâkim değiller. Daha çok piyasada bilinen ama kalitelerinden pek de emin olmadığımız isimleri bu etkinliklere ve programlara davet ediyorlar. Tek istedikleri popüler yazarlarla kendilerini daha çok görünür kılmak. Örneğin Zülfü Livaneli, Ahmet Ümit, vs gibi gereğinden fazla abartılmış ve solun ve piyasanın rantını yiyen isimlerin kitaplarını bazen milyona varan sayıda almanın sosyal demokrat sanat anlayışının yayılmasına nasıl bir hizmette bulunduğunu anlamak çok güç. Livaneli bırakın solcu olmayı, hırslı, açgözlü, paragöz ve yetinmek bilmeyen bir burjuvadır. Ahmet Ümit dahi ondan daha ahlaklıdır birçok konuda. Ayrıca düzenlenen etkinliklerde hep aynı isimlere yer verilmektedir. Bir konu var ki o da çok önemli. Örneğin AKP hükümeti ve AKP'li belediyeler ve yandaş sermaye kendi